BURSA (AA) – Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Nurgül Taşgöz, birtakım genlerin meme kanserine yatkınlık oluşturduğunu ancak hastaların yüzde 80’inin ailesinde meme kanseri tanısının o…
BURSA (AA) – Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Nurgül Taşgöz, birtakım genlerin meme kanserine yatkınlık oluşturduğunu ancak hastaların yüzde 80’inin ailesinde meme kanseri tanısının olmadığını bildirdi.
İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Taşgöz, meme kanserinin meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması ile ortaya çıktığını vurgulayarak tüm dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu belirtti.
Taşgöz, meme kanserinin 8 kadından birinde görüldüğünü ve erken teşhis edilebilirse tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurguladı.
Meme kanseri için birtakım risk faktörleri bulunduğuna değinen Taşgöz şu ifadeleri kullandı:
“Bunlardan bir kısmı değiştirebileceğimiz risk faktörleridir. Fazla kiloluysak kilo verebiliriz. Hareketsizsek spor yapabiliriz. Sigara ve alkol gibi maddelerden uzak durabiliriz. Bir de değiştirilemeyecek risk faktörleri var. Bunlardan ilki kadın olmak. Meme kanseri kadınlarda 100 kat daha fazla görülür. 40 yaşından sonra risk artmaktadır. Bir takım genler genetik yatkınlık oluşturur. Ancak hastaların yüzde 80’i aile hikayesi olmayan, ‘Meme kanseri ailemizde yoktu ilk kez bende ortaya çıktı’ diyen hastalardır. Erken yaşta adet görmek ve geç yaşta menopoza girmek de uzun süre östrojene maruz kalmak da meme kanseri riskini arttırabilir.”
Hastalığın herhangi bir klinik bulgusu ortaya çıkmadan tespit etmeye yönelik taramaların bulunduğunu aktaran Taşgöz, şu bilgileri verdi:
“Bunlardan ilki 20 yaşından itibaren bir kadının her ay özellikle adet bitiminde memesini muayene etmesidir. Bunu her ay düzenli yapan bir kadın, memedeki değişiklikleri en erken fark edecektir. Bu muayene çok kolay uygulanabildiği için çok da değerlidir. Klinik meme muayenemiz ise 40 yaşını geçen kadınlarımızın genel cerrahi kliniklerine başvurarak meme muayenelerini yaptırmalarını öneriyoruz. Birinci derece yakınında meme kanseri varsa yani annesi, ablası ya da kız kardeşinde meme kanseri görüldüyse o yakının meme kanseri tanısı aldığı yaştan 5 yıl önce başlayabilir. Annesi 42 yaşında meme kanseri olmuş bir kadının 37 yaşından itibaren klinik meme muayenelerine başlaması gerekmektedir.”
Taşgöz, meme kanserinin en sık görülen belirtisinin hastaların kendi kendine yaptıkları meme muayenesinde ele gelen kitle olduğunu ifade etti. Kitlelerin sadece memede değil koltuk altında bir yumru ile de kendini gösterebileceğini dile getiren Taşgöz, “Bu kitle yumru meme dokusuna göre daha serttir. Hareket kısıtlılığı vardır. Sınırları çok net ayrılamaz, memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi, meme başından kanlı akıntı gelmesi, memede ya meme ucunda ağrı, kabuklanma olabilir. Meme cildinin portakal kabuğu görünümünde olabilir. Bütün bu bulgular olduğunda bu kanser olduğunuz anlamına gelmez. Başka durumlarda da bu belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda derhal bir genel cerrahi hekimine başvurmanız gerektiğini gösterir.” değerlendirmesinde bulundu.