WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, ABD’ye iade edilmek üzere İngiltere’deki hapis cezasının sona ermesine izin veren bir anlaşma karşılığında ABD casusluk yasasını ihlal etmekten suçlu bulundu ve kefaletle serbest bırakıldı. Anlaşmanın sonucunda Assange, İngiltere’den ayrıldı ve 26 Haziran Çarşamba günü ABD’de mahkeme huzuruna çıkması bekleniyor.
Anlaşma gereği Assange’ın İngiltere’de geçirdiği hapis süresi, ABD’de muhtemelen alacağı 62 aylık hapis cezasından mahsup edilecek. Ancak Assange’ın ABD’de cezaevinde tutulmayacağı ve bunun yerine şartlı tahliye edileceği düşünülüyor.
Haberlere göre Assange, anlaşmanın şartlarını yerine getirdikten sonra doğduğu ülke Avustralya’ya dönebilecek. Ancak Avustralya hükümetinin Assange’ın iadesini istemeyeceğini açıklaması, dönüşünün kolay olmayabileceğini düşündürüyor.
Assange’ın serbest bırakılması, ifade özgürlüğü savunucuları tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak ABD hükümeti, Assange’ın casusluk faaliyetleri yürütmekle suçlanmaya devam edileceğini ve onun eylemlerinin Amerikan güvenliğine zarar verdiğini öne sürdü.
Assange’ın davası, ifade özgürlüğünün sınırlarını ve hükümetlerin bilgiyi kontrol etmesindeki rolünü yeniden gündeme getirdi. Wikileaks’in sızdırdığı belgeler, ABD’nin Irak Savaşı’ndaki eylemleri ve Afganistan’daki askeri operasyonları hakkında çarpıcı bilgiler içeriyordu ve bazıları bu sızıntıların kamu yararına olduğuna inanıyor. Ancak ABD hükümeti, WikiLeaks’in eylemlerinin ulusal güvenliğe zarar verdiğini ve Assange’ın sorumlu tutulması gerektiğini savunuyor.
Assange’ın davası önümüzdeki yıllarda da dikkat çekmeye devam edecek. Dava, ifade özgürlüğü, ulusal güvenlik ve internet çağında şeffaflık konularına ışık tutuyor. Assange’ın ABD’de yargılanması, WikiLeaks’in faaliyetlerine ve bilgi sızıntılarının sonuçlarına ilişkin tartışmaları daha da alevlendirecek.