Milliyetçi Hareket Partisi Bursa İl Başkanı Kurtuluş Coşkun düzenlediği basın toplantısında açıklamalar da bulundu.
Kuruluş Coşkun açıklamalarında;
”Malum olduğu üzere içerden ve dışardan “adeta hedef tahtası haline getirtilen” Türkiye Cumhuriyeti, son aylarda düşmanlıklarla bezenmiş siyaset ve ekonomik oyunların zirve yaptığı bir dönemden geçiyor.
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün ekonomik ayağını tamamlamak, siyasal sistemi felç etmek için harekete geçenler spekülasyon silahını çekmiş, Türkiye’yi döviz kurları üzerinden kundaklamak istemektedir.
Altını çizerek bir kez daha ifade etmek isteriz ki;
MHP olarak 15 Temmuz öncesi ne söylediysek hala arkasındayız. Bugünkü duruşumuzun tek gerekçesini ise “devletin ve milletin yanında durmak” olduğu gerçeğini de hatırlatarak, Türkiye ekonomisine yönelik gerçekleştirilmek istenen “ekonomik suikastın” hiçbir şekilde başarıya ulaşamayacağını yinelemek isteriz.
Özetle; Yaşadıklarımız her yönden ibretliktir, infial vericidir. Döviz fiyatlarındaki spekülatif ataklarla Türkiye’yi teslim alacağını sanan komplocular, mutlaka bozgun yaşayacaktır.
Ayrıca bu şer cephesinin; böyle bir dönemde çeşit çeşit provokasyon planlarının yanı sıra uygun zaman diliminde bu planları “tetikçileri” vasıtasıyla uygulamaya geçirmek gibi bir gayret içerisinde olduklarının da farkındayız. Ama uğraşları nafile… Çünkü dün olduğu gibi bugün de yarın da milli birlik ve beraberlikten yana kararlı bir duruş sergileyen Türk Milletinden gerekli cevabı alacaklardır.
İşte böylesi bir süreçte sadece cebini düşünüp, fırsatçılık yapanları da uyarmak istiyoruz. Türk toplumunun ahlakında fırsatçılık yoktur ve böyle bir süreçte fedakarlık yapmak yerine Türk Milletinin cebine göz dikmek en büyük ahlaksızdır.
Bu süreçte yerli üretimin desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Vatandaşlarımız TSE’li, yerli ürünleri tercih etmesinin yanı sıra hükümetin de yerli üretim ve yerli sanayi destekleme yolunda milli sertifikasyonu bir an önce hayata geçirmeli, teşvik ve hibeleri ülkenin geleceği için mutlaka milli üretime yönlendirmelidir.
Gündemimizi yoğun bir şekilde meşgul eden diğer bir konu da Suriyeli Göçmenler konusudur.
Küresel güçlerin karanlık senaryoları maalesef yakın coğrafyamızı kan gölüne çevirmiş ve büyük bir insanlık dramının yaşanmasına sebep olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu süreçte dün olduğu gibi bugün de devletimiz milletimizle beraber tüm mazlum ve mağdurlara kucağını açmış, aşını paylaşmıştır. Milletimiz bilinen tarihinden bu yana alicenap ve misafirperver olmuş her zaman iyi niyetini göstermiştir.
Ancak birkaç gün önce Başaran mahallemizde olduğu gibi “misafir” diyerek ağırladıklarımız, misafir olduklarını unutarak Bursa’nın huzuru ve barışını bozacak davranışlar içerisine girdiğini hep birlikte gördük.
Sayın Genel Başkanımızın daha önce “Türk vatandaşlığının bir saygınlığı, itibarı vardır. Buna gölge düşürmek hiçbir devlet adamının haddi değildir. Milyonlarca Suriyeliye vatandaşlık ikramı milli birliğimize engel çıkarmak anlamına gelmektedir. Vatan Türk’tür, vatandaş Türk’tür, gelecek Türk’tür. Türklüğün geleceğini kırmaya kalkan kim varsa ayağını denk alsın” şeklinde yaptığı açıklamayı hatırlatarak, şunları ifade etmek isterim” dedi.
”Türkiye Türk milletinindir. Anadolu Türk vatanıdır. Ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli ve süratli şekilde asıl yurtlarına sevki, acilen planlanıp hayata geçirilmelidir. Sınırlarımıza diktiğimiz duvarların aşılması, yeni göç akınları millet varlığının geleceğini karartacaktır.
Üzerinde gururla yaşadığımız toprakları; fetihle, bedel ödeyerek, can vererek, çilelere katlanarak, fedakârlıklarla vatan yaptık. Gidecek yerimiz yok, sığınacak yeni bir yurdumuz yok. Vatan varsa bayrak vardır, bağımsızlık vardır, istikbal vardır, ar ve namus ayaktadır.”
Ayrıca konuyla ilgili Bursa’daki ilgili kamu kurumlarını da göreve çağırıyorum. Suriyelilerle ilgili gerekli disiplinin sağlanması hususunda ve de olaylara karışanların derhal sınır dışı edilmesi hususunda üzerlerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirmelidirler. Aksi takdirde ileride yaşanabilecek tatsız hadiselerden ilgili kamu görevlilerinin de sorumlu tutulacağını hatırlatmak isteriz…
Hazır yeri gelmişken iki hususa da dikkat çekmek istiyorum…
Birincisi malumunuz milyonlarca öğrencimiz ve binlerce öğretmenimiz dün itibariyle yeni ders yılına merhaba dedi…
Tüm milli eğitim camiasına ve de çocuklarının eğitimi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan anne ve babalarımıza başarılı bir ders yılı dilerken, Türk Eğitim Sen Sendikamızın başlattığı “Çocuklarımız andımızı geri istiyor” kampanyasına, “Biz büyükler de destek” veriyoruz…
Ayrıca bu yıl Milli eğitim yöneticilerinden ve okul müdürlerinden resmi bayramlarda daha güçlü kutlama ve etkinlikler bekliyoruz. Bu konunun takipçisi olmakla birlikte yarın biliyorsunuz Gaziler Günü…
Bu vesile ile Türk devletinin bekası için kanlarını canlarını veren tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anar, tüm gazilerimizin gaziler gününü kutlarım.
Allah birlik ve beraberliğimizden ayırmasın duası ile katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor ve sözlerime, Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm Diyene” vecizini dile getirerek nokta koymak istiyorum…” dedi.