GÜNDEM – Keskin Kalem’den yılın medya magazin bombası! Ana haberde yasak aşk skandalı!
Kara para mı demedim…
İki kuruşa çalışan basın emekçisinin geçim derdi mi demedim…
Kötü yola düşmüş gazeteciler mi demedim…
Mobbing mi, yıldırma mı demedim…
Dedim kere dedim…
Amma dağlar taşlar duydu,
ne medya patronu, ne de onlara yardaklanan medya yöneticileri duydu.
(Keskin not: Elbette ahlaklı olanları tenzih ediyorum)
Açık konuşayım yazılarım çok okunuyor, bu rakamlarla sabit.
Amma sadece çok okunmuyor çok da konuşuluyor…
Fakat kendi söküğünü dikemeyen terziden beter bir meslek grubu varsa,
o da gazeteciler…
Ne zaman haktan, hukuktan, emekten bahsetsem herkes sesini çıkarmadan, sessiz sessiz okuyor.
Ancaaaak ne zaman magazine, medya skandalına değinsem yazılar uçuyor,
medya aleminin en derin abileri olan editörlerimizin telefonu susmuyor…
O kim, bu kim diye soran sorana…
Madem öyle, ben de sinirden bu hafta magazine vurayım bari dedim yoldaşlar…
Hem de bir okur mektubu vesilesiyle…
Bunu yazan meslektaşımız, çok çok ünlü bir ana haber bülteninde yaşanan bir skandalı bendenizle paylaşmış.
İsimleri gizli tutmak için baş harf vermiş.
Ben kim olduklarını biliyorum.
Sizler arasından da anlayanlar olacaktır elbet…
Şimdiii diyeceksiniz ki bre Keskin,
bir e-postaya güvenerek bu kadar kişinin içinde olan ve koca bir kanalın prestijini yerle yeksan eden bir olayı nasıl bize okutuyorsun.
Sırdaşlarım, malumunuz kulaklarım keskin…
Bu e-postada yer alan iddiaların bir kısmını önceden biliyordum.
Hatta yazmıştım.
Bana gönderilen e-postanın ana kahramanı şu anda çok izlenen bir ana haber bülteninin erkek spikeri…
Kendisi başka bir yayın kuruluşundayken yaşadığı yasak ilişkiyi gündeme getirmiştim.
Ve bu haberimden sonra- o dönem yönetici olan- bu isim mevcut yöneticilik görevini kaybetmiş,
spiker olmuştu.
Ve sonrasında şu an çalıştığı ana habere transfer olmuştu.
Anlayacağınız ben bu hikayenin başlangıcını zaten yazmıştım!
Hem de taaaa 2019’da…
Buyurun şu linkteki yazının ‘’Habertürk’ün Hürrem Sultan’ı kim kısmını okuyun:
Son iddialar gösteriyor ki, yasak aşk hikayesi dallanıp budaklanmış,
ve daha büyük bir skandallar silsilesine dönüşmüş. (Keskin not: Bu paragrafı e-postayı okuduktan sonra dönün tekrar okuyun)
Neyse çok uzattım,
buyurun acayip iddialarla dolu o e-postaya (Keskin not: E-postadaki tüm ifadeler iddiadır, taraflara sayfam açıktır):
Keskin Kalem şimdi sana medyamızın model kurumu olan bir yerdeki olumsuz model olaylardan bahsedeceğim. Ama aramızda kalsın zira, kurumsallığıyla-kurallarıyla-gerektiğinde uyguladığı yaptırımlarla-şeriatının kestiği parmaklarla övünen kurumumuz duyulmasını istemiyor. Kanal adı vermeyeceğim, gizli…
Kanalın ana haberlerini sunan ve alkole düşkünlüğü, yasak ilişki iddialarıyla gündeme gelen S.T., geçtiğimiz günlerde kuruma resmi nikahlı eşini getirir. Bunu gören şef F.Y. Hanım, nedendir bilinmez (!) küplere biner. Bu küplere binme hadisesi zaten malum olan bir konuya hepten dikkati çeker. Sen misin eşini getiren; ikilinin arası artık limonidir.
HÜRREM SULTAN MAĞDURU ALKOLİK ANCHORMAN KİM?
Çalışanlar bu ayyuka çıkan ilişkinin yöneticiler tarafından neden görmezden gelindiğini konuşurken birkaç gün sonra F.Y.’ye bültene birkaç saat kala bir telefon gelir. Arayan S.T.’nin eski kurumundan yasak aşkı olduğu iddia edilen A.Ö’dür: “S.T. çok sarhoş, durumu iyi değil…”
S.T., F.Y., A.Ö.; oldu mu sana ilginç bir üçlü…
Neyse… F.Y. apar topar olay mahalline giderken kanalın yöneticileri bülteni sunması için G.T. Hanımı ararlar. Gelir, makyajı yapılır, bültene dakikalar kala S.T. hiçbir şey olmamış gibi gelir ve bülteni sunar.
Bu hafta pazartesi ise, kanalın sabah haberleri sürerken bir olay daha yaşanır. S.T., kendi sunacağı bültene daha 9-10 saat varken sarhoş bir halde kanala gelir. Yayını sorunsuz sürdürmeye çalışan ekibe sarar. Ortalığı birbirine katınca başına bir güvenlik verilir, kurum içinde “güvenlik nezaretinde” sürekli çay-kahve servisi yapılır. O sırada kanala F.Y. gelir, S.T.’nin sıcak içeceklerinden atılmak suretiyle nasibini alır. Sonra S.T. ayılır ve gider.
Bu rezalet üzerine de diğer spiker B.B. Bey aranır, bülteni sunması için hazır olması istenir. Yine aynı senaryo, bültene kısa bir süre kala S.T. bu rezaletler yaşanmamış gibi çıkar gelir ve bülteni sunar.
Olmaması gereken ama idare edilebilecek olaylar diyebilir miyiz? Başka bir kurum olsa belki… ama siz ilkeleriniz(!) gereği maddi değeri düşük hediyeleri bile iade ettirirken, lansmana gönderdiğiniz muhabir-kameramanlara “Aman herkese verilen üründen hediye almayın, çıkışınız verilir” derken, eleştiri tweeti yüzünden insanları işten çıkarıyorken, bu ilişki yumağına, kontrolsüzlüğe gıkınız çıkmıyorsa bu rezaletler de kabul edilemez o zaman.
Yetkililer ayyuka çıkan ilişki yumağının, alkol facialarının üzerine kulaklarının üstüne yatmaya devam ettikçe kendilerinin de kurumun da saygınlığı yok oluyor…
Kaynak: Medyaradar