Boğaziçi Üniversitesi’nde Y-CHP’li PKK sevicisi Kaftancıoğlu’nun ne işi var?
İBB Başkanı Bay Müdafa’nın öğrencilerle ne işi var?
Ve eşkiya devlet düşmanı MLKP ve DHKP-C militanlarının ne işi var?
Tutuklanan 17 kişiden 15’inin öğrenci olmaması neyin alâmeti?
Kahraman Türk Polisi’ne saldırmanın, “katil polis!” diye havlamalarının anlamı ne?
İkinci Gezi denemesi mi bu?
*
“Erdoğan husumeti” uğruna iyice raydan çıkmış bir Y-CHP bu milletin baş belâsı olmaya devam ediyor!
1970’ler ve 1980’lerde çevirdikleri dolaplar gibi hiçbir şey gizli saklı kalmıyor artık…
Yediğiniz hurmalar akşama ekranlarda, sosyal medyada boğazınızı tırmalıyor!
Şurası kesin ki, Y-CHP gırtlağına kadar pisliğe batmış durumda…
Boğaziçi Üniversitesi bahçesinde aklını yitirmiş birileri polisimize tekme atıyor, hakaret ediyor…
Ne uğruna? Üniversiteye atana rektör uğruna! Açıkçası “oyuncağı elinden alınmış çocuk psikolojisi”dir bu…
Barolarda, Tabipler Birliğinde istedikleri gibi cirit atarken birilerinin “hoop yeter!” demesinin sonucudur olan biten!
Ataklı gibi bir asalağın “darbeden ümitsizliği” dolayısıyla “büyük bir halk kalkışması”ndan medet ummasının neticesidir olan biten! Deneme yapıyorlar!
Adamların “sandıktan ümidi yok”tur çünkü! Çünkü halkın demokrasi sevdasını, tanklara tırmanışını 15 Temmuz’da gördüler!
*
Şu Korona belâsıyla savaştığımız olağanüstü dönemde başarıyla görev yapan polisimizin gündeme böyle sokulması çok iğrenç!
15 Temmuz’da direkt hedef yapılan, onca şehit veren, her türlü terörizmle, mafyayla yiğitçe mücadele eden Türk Polisi’ne el kaldırmanın amacı nedir?
Fethi Sekin gibi milletin bir asil evladının şehadetinin yıldönümünde…
Y-CHP’nin yancısı Halk TV’de bir baba, Boğaziçi’ndeki gösteriye katılan ve polise tekme atan oğluyla gurur duyduğunu söyleyecek kadar şuur kaybında…
Olayın kışkırtıcıları meşrepleri gereği Y-CHP ve HDPKK…
Hakkında birçok dava olan PKK sevicisi Y-CHP’li Canan’ın olay yerine gidip “gençler örgütlenin!” çağrısı nasıl bir kahpeliktir? O kadın hangi “zekâyla oraya girdi”?
Ve ateşe benzin döken, eylemcilere destekçi “bir avuç” öğretim görevlisi işgüzar…
*
Hepsi eşzamanlı…
Hikmeti kendinden menkul, kozmik oda kahramanı(!) Başbuğ’un ve zavallı Ataklı’nın sözde darbe ve ayaklanma açıklamaları…
“Seçimden ümidini kesmiş” Bay Dersimli Kemal’in “seçimi birlikte kazanacağı dostları”ndan da ümidi kalmamış olmalı ki, bir rektör atamasını bahane ederek, belediye başkanı ve il başkanını ikinci bir Gezi vakası için görevlendirdiği aşikâr…
O İBB Başkanı şaşkın adam evlere şenlik açıklama yapıyor: “Partizanlığı her yerden söküp attığımızda çok güçlü bir ülke olacağız!”
Peki o belediyeyi yönetemeyen adam, partizan değilse Boğaziçi’nde ne işi var?
Bunlar otel lobilerinde 11 vekil transfer eden, 15 vekilini kiraya veren müstemleke kafalı faşistlerdir!
Bunlar, partisindeki muhalifleri partisinden ihraç eden tek adam ve cunta özentileridir!
Yerli ve millî Cumhur ittifakı karşısında hiçbir ümidi ve çıkış yolu yok, bunu iyi bellemeliler…
Alın size İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’un açıklaması:
Bugün Devlet Ata’nın evinde gerçekleştirilen ziyarette, devletin ve milletin geleceği tek tek görüşüldü ve planlandı…
Bu milletin asil evlatları size asla o fırsatı vermeyecek!
15 Temmuz gecesi saklandığınız evde seyrettiniz ama Mehmetçik, polis, özel harekâtçı ve milletin direncini bir türlü göremediniz!
Ne yaparsanız yapın başaramayacaksınız!
Devlet Ata’nın evinin önünde “tek şemsiye altında Erdoğan ve Bahçeli’nin verdiği fotoğraf” size kapak olsun!