Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, FETÖ’cülere yönelik yaptığı açıklamasında, “Rahat edemeyecekler” mesajı da verirken, FETÖ iltisaklı isimlerin özellikle 15 Temmuz sonrası önemli görevlere getirildiği yönündeki yaygın kanaat, ‘devekuşu’ taklidi yapan AK Parti cenahınca yok sayılmaya devam ediliyor.
Devletin enerji, tapu kadastro, çevre ve şehircilik, Gençlik ve Spor bakanlıkları, YÖK ve sayısız birimlerindeki FETÖ’cülere hiç dokunulmadığı gibi, buralar başka birimlerdeki FETÖ’cüler için de adeta birer sığınak olmuş durumda.
Aslında bazı şeyleri biraz daha açık ima etmenin ve sormanın vaktinin gelip geçtiği düşüncesiyle soralım;
16 Nisan referandumunun ardından teşkil edilen ilk hükümet içerisinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i kast ederek, “Ben hocaefendime 4 sene dizinin dibinde hizmet ettim..” diyen bir isim nasıl bakan olarak yer alabilmiştir?.
Bir kamu görevlisince bu bakanla alakalı dosya külliyeye teslim edilmeye çalışılırken, kendisi de bakan olacak bir Cumhurbaşkanlığı görevlisi bu dosyanın Cumhurbaşkanı’nın eline geçmesini neden engellemiştir?. Bu durum sayın Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde midir?.
Geçelim yine Cumhurbaşkanlığı merkezli bir başka gelişmeye; devletin güvenlik birimlerinin FETÖ iltisakı nedeniyle takibe aldığı ve pasaportuna tahdit konan bir Profesör, hem de yurt dışına kaçış hazırlığında iken neden ve nasıl üst kurul üyesi yapılarak tekrar hak etmediği itibarına kavuşturulmuştur?. Şahsın ailesi şu an hangi ülkenin vatandaşı ve nerede yaşamaktadırlar?.
Üniversitelerdeki FETÖ soruşturmalarını engellediği ve savcılıklara soruşturma izni verilmemesini sağladığı belirtilen bir YÖK üyesi, nasıl önce bir kurumun başına getirilmiş ve daha sonra yine bir üst kurula üye yapılabilmiştir?.
15 Temmuz öncesinde her hafta Cuma namazlarını özellikle FETÖ’cülerin önemli bir buluşma noktası olduğu ortaya çıkan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Mescidinde kılan bürokratlar neden hiçbir incelemeye alınmadan, görevlerinde yükseltilmişlerdir?.
Yine Cumhurbaşkanlığı ile devam edelim; İstanbul Maltepe’de FETÖ’cülerin yoğun yaşadıkları bir sitede otururken, 15 Temmuz gecesinden sadece 1 gün sonra 17 Temmuz sabahı oturduğu siteyi eşyalarını bile almadan apar topar terk eden şahıs, nasıl ve hangi ilişkiler sayesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde önemli bir göreve getirilebilmiştir?.
FETÖ’cülere sahte diploma ve yüksek lisans belgesi dağıtmasıyla maruf bir üniversitenin iptal edilen diploması ile devasa bir kurumun genel müdürlüğüne atanan ve ayrıca Bylock kullanıcısı olduğu da belirlenen ve halen görevde olan kripto FETÖ’cü şahsın tutuklanmasını ve atamasını Cumhurbaşkanı’nı da ‘kandırarak’, ‘hukuk dışı’ ve ‘korsan’ şekilde gerçekleştiren iki büyükbaştan hesap sorulmasını geçtik, görevden alınması bile neden halen gerçekleşmemektedir?.
Vatandaş, “Bu kadar mide bulandırıcı atama, ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsa gerçekleştirilebilirdi” düşüncesinde haksız mıdır?.
Vatandaşın hiçbir şeyden haberi yok mu sanıyorsunuz?. Neyin devir teslimini yapıyorsunuz?.
Emir İmamoğlu / DipDalga.com