YEMİN
Bizim TBMM’deki milletvekillerin yemin metni, aynen şöyledir;
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma,
Hukukun üstünlüğüne, Demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; Toplumun huzur ve refahı,
Milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma,
Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Mukaddes kitabımız Kur’an’ı Kerim’de ise aynen şöyle buyuruluyor:
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır. (Âli İmrân: Sure 3, Ayet 77)
Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. (Maide: Sure 5, Ayet 89)
Yeminlerini bozan, Peygamber’i yurdundan çıkarmaya azmeden ve üstelik ilk önce size saldırmaya başlayanlara karşı savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer mümin iseniz her şeyden önce Allah’tan korkmalısınız. (Tevbe: Sure 9, Ayet 13)
Hiç şüphesiz onlar, sizden olduklarına dair yemin de ederler. Hâlbuki sizden değildirler. Fakat onlar öyle bir kavimdirler ki, korkudan ödleri patlıyor. (Tevbe: Sure 9, Ayet 56)
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fasıklar güruhundan kesinlikle razı olmaz. (Tevbe: Sure 9, Ayet 96)
Bir de anlaşma yaptığınızda Allah’ın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Allah’ı üzerinize şahid tuttuğunuz halde, nasıl olur da bozarsınız! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.(Nahl: Sure 16, Ayet 91)
Yeminlerinizi aranızda aldatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da Allah yolundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab olur. (Nahl: Sure 16, Ayet 94)
600 vekil, 600 yemin ve 81 milyon insan.
Şimdi birader…
Bunca yemin, bunca mukaddes sure ve ayetten sonra bana laf düşmez tabii.
Konuyu zaten sizler biliyorsunuz.
Herkes verdiği sözleri tutsun.
Yoksa…
Efendimiz bir gün Cebrail (A.S.)a; Ben ne için Mikail’i hiç güler görmüyorum, diye sormuştu.
Cebrail (A.S.); Cehennem yaratılalıdan beri, Mikail hiç gülmemiştir! dedi.
Peygamber Efendimiz; ”Vallahi! Ey Ümmet-i Muhammed!
Benim bildiğimi, sizler de bilseydiniz, muhakkak ki, çok ağlar, pek az gülerdiniz!
O vakit demem o ki; ya akıllı olun ya da attırmayın Türk’ün kafasını.