Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur Camii’ne yapılan silahlı saldırıya tepkiler çığ gibi büyüyor. Türkiye’nin dört bir yanından yükselen tepkilere, Bursa’dan da Eğitim Bir Sen Bursa 1 No’lu Şube de katıldı İbadet amacıyla camide bulunan 40’tan fazla Müslümanın acımasızca ve hunharca şehit edilmesini şiddetle kınadıklarını belirten Ramazan Acar, İslamifobya’nın geldiği tehlikeli aşamaya dikkat çekti.
RAMAZAN ACAR: YENİ ZELANDA’DA MÜSLÜMANLARA YAPILAN SİLAHLI SALDIRI İNSANLIĞA SIKILMIŞ BİR KURŞUNDUR
“Bu insanlıktan nasibini almamış zihniyetin ve ruh halinin sonucu olan terör saldırısını şiddetle kınıyor, faillerini, demeçleri, yazıları, tavırları ile bu nefret ortamına zemin hazırlayanları lanetliyoruz” diyen Acar, hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da acil şifa dileklerini iletti.
KORKUNÇ KURGU VE KOMPLO VAR
Saldırganın saldırıdan önce Türkleri de hedef alan 87 sayfalık manifesto yayınladığını, bu manifestoda Türklerin Avrupa’dan tamamen söküleceğinin ve İstanbul’daki bütün camilerin yıkılarak, Ayasofya’nın kiliseye çevrileceğinin ifade edildiği bilgisine vurgu yapan Acar, “Şeytanca niyetleri olan odakların, insanlığa dine dayanarak vahim, korkunç bir kurgu ve komplo kurduklarını göstermektedir. Daha önceden benzer versiyonlarını Avrupa ve ABD’nin birçok şehrinde gördüğümüz bu saldırılar, dini inançların, siyasal güç mücadeleleri ve sömürü hesapları için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. İslâmifobi ile ortak insanlık medeniyetimizin, insan hakları, bir arada barış içinde yaşama, özgürlük gibi temel ilkeleri fütursuzca, sorumsuzca çiğnenmekte Müslümanlara, İslâm kültür, uygarlık ve yaşama biçimine nefret köpürtülmektedir” ifadelerini kullandı.
BARIŞ VE İNSAN HAKLARI DESTEKLENMELİ
Eğitim Bir Sen olarak terörist yöntemlerin dini, dili, coğrafyası ne olursa olsun reddedilmesi gerektiğini savunduklarını belirten Acar, şunları söyledi:
“Ölüm ve kan üzerine kurulu hiçbir girişimi, oluşumu, yaklaşımı kabul etmiyoruz. ‘Öteki’ üzerinden kışkırtılıp tahrik edilen ve en nihayet teröre yöneltilen sapkın duygular sonunda dönüp sahiplerini vurur, vurmaktadır, vuracaktır. Özellikle batılı aydın ve siyasetçiler, fazla vakit geçirmeden yuvarlanmakta oldukları uçurumun kıyısından dönmeli, insanlığın huzuru, mutlu geleceği için kayıtsız koşulsuz barışı ve insan haklarını desteklemelidir. Bu vahşette hayatını yitirenlere tekrar Allah’tan rahmet, yaralılara sağlık ve ailelerine sabırlar diliyoruz. Herkes, başta siyasiler, yöneticiler, aydınlar, sivil toplum örgütleri, gazeteciler olmak üzere dünyanın bütün insanları sorumlu davranmalı, haktan, adaletten, mazlumdan yana tavır almalıdır.”