İzmir’de ‘ÇEDES’e Hayır’ mitingi: Devlet, ayrımcı politikalarla bizleri parça parça etmeye çalışıyor
Eğitim örgütleri, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda ÇEDES’e Hayır, Laik Eğitim, Laik Yaşam, Eşit Yurttaşlık” Mitingi düzenledi. Mitingde konuşan Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Tarafsız olması gereken, kamu hizmetini tarafsız ve eşit biçimde vermesi gereken bir devlet, bugün hayatın en azından yarısını yok sayarak tüm kamu hizmetlerinin niteliğini bir yandan düşürerek, bir yandan ayrımcı politikalarla bizleri parça parça etmeye çalışıyor” dedi.
Eğitim örgütlerinin İzmir Gündoğdu Meydanı’nda bu akşam düzenlediği “ÇEDES’e Hayır, Laik Eğitim, Laik Yaşam, Eşit Yurttaşlık” Mitingi’ne; CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İzmir Milletvekilleri Gökçe Gökçen ve Sevda Erdan Kılıç, Yeşil Sol Parti Eşbaşkanı İbrahim Akın ve İzmir milletvekili Burcu Gülçubuk, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başar, EMEP Genel Başkanı Selda Gürkan ve çeşitli sivil toplum kuruluşları katıldı.
ANKA’dan Kerim Uğur’un haberine göre; açılış konuşmasını Miting Komite Tertip Başkanı ve Eğitim-Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Özcan Çetin yaptı. Çetin, konuşmasında şunları söyledi:
“12 Eylül’de, ‘Bugüne kadar işçiler güldü, şimdi sıra bizde’ diyen patronlarla, ‘Darbeyi bizim çocuklar yaptı’ diyen emperyalistler el ele, kol kola girerek bu sömürü düzenini, cemaat-tarikat düzenini yarattı. Bugün bu memleketin emekçileri yoksulsak, açsak, al kan içindeysek; gündüzleri sömürülen, gecelerinde de emekçilerin çocuklarının yatağa aç girdiği bir ülke yaratıldıysa eğer sorumluları 12 darbecileri ve 12 Eylül mirasçılarıdır. Laiklik kaybedilince ilk kaybeden çocuklardır, gençlerdir, kadınlardır, emekçilerdir. Tam da bu yüzden laiklik mücadelesi emekçi sınıfın mücadelesidir. Bir rejim bir gecede değişmiyordu, adım adım ilerlendi. Seçim sonrası yukarıdan aşağıya hızlanacak Siyasal İslam rejiminin inşasının en açık göstergelerinden birisi olan ÇEDES’tir. Cumhuriyet tarihi boyunca laiklik, aydınlanma mücadelesinin temsilcisi öğretmenle öğretmenlik mesleğini hedef alarak cumhuriyetle hesaplaşmak dertleri. İktidarın değil, halkın öğretmenleriyiz.”
“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’nin arkasından ellerini ovuşturarak bekleyen tarikat ve cemaatlerin olduğunu biliyoruz”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul da şöyle konuştu:
“Laiklik, demokrasi, emek mücadelesi ve barış mücadelesinin birbiriyle çok güçlü ilişkileri var. Biri olmadan diğeri olmuyor. Laiklik olmadan hayatın yarısını oluşturan kadınlar yok sayılıyor. Demokrasi olmadan laiklik olmuyor. Barış olmadan hiçbir şey olmuyor. Tarafsız olması gereken, kamu hizmetini tarafsız ve eşit biçimde vermesi gereken bir devlet, bugün hayatın en azından yarısını yok sayarak tüm kamu hizmetlerinin niteliğini bir yandan düşürerek, bir yandan ayrımcı politikalarla bizleri parça parça etmeye çalışıyor. İzmir’de 842 okula din görevlilerin girişini sağlayacak bir mekanizma oluşturuldu. Neyle? ÇEDES adını taşıyan, ismi çocuklara çiçekler sunarmış gibi gözüken, ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ Projesi’nin arkasından ellerini ovuşturarak bekleyen tarikat ve cemaatlerin olduğunu biliyoruz biz. Önceki yıllarda okulların arka kapısından giriş yapan dinci vakıf ve dernek protokollerinin artık arka kapıyı bir yandan zorladığını biliyoruz ama şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak ön kapıdan içeriye gireceklerini gözlemliyoruz bu ÇEDES Projesi’yle. Paralel bir eğitim sistemi kurulmaya çalışılıyor.
“Madımak katliamının cezaevindeki ve dışarıdaki suçluları için zaman aşımı uygulamak kamu vicdanını paramparça etmekte”
Bir insanlık suçu olan Madımak katliamının cezaevindeki ve dışarıdaki suçluları için zaman aşımı uygulamak kamu vicdanını paramparça etmektedir. Bugün buradayız, diyoruz ki; Maraş, Sivas, Çorum, Ankara, Suruç’ta olduğu gibi katliamların olmaması için eğitimi kamusal, bilimsel, laik ve nitelikleriyle inşa etmek zorundayız. En yakınındaki erkekler tarafından öldürülen binlerce kadın anmak, bir daha hiçbir kadının yaşam hakkının alınmaması için buradayız. Eşitlikçi İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmek için buradayız.”
“AKP, iktidar; elini inancımızdan, kültürümüzden, dilimizden çek”
Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan şunları söyledi:
“Bir arada yaşadığımız her dilin, her inancın, her yaşam biçiminin bu toprağın zenginliği ve güzelliği olduğunu söylüyoruz. Kendimiz için ne istiyorsak bu topraklarda yaşayan herkes için aynı şeyi istiyoruz. Bir arada yaşamı daha güçlü kılmak için laik, demokratik bir hukuk devleti istiyoruz. Bu ülkede yaşayan tüm inançlara, tüm kimliklere, tüm kültür değerlerine, tüm halkımıza sesleniyoruz. AKP, iktidar; elini inancımızdan, kültürümüzden, dilimizden çek.
“ÇEDES Projesi eğitim kurumlarının tarikatlara, cemaatlere teslim edilmesidir”
AKP iktidarı; gençlerin eşit koşulda eğitim almasına, özgür birey olarak yetişmesine izin vermeyen Siyasal İslam’ın temsilcisidir. AKP bu ülkede üniversitelerde akademik özgürlüğü tanımayan, bilgi üretilmesine ve bilgiye eşit koşullarda ulaşılmasına engel olan bir anlayışın temsilcisidir. İlimden gidilmeyen son karanlıktır çünkü laik, bilimsel bir eğitimle gençlerimiz ilmini yolunda ancak ilerleyebilirler. AKP düşünen, araştıran, sorgulayan nesilleri yok etmek istiyor. Yerine kindar ve dindar gençlik yetiştiriyor çünkü kendi iktidarlarını bununla ancak besliyorlar. Bize göre ÇEDES Projesi eğitim kurumlarının tarikatlara, cemaatlere teslim edilmesidir. Sivas başta olmak üzere bu topraklardaki tüm katliamların, tüm soykırımların hesabını yüce divana kadar, mahşere kadar takip edeceğiz.”