enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4893
EURO
36,2479
ALTIN
2.964,68
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
21°C
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cuma Karla Karışık Yağmurlu
18°C
Cumartesi Çok Bulutlu
6°C
Pazar Az Bulutlu
8°C
Pazartesi Açık
9°C
Advert

Karakaş:Türkiye’ye 50 milyar avro kazandıracağız!

Karakaş:Türkiye’ye 50 milyar avro kazandıracağız!
23.03.2019 20:42
344
A+
A-

Türkiye Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi Gürcan Karakaş, “Projemizin harekete geçireceği ekosistemin 15 yıl içinde Gayrisafi Milli Hasıla’ya katkısı 50 milyar avro, cari açığa olumlu katkısı 7 milyar avro ve istihdama katkısı ise doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişi olacaktır.” dedi.

Türkiye Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi Gürcan Karakaş, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, Martaş Otomotiv Yönetim Kurulu  Üyesi Cem Baver Özalp moderatörlüğündeki “Mobilite Ekosisteminin Geleceği”  oturumunda yaptığı konuşmada, mobilite ekosistemine ilişkin mega trendlerin  tetiklediği üç boyutta değişimler olduğunu söyledi. Bu değişimlerin otomobilin  teknolojik boyutundakiler, sosyal hayattakiler, kanun yapıcıların ve devletlerin  tutundukları trendler olduğunu belirten Karakaş, şöyle devam etti:

“Batarya teknolojisi ile elektrik motorlarındaki gelişmelerle  elektrikli araçların alınabilir hale gelmesi, ciddi bir şekilde içten yanmalı  araçlara alternatif oluşturuyor. Çevre bilincinin gelişmesi ve emisyon  kanunlarının da baskısıyla bu süreç hızlanıyor. O nedenle biz çok kısa bir sürede  elektrikli araçların içten yanmalı araçların yerine geçeceğine inanıyoruz.”

Otonom sürüşün önemine değinen Karakaş, “Otonom sürüş, sensör  teknolojisindeki gelişme ve dijitalleşmedeki gelişmeyle birleştiğinde otomobili  çok farklı bir konuma büründürüyor. Evde, işte ne yapabiliyorsak arabamızda da  yapabileceğiz çünkü otomobile sürmek içi odaklanmayacağız. Biz, bunu ‘otomobilin  bir yaşam alanına dönüşmesi’ olarak tanımlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Çok atraktif bir pazar gelişmekte”

Karakaş, teknolojiyle beraber şehirlerin biraz daha akıllı olmasıyla  otomobil sensörlerinin akıllı şehirlerle etkileşim kurabilir hale geleceğine  dikkati çekerek şunları söyledi:

“Otomobiller, evdeki cihaz, buzdolabı, bina, site, şehir, şehrin  trafik güvenlik sistemleriyle iletişim kurabilen akıllı bir cihaza veya yürüyen  bir bilgisayara dönüşüyor. Bunların hepsini birleştirdiğimizde kullanım  alanlarıyla beraber cep telefonunun başına gelen her şey, şu an otomobilin başına  geliyor. Cep telefonuyla sadece birine telefon edebiliyorken şu an her bir şeyi  yapabiliyoruz. Otomobil de farklı olmayacak. Otomobil de aynı mantıkla bu  transformasyon içinde.”

Dünyada bu değişimin farkına varan ve bunun bir fırsat olduğunu  algılayan birçok ülke bulunduğunu dile getiren Karakaş, Türkiye’nin de bu  ülkelerden biri olduğunu anlattı. Karakaş, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Teknolojik dönüşümün, özellikle otomobildeki dönüşümün bir fırsat  olduğunu algılayan ve bu nedenle de mevcut duruşlarını, kanunlarını değiştiren  hatta bunu şehircilik boyutuna kadar kanun yapıcılarıyla yeniden şekillendiren  ülkeler var. Bunların başında Çin geliyor. Özellikle elektrikli araçlar konusunda  Çin, yıllardır çok yüksek meblağlarda yatırımlar yapıyor. Çin, önümüzdeki 10  senede 130 milyar dolar yatırım yapacak. Diğer otomobil üreticileri de önümüzdeki  10 sene içinde 300 milyar dolar kadar yatırım yapacak çünkü o dönüşümde yer  almazlarsa toplam kar havuzlarındaki pay düşecek. Otomotiv sektöründe 2017  yılındaki kazanılan tüm karlara bakıldığında mobilite sisteminden, yeni iş  imkanlarından kazanılan para, karın yüzde 1’i. Bu, 2035’te yüzde 40’a çıkıyor.  Yani 2035’te yapılacak karlılığın yüzde 40’ı bu yeni alanlardan gelecek. Tersi  ise klasik otomobil üreticilerinin 2035’te şu an yaptıkları mevcut işten  aldıkları pay, yüzde 60 olacak. Yeni teknolojilerde, karlılık oranları da daha  yüksektir. Dolayısıyla çok atraktif bir pazar gelişmekte.”

“Klasik otomobil üreticileriyle Türkiye arasında çok fazla fark yok”

Türkiye’nin dünyadaki dönüşüme, mega trendlere kayıtsız kalmadığına  işaret eden Karakaş, “Bize ‘Fırsat var mı?’ diye sorulduğunda çok büyük harflerle  ‘Evet’ diyoruz. Gerçek anlamda bir fırsat var. Bu, sadece teknolojinin dönüşümden  kaynaklanan bir fırsat değil, pazar da var.” dedi.

Gürcan Karakaş, yarışın henüz yeni başladığını vurgulayarak şöyle  konuştu:

“Biz kendimizi 150 senedir içten yanmalı motor üreten üreticiyle  kıyaslamıyoruz. Bu işin gerçek anlamda mobilite ekosistemiyle çözüleceğine inanan  ve geleceğin de dönüşümler, mega trendler nedeniyle orada olacağını bilenlerle  kıyaslıyoruz. Dünyada bu işe soyunmuş 500’e yakın start up var. Bunların dörtte  üçü otomobilin kendisiyle değil, otomobilin etrafında bu transformasyonlarla  oluşacak mobilite ekosistemiyle ilgileniyor. Bu, bize çok önemli ipuçları  veriyor. Bu anlamda bakıldığında klasik otomobil üreticileriyle Türkiye arasında  çok fazla fark yok. Yeni başlayanlarla kıyaslarsak aradaki mesafe kapanmayacak  mesafe değil.”

“Fikri mülkiyet hakları Türkiye’nin olsun istiyoruz”

Türkiye’nin Otomobili Projesi’nin 15 yıllık bir çalışma olduğunu  söyleyen Karakaş, “Biz bunu çok rahat, aynı anda inşa edebileceğimizi düşünüyoruz  çünkü Türkiye’nin gerçek anlamda iyi bir altyapısı var. Otomotiv sektöründe de  altyapısı var.” dedi.

Çok sağlam temellere oturduğuna inandıkları bir planları olduğuna  değinen Karakaş, şunları dile getirdi:

“Bu planı uygulamak için 8 kriter belirledik. Bunun birincisi, fırsat  ve pazar var mı? Var. İkincisi, küresel bir marka ve dünyayla rekabet için  portföy olacak. Evet bir C-SUV ile pazarımız çünkü onu istiyor, yaptığımız  araştırmalarda, piyasaya giriyoruz ama hemen akabinde kısa sürelerde toplam 4-5  modelimiz piyasada olacak. Üçüncüsü, küresel ve rekabet edebilecek yan sanayi,  start up ekosistemini oluşturabilecek miyiz? Oluşturabileceğimizi düşünüyoruz  çünkü şu an rekabet edebiliyorsak bunu zamanında dönüştürebilirsek  sürdürülebilirliğini de sağlarız. Fikri mülkiyet hakları Türkiye’nin olsun  istiyoruz. Adı üstünde, Türkiye’nin Otomobili ismimizde var, yapabiliriz. Biz,  imalatımızı başlattığımızda uzun süredir üretim yapan üreticilerle yarışacak  boyutta bir yerlilik oranıyla piyasaya gireceğiz.”

“İnancımız var”

Karakaş, “Bazı ülkelerin yaptığı gibi iç piyasaya ayrı, dış piyasaya  ayrı kalite peşinde değiliz. Bir de 15 senelik bir proje olduğumuz için yeterince  soluğumuz, kaynağımız ve bu konuya inancımız var mı? Biz, var olduğunu  biliyoruz.” dedi.

Projenin Türkiye ekonomisine katkısına değinen Karakaş, şunları söyledi:

“Projemizin harekete geçireceği ekosistemin 15 yıl içinde Gayrisafi  Milli Hasıla’ya katkısı 50 milyar avro, cari açığa olumlu katkısı 7 milyar avro  ve istihdama katkısı ise doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişi  olacaktır. İkame araçlar, petrolden bağımlılığın düşürülmesi, daha verimli  sistemlerin kullanılması hesaplandığında, 7 milyar avro cari açığa olumlu katkısı  var. Her şeyin temeli, insan. Şirketimizde 4 bine yakın çalışanımız olacak.  Otomotivde bir kişi çalışırsa 4 kişi de yan sanayisinde ve partnerlerinde  çalışır. Dolayısıyla 20 bin kişilik istihdam oluşturacağımıza inanıyoruz.”

Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.