MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisiyle ilgili konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Twitter hesabı üzerinden sert tepki gösterdi. Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:
“Şahsımla ilgili değerlendirmelerini ibretle izledim”
Dün sabah emeli belli, hedefi belli, varmak istediği yer belirgin olan malum bir televizyon kanalında CHP Genel Başkanı’nın şahsımla ilgili değerlendirmelerini ibretle izledim. Milliyetçilik konusunda kestiği ahkamı, kırdığı potu, döktüğü aklının dibini gülümseyerek takip ettim.
“Haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlıktır”
Sayın Kılıçdaroğlu yine yaş tahtaya bastı,yine baltayı taşa vurdu,bir kez daha açığa düştü. Gerçi bu gibi durumlar onun için öylesine olağan ve otomatiğe bağlanmıştı ki, haline ne acıyan ne de haksızlığını araştıracak kalmıştı. Ancak haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlıktır.
Aklına eseni konuşan hak ettiğini bulur, lafın okkalısını duyar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik tarifi körün fil tarifine tamamıyla uyar. Virane zihninde milliğin kırıntısı dahi olmayan birisinin bize milliyetçilik hatırlatması yapması zeka özrü değil, zilletin zehir tesiridir.
“Milliyetçilik lafla olmaz, doğru. Senden zaten milliyetçi olmaz”
Bir yanda, Sakarya’daki Silah Fabrikası’nın satışına neden sessiz kaldığımı soruyor, diğer yanda Bahçeli’den hiçbir çıkış beklemiyorum diyor. Sayın Kılıçdaroğlu tam bir çelişki yumağı, tam bir yalan ve aldatma yuvası. Benim için üzülüyormuş, dert etmesin buda geçer.
Bak Sayın Kılıçdaroğlu, kalbin çürük olsa da, kulağını bana ver. Milliyetçilik lafla olmaz, doğru. Senden zaten milliyetçi olmaz. Vatana, bayrağa, orduya kast edenlerle ittifak kurmuş birisinin ağzına alacağı ne millet, ne de milliyetçiliktir, sadece zillet ve rezalettir.
“Ortada satış yok iken var demek yalandır”
Sakarya’da Kurulu bulunan ve Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne ait olan 1.Ana Bakım Fabrikalar Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin özelleştirme işlemleri 31 Aralık 2019’a kadar tamamlanacaktır.
Burada takip edilecek özelleştirme yöntemi bir satış değil, işletme hakkının 25 yıl süreyle devridir. İşletme hakkının devir faaliyetleri 20 Aralık 2018 tarihinden itibaren Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Koordinatörlüğünde ilgili kurumların katılımıyla devam etmektedir.
Ortada satış yok iken var demek yalandır. İşletme hakkının devir işlemleri sürerken her şey bitti ve Katar ordusu aldı demek sahtekârlıktır. Sayın Kılıçdaroğlu farkındaysan yine çaktın, yine sınıfta kaldın.
Neyden rahatsız oluyorsun? Savunma sanayinde yerlilik ve millilik oranının yüzde 68’e çıkmasından mı? Kendi kendine yeten bir ülke olmamızdan mı? Ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasından mı? Nedir seni hoplatan, hazım zorluğu çektiren? Söyle de belki tedavisi bulunur.
Yıllarca tankı, topu, mühimmatı yabancılardan almadık mı? Dönem dönem uygulanan silah ambargolarıyla Türk ordusunun harekât kabiliyeti kısıtlanmadı mı? Kıbrıs Barış Harekatı’nda yaşanan acıklı yaptırımlar ne çabuk unutuldu?
Sayın Kılıçdaroğlu havanda su dövüyor, havada istismar taklaları atıyor. Fakat gafillik nafiledir. Sakarya ve çevresinin savunma sanayii merkezlerinden birisi olmasından ürkmesi boşunadır. Korkuyor, çünkü HDP’ye karşı yüzü kara çıkacak, PKK’ya verdiği sözün altında ezilecek.
“Zillet ittifakıyla PKK’ya nasıl boyun eğdiğini açıkla”
Sayın Kılıçdaroğlu onu bunu bırak, nereye hizmet ettiğinden bahset. Zillet ittifakıyla PKK’ya nasıl boyun eğdiğini açıkla.
Kandil ittifakınızdan umutlandı, emperyalizm ittifakınızla kanlandı, Türk ve Türkiye düşmanları ittifakınızla canlandı. Yanınıza 12 Eylül zulmünü de aldınız, artık fren ve dikiş tutmazsınız.
CHP Genel Başkanı ve tetikçi sözcüleri bize sarayın bekçisi diyorlar. Karıştırıp saptırıyorlar. Vatansa konu, evet bekçiyiz. Milletse konu evet bekçiyiz. Türklük ve milli bekaysa konu evet bin defa bekçiliğe tamam deriz.
CHP’nin başını çektiği zillet ittifakına sesleniyorum; Peki sizler nerenin kuyruğu, nerenin kuytusu, nerenin kuvvesi, nerelerin seli önünde sürüklenen kütüğüsünüz?
“Var git işine…”
Sayın Kılıçdaroğlu, Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum diyor. Hayırdır, hangi ara kardeş olduk? Nurettin Soyer Ülkücülere her türlü eziyeti, işkenceyi, çileyi ve hatta idamı layık görürken de kardeş miydik?
Var git işine Sayın Kılıçdaroğlu, incir ağacından oklava, darı unundan baklava, senden de bir halt olmaz, olamaz.
Neymiş, babadan oğula suç geçmezmiş. Bunu çilekeş Ülküdaşlarıma anlatın. Bunu yarın Mahkemey-i Kübra’da, darağaçlarına çıkarılan şehitlerimize söyleyin. Bunu taş duvarları medreseye çevirmiş Yusuf Yüzlülere haykırın da göreyim.
Korkunun ecele faydası yok, Cumhur İttifakı 31 Mart’ta zilleti yere serecek, tarihi yenilgisini tattıracaktır. CHP-HDP-İP’ten oluşan derme çatma nifak çatısı milli iradenin rüzgarıyla kurumuş yaprak misali savrulup gidecektir.
Demem odur ki: Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar…