Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışına; Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın yanı sıra birçok yerli ve yabancı akademisyen katıldı. İki gün sürecek programın açılış konuşmasını yapan Başkan Mustafa Dündar, belediye olarak sosyal ve kültürel faaliyetlere değer verdiklerini belirterek, “Yıl içerisinde düzenlediğimiz çeşitli sempozyumlar ile sahip olduğumuz kültürel zenginliği daha yakından tanıma fırsatı buluyor, bu toplantılarda ortaya çıkan sunumları kitaplaştırarak bilim dünyasına kazandırıyoruz. Bugün de yine tarih ve kültürümüzün bir parçası olan Yörüklerimizin unutulmaya yüz tutan maddi, manevi değerlerini tekrar hatırlayacağız. Osmanlı’nın temelinden bu yana Yörükler bu ülkenin hamurudur. Yörükler, Bursa’da buluşarak bir felsefe içerisinde 3 kıtaya barış ve huzuru götürmüştür” dedi.
Sempozyumda Türkiye’den ve Yörüklerin ata yurdu olan Orta Asya’dan 31 akademisyenin bildiri sunacağını ifade eden Başkan Dündar, “Toplam sekiz oturum halinde yapılacak sempozyumda Türk dünyasında bayram havasında gerçekleşen göç hazırlıklarını, kültürümüzdeki yerini, tarihini ve göç ile ilgili her konuyu uzmanlarımızdan dinleyeceğiz. Aynı zamanda Osmanlı kültürünü koruyan Yörüklerin zengin folklorlarını ve müziklerini tanıma imkanı bulacağız” diye konuştu.
Uluslararası Orta Asya’dan Anadolu’ya Yörükler Sempozyumu’nun konuşmacıları arasında yer alan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Şahin de, Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’nın kültür ve uygarlık değerleri bakımından zengin bir şehir olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Şahin, “Osmangazi Belediyemiz, bugüne kadar Osmanlı’nın ilk padişahlarını içine alan bilimsel sempozyumlar düzenledi. Toplantılarda sunulan bildirilerin basımını yaparak, bilim dünyasına hazineler kazandırdı. Bilindiği gibi 1071 Malazgirt zaferinden sonra yaklaşık iki asır, Orta Asya’dan Anadolu’ya kitleler halinde göç eden Türk kabilelerinin önemli bir kısmı Oğuz veya Türkmen adıyla bilinmekteydi. Daha sonra bunların Anadolu’nun batısında yaşayanları, yaşadıkları hayat tarzından dolayı Yörük adıyla bilinmeye başlandı. Ancak burada Yörük ve Türkmen kavramlarını ayrı ayrı düşünmemek gerekir. Yörüklerin tabiata zarar vermeden icat etmiş oldukları yaşam tarzlarını da sempozyumda ele alacağız. Böyle önemli organizasyonun düzenlenmesini sağlayan Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar’a teşekkür ederim” dedi.
Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Özlem Doğuş Varlı ile Ersen Varlı’nın ‘Yörük Müziği’ dinletisinin ardından oturumlar başladı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üçler Bulduk’un yönettiği ilk oturumda Türk tarihinin en eski Yörükleri, konar-göçerlik ve Hunlar konusunda katılımcılara bilgiler verildi.
DAĞ-DER Genel Başkanı Prof. Dr. Ali Kaya ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Konuralp Ercilasun’un yönettiği oturumlarda ise Anadolu’da göçerlerin yerleşme, barınma ve beslenmeleri üzerine etnografik değerlendirmeler ile Atatürk ve Yörükler konuları ele alındı.
Günün son oturumu ise Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhtar Kutlu’nun başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumun konuşmacılarından Kırgızistan Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Amantur Caparov, Kırgız ve Türk konar-göçerlerinin geleneksel hayvancılık kültürüyle ilgili bir sunum yaptı.