FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını “inkar politikası”üzerine kurmayı sürdürüyor.
Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıkların savunmalarında öne sürdükleri tezlerin birçoğu, kanıtlanan delillerle çürütüldü.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul’daki “ana darbe”davasında tutuklu yargılanan ve 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski 2. Zırhlı Tugay Komutanı darbeci Özkan Aydoğdu,soruşturma aşamasında verdiği ifadesini, mahkeme aşamasında değiştirerek, FETÖ’nün “ne olursa olsun, inkar et” stratejisini izledi.
Darbeci Aydoğdu, soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde, “Komutan yardımcısı kurmay bas¸kanı beni karşıladı ve ellerinde bir emir vardı. Yazılı bir emirdi. Muhabere merkezinden yeni çıktısı alınmış, alıp okuduğumda, incelediğimde Sıkıyönetim Emri idi, Genelkurmay Başkanlığından gelen bir yazı idi. İki gün önce de 13 Temmuz günü saat 14.30 sıralarında Albay Uzay Şahin 19.00 sıralarında Albay Muzaffer Düzenli gelmis¸ ve bilgi aktarımında bulunmuştu. Genel itibarıyla bildirilen bilgiler ile gelen yazının içeriği aynıydı. TSK bir bütün olarak emir komuta birliği içerisinde sıkıyönetimle yönetime el konularak… Bana yapmam gerekenleri söylediler. Yani kısaca albayın bana söyledikleri ile 15 Temmuz Sıkıyönetim İlanı ile ilgili gelen yazılı metin aynı şeylerdi. Bana kendisi tarafından komuta kademesinin darbe konusunda hemfikir olduğu söylendi..” şeklinde itirafta bulundu.
Aydoğdu yine soruşturma aşamasında “Benim birliğimde ya da benim katılımımla 14 Temmuz’da hiçbir toplantı olmamıştır. Ancak yukarıda belirttiğim gibi Albaylar Uzay Şahin ve Muzaffer Düzenli, sözlü olarak bana bilgilendirme yaptıktan sonra tabur komutanları ile bir toplantı yaptılar. Bana da kısaca özet geçtiler yani önce bana anlattılar, ne kadar personel ve asker çıkarılacağı yönünde bilgiler aldılar. Bunlar konuşuldu.”diyerek de 2. Zırhlı Tugay Komutanlığındaki tabur komutanlarına darbe kapsamında bilgilendirme yapıldığını ifade etti.
Darbeci Aydoğdu her ne kadar darbe girişimini kabul edip, buna ilişkin toplantıya katılmadığını iddia etse de 2. Zırhlı Tugay Komutanlığındakigüvenlik kamera kayıtları Aydoğdu’nun söz konusu toplantıya katıldığını gösteriyor.
Darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olan ve sözde ‘‘sıkıyönetim atama listesinde” İstanbul Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak görevlendirilen Aydoğdu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in örgüt üyelerine “dağılmamaları, çözülmemeleri ve paniklememeleri” yönündeki talimatı kapsamında mahkemedeki ifadesinde inkarı seçti.
FETÖ elebaşının, kurucusu ve yöneticisi olduğu terör örgütünün düzenlediğine yönelik delil ve kanıtların bulunduğu, 251 vatandaşın şehit olmasına neden olan 15 Temmuz darbe kalkışması için “tiyatro”, “Hollywood filmi” gibi pişkince ifadeler kullanması ve “Eğer ortada benim bu işe karıştığıma dair kanıt varsa, hemen Türkiye’ye dönerim.” sözleriyle adeta gözaltına alınan ve tutuklanan darbeci FETÖ üyelerine hangi yönde ifade vermeleri gerektiğine dair üstü örtülü talimat göndermesinin ardından diğer darbeciler gibi Aydoğdu da 22 Ağustos 2017’de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yaptığı savunmasında “darbe girişimini” kabul etmeyerek inkar stratejisini izledi.
Savunmasında, darbe girişiminden haberi olmadığı yalanını söyleyen Aydoğdu, büyükşehirlerde ses getirici büyük bir terör eyleminin gerçekleşeceği duyumu nedeniyle darbecilerle kalkışmanın öncesinde toplantı yapıldığını iddia etti. Darbe girişimi esnasında birlik komutanlarına sorumluluk bölgelerini sivil şekilde keşif yapmaları talimatı veren Aydoğdu, mahkemede bunu da kabul etmeyerek inkar stratejisini sürdürdü.
Darbe girişiminden haberdar olup komuta ettiği birliklerin planlamasını ayrıca gerçekleştirdiği, kendi sorumluluğundaki Anadolu Yakası’nda yer alan noktalara askeri unsurları sevk emrini vermesine ilişkin olarak darbeci Aydoğdu savunmasında, “Durum değerlendirmesi yaptım, bazı kritik yerlerin emniyetinin alınması yönünde karar verdim. Bunu darbe olarak düşünmedim. Genel bir güvenlik uygulaması olarak değerlendirdim.Sabiha Gökçen Havaalanı, köprüler ve kritik yerlere tank ve zırhlı araçlar gönderdim.” şeklinde yalana sarıldı.
Yakalandığında yapılan üst aramasında, örgütsel bağlılığı simgeleyen 1 ABD doları çıkan Aydoğdu, doları görmediğini ve ne anlama geldiğini bilmediği iddia etti. Ayrıca darbeci Aydoğdu’nun masasında FETÖ tarafındangerçekleştirildiği tespit edilen MİT tırlarının durdurulması olayı nedeniyle o dönem Hadımköy Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hamza Celepoğlu ve diğer asker şahısların ziyaret edilmesi talepli dilekçesi de bulundu.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen İstanbul’daki ana darbe davasının 17 Nisan 2018 tarihli karar duruşmasında, tutuklu sanık darbeciÖzkan Aydoğdu “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “nitelikli kasten öldürme” suçlarından 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.