‘Eskişehir’i Eskişehir yapan Yılmaz Büyükerşen’dir.’
Bu ifadeyi yaklaşık 900 bin kişiye ev sahipliği yapan Orta Anadolu şehrinde sıkça duymak mümkün.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, 1999’dan beri Eskişehir’in Belediye Başkanı. 31 Mart’ta beşinci kez bu göreve getirilmek için yarışacak. Peki bu yerel seçimlerde AKP ve MHP’nin ortak bir aday çıkarması, Büyükerşen’in 20 yıllık başkanlığına son verebilir mi?
Cumhur İttifakı’nın adayı Burhan Sakallı, 2004-2014 yılları arasında şehrin neredeyse yarısına ev sahipliği yapan turistik Odunpazarı’nda belediye başkanlığı yaptı. Şimdi de Eskişehir’de değişime ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek halktan kendisini göreve getirmelerini talep ediyor.
Büyükerşen son 20 yılda, şehri baştan aşağıya değiştirdi. Bir dönem Anadolu Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapan Büyükerşen, Türkiye’de ilk açıköğretim sistemini ve ilk renkli televizyon sistemini Eskişehir’de kurdu, şehrin bir öğrenci kenti haline dönüşmesine büyük katkı sağladı.
Büyükerşen, kentin içinden geçen Porsuk Çayı’nı temizleyip bir sosyal alana dönüştürmesiyle de takdir topluyor.
Eskişehirliler arasında Cumhur İttifakı’nın adayına oy vereceklerini söyleyenler bile Büyükerşen’in şehre büyük hizmetlerde bulunduğunu kabul ediyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Yılmaz Büyükerşen ise, merkezin ardından sıranın Eskişehir’deki 90 bin nüfuslu, 540 köye ve 12 kırsal ilçeye geldiğini söylüyor.
“AKP hükümetinin tarım politikasındaki başarısızlığı nedeniyle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağladığını” söylediği köylerde tarım ve hayvancılığı da geliştirmeyi hedeflediğini anlatan Büyükerşen, şunları anlatıyor:
“Hayvancılığı canlandırmak için kooperatif kuran köylerimize, köylülerimize, damızlık hayvan veriyoruz. Sebze yetiştirecek olanlara fide dağıtıyoruz. Bir zamanlar Eskişehir’de var olan ipek böcekçiliğini canlandırmaya çalışıyoruz. Meyvecilikle uğraşan köylerimize bedelsiz olarak meyve fidanları veriyoruz.”
Ancak Eskişehirliler arasındaki lakabıyla ‘hocanın’ kırsal kesime yönelik bu vaatleri her kesimi etkilemiş gözükmüyor.
Eskişehir ‘CHP’nin kalesi’ olarak görülse de, Cumhur İttifakı’nın adayı Burhan Sakallı’ya oy vereceğini söyleyenlerin sayısı az değil.
Büyükerşen’in şehrin merkezini geliştirdiğini, ‘kenar mahalleleri’ unuttuğunu söyleyenler var.
Eskişehirli işçi Hikmet Aktı onlardan biri.
“Benim tiyatroya ihtiyacım yok, kültür-sanat merkezlerine ihtiyacım yok. Ben Çamlıca Mahallesi’nde oturuyorum. İşçi kısmı çok olan bir yer, sanayi kesimi Eskişehir’in. Her akşam kültür-sanat merkezine giden sayılı. Anca elit insanlara hizmet verdi bugüne kadar, kendi tabakasına, kaymak tabakaya” diyor ve ekliyor: “Değişim şart şimdi Eskişehir’de. Ben öyle görüyorum.”
Burhan Sakallı da seçim kampanyasında bu ifadeleri kullanıyor. Eskişehir’de kent merkezine yönelik belediyecilik yapıldığını, ancak belediye hizmetlerinin dar gelirli vatandaşların yaşadığı semtlere ulaşmadığını söylüyor.
BBC Türkçe’ye verdiği röportajda Sakallı, “Mevcut yönetim yol yapmanın dışında, park yapmanın dışında, yeşil alan yapmanın dışında, kongre merkezi, sosyal tesis yapmanın dışında Eskişehirlilere hiçbir şey vadetmiyor” diyor.
Sakallı’nın en büyük vaatlerinden biri 5 yıl içerisinde 10 bin gence istihdam sağlamak.
Ona göre bunu gerçekleştirmenin bir yolu, Kızılinler Bölgesi’nde termal sağlık turizmini hayata sokmak.
Eskişehir’in son 20 yılda bir turizm kentine dönüşmesiyle öğrenciler de istihdam imkanı bulmuşlar. Ancak son zamanlarda ulaşıma gelen zamdan ve işe gidiş geliş saatlerinde tramvaylardaki yoğunluktan şikayetçiler.
Bugün Eskişehir’e 60 kilometrelik tramvay hattı kurduğunu söyleyen Büyükerşen, “Birkaç mahalle kaldı tramvayı ulaştıramadığımız, önümüzdeki dönemde onlara da tramvay ulaştıracağız” diyor.
Sakallı ise ulaşım ücretlerinde indirime gitmeyi vadediyor:
“Öğrenci biletleri sadece 1,6 lira olacak” diyor. Anadolu Üniversitesi’nin kampüsleri arasında da ücretsiz tramvay seferlerinin yapılacağını söylüyor.
Tramvaylarda belli saatlerdeki yoğunluğun yanı sıra, trafik de hem Cumhur İttifakı, hem Millet İttifakı seçmeninin ortak derdi.
Büyükerşen bu konuda, “Biz göreve gelmeden önce Eskişehir’deki caddeleri yolları ben Bombay’ın yollarına benzetiyorum. At arabaları, otomobiller, otobüsler, pikaplar… Bir tek Hindistan’ın kutsal inekleri eksikti. Öylesine yoğun, öylesine karışık bir trafik vardı ki, gerek taşıtlar bakımından, gerekse uygulanmayan trafik kuralları nedeniyle, bir genç hanım alışveriş merkezlerinin olduğu bir caddede bir tretuvardan karşı tretuvara geçebilme şansına sahip değildi” diyor.
Cumhur İttifakı’nın belediye başkanı adayı Sakallı ile, yemekli bir seçim programının ardından konuştuk. Programın düzenlendiği bin kişilik düğün salonunda en fazla 5 kadın var. Buna yönelik sorumuza etkinliği kendilerinin değil bir hemşehri derneğinin düzenlediğini söyleyerek yanıt veriyor.
“Sabah başka bir program vardı. Orada da çoğu kadındı. Az sayıda erkek vardı” diyor.
Ancak yine de Cumhur İttifakı’nın adayının seçimi kazanması halinde şehrin muhafazakarlaşmasından korkan bir kesim var.
Eskişehir’in insanlarının kendi hayatlarını başkalarına göre değiştirecek insanlar olmadıklarını söyleyen Burhan Sakallı, “Bu soruları soranlar ya bana espri yapıyorlar veyahut da Eskişehir’i tanımıyorlar, Eskişehirlileri tanımıyorlar” diyor.
Sakallı, “Eskişehir tarihinin bütün dönemlerinde, farklılıkları bir arada yaşayan, farklılıkları bir tehdit değil, bir zenginlik olarak gören, bunu bir tehdit değil bir fırsat olarak telakki eden bir şehir oldu” dese de, seçim gerginliği bu şehre de yansımış durumda.
Belediye binasının yakınında görüş aldığımız bir müteahhit, imar izni nedeniyle Cumhur İttifakı’nın adayına destek vereceğini söyleyince yanında oturan Büyükerşen destekçisi “Sen kendi menfaatini düşünüyorsun” diye araya giriyor, iş bağırışma ve hakarete varıyor. Yumrukların konuşması son anda engelleniyor.
Büyükerşen’in destekçilerinin ona bağlılıkları, ondan bahsederkenki hal ve tavırları ile sözlerinden belli oluyor. Ama onlar arasında bile “artık yerini gençlere bırakmasını” isteyenler var.
81 yaşındaki Büyükerşen’e bu soruları sorduğumuzda gülüyor, “Büyüklerimizin bir sözü vardır. Akıl yaşta değil baştadır” diyor ve devam ediyor:
“Kaldı ki ben ömrümün sonuna kadar Eskişehir ve bütün Türkiye için çalışmakla kendimi borçlu hissediyorum.”