Dünya çapında yaklaşık olarak 250 milyon kişiyi etkileyen lenfödem, kronik ve ilerleyici bir hastalık. Yüz, genital, kol, bacak gibi vücudun herhangi bir bölümünde görülebilen lenfödem, etkilenen bölgede ağırlık, gerginlik hissi, zayıflık, yorgunluk ve karıncalanma, uyuşma şeklinde belirtiler gösteriyor. Fiziksel aktivitenin lenf sisteminin çalışma hızını artırdığını belirten uzmanlar, ödemli bölgeye özel egzersizlerin düzenli olarak yapılmasını öneriyor.
Lenf sisteminin iyi çalışmaması lenfödeme yol açıyor. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Fizyoterapist Zeynep Bahadır Ağce, lenf sisteminin vücut için hayati öneme sahip olduğunu söyledi.Lenf sisteminin iyi çalışmaması lenfödeme yol açıyor.
Yaşam kalitesini düşürüyor
Lenf sisteminin çalışma şekli hakkında bilgi veren Zeynep Bahadır Ağce, lenfödemin kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kalbimizden pompalan kanın yeniden kalbe dönmesinden sorumlu iki sistem vardır. Bunlardan biri hepimizin aşina olduğu toplardamarlar diğeri ise lenf sistemidir. Lenf sistemi beyin, omurilik, göz, kemikler hariç bütün vücudumuzu örümcek ağı gibi sarar. Görevi hücre arasında bulunan doku sıvısının dolaşım sistemine geri dönüşünü sağlamaktır. Lenf sisteminin iyi çalışmaması, hücre arası sıvının dokularda anormal şekilde birikmesi ile sonuçlanır ve lenfödem gelişir. Yüz, genital, kol, bacak gibi vücudun herhangi bir bölümünde görülebilmektedir. Kronik ve ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle tedavi edilmesi bireyin yaşam kalitesi açısından büyük önem taşır.”
Zamanla hasara yol açabilir
Lenfödemin kılcal damarlar ve toplardamarlardaki sıvının akış hızı ile lenf sitemi akışı arasındaki dengesizlikten kaynaklanan bir hastalık olduğunu belirten Fizyoterapist Zeynep Bahadır Ağce, “Hücre arası dolaşım seviyesinde yetersiz kalan lenf akışı, iltihaplanma ve yüksek protein içeren doku sıvının anormal birikmesine neden olur. Lenfatik yapıların ve çevre dokuların kronik enflamasyonu, zamanla geri dönüşü olmayan yapısal hasara neden olur, deri altında ve lenf damarlarında sertlikler gelişir, yumuşak dokuda kalınlaşma ve sertleşme gibi fiziksel bulgular ortaya çıkar” dedi.
Ödemle başlıyor, ileri evrede sertleşme görülüyor
Hastalığın farklı evreleri olduğunu, buna göre hastanın klinik şikayetlerinin değişiklik gösterdiğini kaydeden Zeynep Bahadır Ağce,“Erken dönemde gelen bir hasta akşama doğru artıp, sabah azalan bir ödemden bahsederken, ilerleyen dönemlerde ödemin artık geçmediğinden ve cilt dokusunda zamanla sertleşmelerin geliştiğinden bahseder. Hastalığı çok ilerlemiş hastalar zaman zaman ciltlerinde sıvı akışı olduğunu söyleyebilir” dedi.
Bölgesel ağırlıklar, gerginlik hissi ve yorgunluğa dikkat!
Lenfödem belirtileri arasında etkilenen bölgede ağırlık, gerginlik hissi, zayıflık, yorgunluk ve/veya karıncalanma, uyuşma gibi farklı fiziksel yakınmalar gördüğünü vurgulayan Zeynep Bahadır Ağce, ağrı yakınmalarına sık rastlanmadığını ancak farklı nedenlerle lenfödem hastalarında ağrı, eklem hareket açıklığı, hareketlerde kısıtlanma gibi ek problemler görülebileceğini söyledi.
Yaz aylarında daha sık görülüyor
Yaz aylarında sıcağın etkisi ile birlikte damar çapında bir miktar genişleme oluştuğunu, bu nedenle hücreler arası alanda biriken sıvıda da artış meydana geldiğini belirten Zeynep Bahadır Ağce, “Lenf sistemi iyi çalışmıyorsa hücre arasında biriken sıvı miktarı ile birlikte ödem şikayeti de artacaktır. Bu nedenle yaz dönemlerinde önerilen bası giysisini kullanmak ve fiziksel aktivite seviyesini artırmak ödem kontrolü için çok önemlidir. Enfeksiyon riski yüksektir. O nedenle ödemli bölge yaz aylarında böcek ısırıklarından, bahçe, plaj gibi yerlerde oluşabilecek sıyrık, kesik gibi problemlerden korunmalıdır. Herhangi bir enfeksiyon yaşanırsa mutlaka medikal tedavi gerekir” dedi.
Lenfödem tedavisinin genellikle pnömatik kompreyon cihazların desteği ile yapıldığını belirten Ağce, tedavi ile birlikte bölgede maksimum incelme sağlanmasının ardından kişiye uygun bası giysisi tasarlandığını aktardı.
Bu tavsiyelere kulak verin
Lenfödem hastalarının mutlaka bu konuda uzman kişilerce tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Ağce; tedavi sonrası ödemde azalmayla bölgenin normal ya da normale yakın boyutlara ulaşabileceğini ifade etti. Hastaların mutlaka kendilerine özel tasarlanmış bası giysisini düzenli kullanması gerektiğini kaydeden Ağce, şunları söyledi:
“Bası giysilerinin 6 ayda bir yenilenmesini öneriyoruz. Lenfödem bulunan bölge temiz tutulmalıdır, günde iki kez sabunla yıkaması ve sonrasında iyi kurulanıp, Ph’ı 5.5 olan kremler ile düzenli cilt bakımı yapılması önemli. Bu bölgede enfeksiyona yol açabilecek tırnak batığı, mantar enfeksiyonu gibi durumlara karşı dikkatli olunmalı, cilt her gün kontrol edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer konu fiziksel aktivite seviyesidir. Fiziksel aktivite lenf sisteminin çalışma hızını artırır bu nedenle hastalar ödemli bölgeye özel egzersizleri düzenli olarak yapmalı ve genel olarak fiziksel aktivite seviyelerini artırmalıdır. Hastalarda kilo kontrolü önemlidir, kilo normal sınırlarda korunmalı aksi durumlarda kilo verilmelidir. Lenfödem bakımı ile ilgili önerilere dikkat edilmek koşulu ile hastalar günlük hayatlarını rahat bir şekilde sürdürebilir. Lenfödem hastalarının, ödemli yer üzerine yatması, güneşlenmesi, denize girmesi veya ağır fiziksel aktiviteler yapmasında bir problem yoktur. Tedavinin maksimum verimde olabilmesi için hasta, doktor ve fizyoterapist iş birliği yapmalıdır.”