GÜNDEM – Yasa dışı bahis suçuyla 6 yıl tutuklu kalan ve nisan ayında infazını tamamladığı gerekçesiyle tahliye edilen Veysel Şahin’in ortaklarından birinin CHP Giresun İl Yönetimi’nde yer alan Hayrettin Evci’nin eşi Fatmagül Demirkılıç Evci olduğu ortaya çıktı.
Kamuoyunda ‘kumar baronu’ olarak bilinen Veysel Şahin ‘yasa dışı bahis’ suçuyla 2017’de tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Savcılık soruşturması ve MASAK verilerine göre bahis ve kumar çetesinin yıllık 5 milyar euroya hükmettiği belirlenirken Şahin’in tahliyesi için seferber olan çok sayıda nüfuzlu ismin Ankara, İstanbul ve Kıbrıs arasında bürokrasi trafiği yaptığı ortaya çıkmıştı. Hakkında 13 yıl 10 ay hapis cezası verilen Şahin’in 14 Nisan’da tahliye olmasının ardından kamuoyunda tartışmalar başlamıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘yasa dışı bahis’ suçundan ceza alan Veysel Şahin’in serbest bırakılmasıyla ilgili konuyu geçtiğimiz günlerde gündeme taşımıştı. Kılıçdaroğlu, Şahin ile ilgili yargı kararlarını hatırlatarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenmiş, “Yanıt alana kadar, sorumlular ortaya çıkana kadar da her gün soru sormaya devam edeceğim” demişti.
Konuyla ilgili polemikler devam ederken CHP Giresun İl Yönetimi’nde Başkan Yardımcısı olan Hayrettin Evci’nin eşi Fatmagül Demirkılıç Evci ile Şahin’in eşi Demet Şahin’in kardeş olduğu ortaya çıktı. Veysel Şahin’in 2016 yılında satın aldığı ve eşi Demet Şahin’in üzerine yapılan KKTC’nin Girne şehrindeki Liman Otel & Casino’da 2020 yılında bir devir işlemi yaşanmıştı. Otelin yüzde 30’luk iki hissesinin Besim Tibuk’un çalışanları Sertuğ Apdullah Gülcan ve Muhammet Yılmaz’a aktarıldığı, yüzde 40’lık hissenin ise Şahin’in baldızı Evci’de bulunduğu ortaya çıkmıştı. 2021 yılında ise Tibuk’un sahibi olduğu Net Holding bünyesindeki Merit Otelleri, Liman Otel ve Casino’yu işletmek üzere 20 yıllığına kiralamıştı.
12 Haziran 2022’de gerçekleşen CHP Giresun İl Kongresi’nde Gültekin Uzunalioğlu başkanlığında oluşan yönetimde Fatmagül Demirkılıç Evci’nin eşi Hayrettin Evci ismi de yer aldı. Evci ismine partililerden bazılarının itiraz ettiği fakat maddi destekleri sebebiyle bu itirazların kabul edilmediği partili isimler tarafından iddia edildi.
Partililer, Evci’nin CHP’de tanınan biri olmadığını, partiye para aktardığını ve kaynağı belirsiz olan bu paranın rahatsızlık yarattığını dile getirdiler. Seçimden sonra il yönetiminden bir ismin Evci’nin parti yönetiminden çıkarılması için talepte bulunduğu fakat bunun kabul edilmediği öğrenildi. Partililer Veysel Şahin ile ilgili kamuoyunda oluşan gündem sonrası Evci’nin Facebook hesabını kapattığını ve yaklaşık 2 aydır partiye uğramadığını öne sürdüler.
Konuyla ilgili görüşmek istediğimiz Hayrettin Evci telefonumuza yanıt vermedi. CHP Giresun İl Başkanı Gültekin Uzunalioğlu aracılığıyla da iletişim kurmak istediğimiz Evci aramalarımıza yanıt vermedi. İddiaları sorduğumuz Gültekin Uzunalioğlu, Evci ailesinin partiye maddi destek sağladıkları iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Giresun’da uzun yıllar baro başkanlığı yaptığını hatırlatarak böyle bir durumu kabul etmeyeceğini belirten Uzunalioğlu, konunun 7 Ekim’de gerçekleşecek kongre için aday olmayı düşünen bir kısım partili tarafından ortaya atıldığını öne sürdü.
Uzunalioğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bunlar dedikodu. Biz şifahen araştırdık böyle bir şeye rastlamadık. Giresun küçük bir yer, seçim sathına girince herkes herkesin hakkında bir şeyler söylüyor. Sayın Evci’nin partiye uğramadığı doğru değil. Geçen hafta partideydi. Sayın Evci, Dereli ilçesinden bir vatandaş. Gayrimenkul olarak zengin bir arkadaşımız. Partiye maddi destek sağladığı doğru değil. Bizim 7 Ekim’de kongremiz var. Bunu iddia edenler kongrede aday olmadığımızı bilsinler. O arkadaşlar aday olsun. Hayrettin Evci’nin yönetime gireceği yok. Daha önce yönetimden çıkarılması için bu isimlerden biri talepte bulunmuştu.”
Kemal Kılıçdaroğlu, ‘saray iktidarının kendi çıkarı için yargı bağımsızlığını yok ettiğini’ ifade ettiği açıklamasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “Yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen Veysel Şahin’i tanır mısınız? Bu kişi hakkında hukuksuz bir biçimde verilen Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.03.2023 tarihli 2023/93 Değişik İş sayılı kararından ve aynı gün üstelik 1-2 saat sonra verilen aksi yöndeki mahkemenin aynı sayılı ek kararından haberdar oldunuz mu? Bu hukuksuz kararları veren Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili hakimleri hakkında herhangi bir işlem tesis ettiniz mi? Bu hakimlerin korunmasının nedeni nedir? Sizi rahatsız eden kararlara imza atan hakimlere yaptığınız ‘açığa alma, yer değiştirme, yetki değişikliği gibi’ rutin işlemler neden aklınıza gelmedi? Yoksa hukuksuz işlem yapılmasının talimatını siz mi verdiniz? Yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen bu kişiyi hangi siyasiler ve bürokratlar, hangi çıkarlar için korumuştur?” sorularını sormuştu.
Adalet Bakanı Tunç ise Kılıçdaroğlu’na “Yargı bağımsız ve tarafsızdır. Yargıyı hedef alan sorumsuz açıklamalar ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışmamaktadır. Bağımsız ve tarafsız yargıyı yıpratmak, adalete güveni sarsmak isteyen kötü niyetlilere asla geçit vermeyeceğiz” diye yanıt vermişti.
Veysel Şahin’in avukatı Ersan Şen de açıklamaları nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu hedef almış ve “Herkes iddialarını somut delillerle kanıtlamakla yükümlüdür, çamur at izi kalsın gibi yaklaşımlar sorunun çözümüne katkı sağlamaz” ifadelerini kullanmıştı.
Yasadışı bahis hükümlüsü Veysel Şahin’in erken tahliyesi konusunda iki ayrı tarihte yapılan hukuksuz işlemler “yukardan müdahale” ve yargıda rüşvet olasılıklarını gündeme getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tahliyesine ilişkin soru işaretlerinin aydınlatılması için iktidara sorular yönelttiği Veysel Şahin’in, 2 Mart 2023 tarihinde tahliye edilmek üzere cezaevi kapısına kadar getirildiği, savcıların müdahalesi ile tahliye kararının iptal edildiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Veysel Şahin’in cezasının bitimine bir buçuk ay kala tahliyesi için hukuk savaşları yaşandığını, Şahin’in 5 saatlik bir bekleyişten sonra cezaevine geri döndürüldüğünü belirtti. Pehlivan’ın aktardığına göre, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç hâkimi, mesai bitmek üzereyken Veysel Şahin hakkındaki kesinleşmiş kararı bozdu. Şahin için tahliye prosedürü başladı. Ancak hukuk sistemine düşen kararla ilgili savcılar Sami Şahin ve Mehmet Ayhan, mahkeme kararının hukuksuz olduğunu yazan ve Şahin’in tahliye edilmemesi gerektiğini söyleyen tutanağı tuttular. Barış Pehlivan, bundan sonraki süreci, “Altı saat içerisinde neler neler oldu öyle?” başlıklı yazısında şöyle aktardı:
“Tutanakta Şahin’i tahliye eden mahkemeye şöyle laf sokuluyordu: ‘(…) Bu kararın mesai saati sona erer ermez 17.01’de onaylanarak cumhuriyet başsavcılığımız ekranına düşürülmesi üzerine karar incelendi.’
Savcıların tutanağında mahkemeye sanki hukuk dersi veriliyordu. Avukat Şen’in talebinin daha önce tam 4 kez hem kararı veren mahkeme hem de üst mahkemeler tarafından reddedildiği, karara itirazların kesinleştiği, bundan sonra mahkemelerden alınacak bir kararın olmadığı söylendikten sonra şu ifadeler kullanılıyordu: ‘Yasaya açıkça aykırı olduğu düşünülen Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı yeniden müracaat yapılacağından, hükümlünün şu aşamada tahliye edilmeyerek Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne resmi olarak sorulmasına karar verildi.’
Mesai bittikten bir dakika sonra, saat 17.01’de tahliye olan Şahin, savcının girişimiyle cezaevi çıkışında tahliye olamadan bekledi.
Adliyeyi karıştıran, adeta yargı içindeki savaşı gösteren saat 19.00’daki tutanağın ardından, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç hâkimi apar topar salona geri döndü. Belki de döndürüldü!
Tek sayfalık bir kararla, saat 17.01’de verdikleri kendi kararlarını kaldırdılar. O kararın girişinde yaptıklarını, “sehven” diyerek şöyle itiraf ettiler: ‘Verilen kararın sehven cumhuriyet savcısından mütalaa alınmadan verildiği, karar başındaki mütalaa alındığına yönelik ibarelerin ise matbu olup sehven yazıldığı ve kararın onaylandığı anlaşılmakla…’
Kısacası mahkeme dosyayı okumadığı gibi kendi kararını dahi okumadığını söylüyordu!
Saat 22.00 olmuştu. Şahin halen cezaevi kapısında bekliyordu. Aynı iki savcı, saat 22.10’da yeni bir tutanak tutarak kararını birkaç saat içinde değiştiren mahkemeye yine laf soktu: ‘Tutanak tutulduktan sonra mahkemece, saat 22.01’de yeniden aynı tarih ve aynı iş numarası ile Büyükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin anılan iş kararına karşı bu defa da taleplerin ve itirazın reddine karar verildiğine ilişkin ek karar cumhuriyet başsavcılığımız ekranına düşürülmüştür.’
Günlerdir konuyu tartışan hemen herkes ‘tahliye’ meselesine takılıyor. Şahin’in cezasının 1.5 ay sonra biteceği düşünülürse kritik olan tahliyesi değil. Asıl mesele mahkemenin gerekçesi. Basitleştirerek söyleyeyim: Şahin hapisteyken örgüt dahil benzer suçlardan, İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başka bir davadan yargılanıyordu. Şahin ve avukatı, ceza aldığı ve 6 yıl hapis yattığı dosyayı bu davayla birleştirmeye çalışıyordu. Ceza aldığı ve hapis yattığı dosya ile henüz yargılandığı dosya birleşerek aynı dava haline gelecek, böylece iki ayrı ceza yerine halihazırda 6 yıl hapis yattığı tek bir dosya sanığı olarak eli rahatlayacaktı. Şahin ve avukatı, daha önce başka mahkemelerden tam 4 kez bunu talep etmişti. Nitekim Bakırköy’deki tartışmalı mahkeme 5. talepte bu kararı verdi. Tahliye, bu kararın 2. derecede önemli bir sonucu oldu.
Öte yandan 5 Mayıs’ta devam eden öteki davada, İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi, Şahin’e 21 yıl 8 ay hapis cezası verdi. 2014’te kesinleşmiş kasten yaralama sabıkası nedeniyle, daha ağır yaptırımı olan ‘mükerrirlere özgü infaz rejimi’ uygulanmasına da karar verdi. Şahin’in karar kesinleşinceye kadar dışarıda tutuksuz kalmasını uygun buldu. Bir detay daha var. Şahin’in dosyasında, 2018’in nisan ayında da benzer bir akşam yaşandı. Tahliye kararı aynı akşam itirazla bozularak Şahin hapisten çıkarılmadı. Haliyle yargı içinde bir Şahin kavgası yaşandığı tezimiz tutarlı görünüyor. Sürekli değişen, ‘yukarıdan müdahaleli’ olağandışı yargı kararları bunu açıkça gösteriyor.”
Kaynak: Gazete Duvar – Cumhuriyet