AA Editör Masası’nın konuğu olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ABD’nin yaptırım kararına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.“Bu bölgede yaşamanın bir bedeli var. Bedelin kendisi güçlü olmak. Güçlü olmak zorundasınız. Ekonomik siyasi ve ekonomik anlamda güçlü olmak zorundasınız” diyen Oktay Şöyle konuştu;
İLK DEFA BÖYLE BİR ŞEY YAŞIYORUZ
“Sistem değişikliği güçlü olmanın gereğini yerine getirdi. Yoğun bir manipülasyon dönemi yaşadık. Üç dört parametre vardır sıkıntılı olunan. Ama toplama baktığınızda dünyadaki birçok ülkeden çok daha iyi şartlarda ekonomik parametrelere sahip bir ülkenin birdenbire bir manipülasyonun içine girmesi. Biz bütün gücümüzle bununla mücadele ettik. Topyekun mücadele ettik. Siyasi anlamda da birçok manipülasyonun olduğunu görüyorsunuz.Topyekun bununla mücadele dip arkada bırakmaya başladığınızda bunu siyasi yansımalarını göreceksiniz.Dövizin, doların ve iç politikaların ekonomide silah olarak kullanıldığı bir dönemi yaşıyoruz. İlk defa böyle bir şey yaşıyoruz.
ABD’NİN YAPTIRIM KARARI: BUGÜN AÇIKLAMA YAPILACAK
Bir ülkenin çıkardığı yaptırım kararına bütün dünya ülkelerinin uymasını beklemek adil değil.Bir komşumuza karşı, önemli bir enerji sağlayan bir komşumuza karşı burada bir günde biz her şeyi kesme şansımız yok. Bunu defalarca ifade ettik. Brunson konusu yapay bir gündemdi. Bakanlarımıza uygulanan da yapay bir gündemdi.Duruşumuzu açıkça ifade ettik yaptırımlara karşı. Yaptırımlardan muaf 8 ülkeye ilişkin bugün açıklama olacak büyük ihtimalle sonuçlarını da göreceğiz. Türkiye tavrını koymuştur. Türkiye’nin yaptığı bir inatlaşma olayı değildir.
BİZİM ABD İLE ASIL SORUNUMUZ…
Bizim ABD ile ilişkilerimize baktığımızda bizim asıl sorunumuz, 15 Temmuz’u yaşadık, 251 insanımızı kaybettiğimiz ve bunu katillerinin elini kolunu sallayarak dolaşan bir ülkeden bahsediyoruz.Terör örgütünün ele başının iadesini istiyoruz.
Güney sınırımıza bakın ikinci ana sorun odur.Normalleşme buna da hizmet edecektir. Yapay sorunlarla değil gerçek sorunlarla ilgilenme… Sadece ekonomi değil siyasi anlamda da normal konuların konuşulduğu bir normalleşme ümit ediyoruz.”