Ecdat yadigarı hastane yeniden hizmet verecek. Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında restore edilen, normalleşme sürecinde de aktif rol alması hedeflenen “ecdat yadigarı” Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi, 1 Temmuz’dan itibaren özellikle tüberküloz gibi göğüs hastalıkları alanında tedavi gören hastaları ağırlayarak, şifa dağıtmaya devam edecek.
Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1891’de Hadımköy’de yaptırılan, Balkan Savaşı’ndaki kolera ve tifüs salgınlarında kullanılan, aynı zamanda bir tahliye hastanesi görevini üstlenen Tarihi Hadımköy Askeri Hastanesi, 1. Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşı’nda da ordulara sıhhi destek verdi.
Mütareke yıllarında Fransızlarca işgal edilmesinden sonra 1923’te 100 yatağıyla yeniden hizmete sokulan tarihi hastane, 1928’de büyük bölümünün yanmasının ardından iki yılda onarılarak 1938’e kadar askeri kışla, 1985’e kadar orduevi, 1985-2012 yılları arasında ise Askeri İnzibat Merkez Karakolu olarak kullanıldı.
2012’de hizmete kapanmasıyla sessizliğe bürünen “ecdat yadigarı” hastane, 2019’da hazırlanan restorasyon projesiyle ihya edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 35 günde aslına uygun restore edilen yapı, 31 Mayıs’ta halkın hizmetine sunuldu.
İstanbul’un en eski sağlık tesislerinden biri olan tarihi hastane, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bölge halkına hizmet veriyor.
2. Abdülhamid’in yadigarı hastane, ömrünü iyiliğe ve insanları iyileştirmeye adayan, yaptığı çalışmalar, ücretsiz iyileştirdiği ihtiyaç sahipleri ve yüzlerce öğrenciye verdiği burslarla tanınan Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş’un adını da nesilden nesle taşıma misyonunu üstlendi.
23 dönüm arazi üzerine kurulu hastane, çam, çınar ve kavak ağaçlarının heybeti, pembenin tonlarına bürünen çiçekleri, dört bir yanı kaplayan çimenleri ve süs havuzlarıyla hastalara yalnızca fiziksel tedavi değil, ruhsal rehabilitasyon imkanı da sunuyor.
4 bin 500 metrekare kapalı alanı bulunan hastane, donatıldığı ileri tıp teknolojileriyle de göz dolduruyor. Yerli ve milli solunum cihazları ile dijital röntgen cihazına sahip hastanede, 60’ı yoğun bakım olmak üzere 100 yatak bulunuyor. Doktor ve hemşire odaları da yoğun bakım odasına dönüştürülebilen hastanenin acil servisi de normal yataklı servis haline getirilebiliyor.
Genel cerrahi, dahiliye, kadın doğum, çocuk, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz poliklinikleri ve birinci seviye acil servisiyle hizmet veren hastanede, tomografi cihazı ve MR görüntüleme merkezi de yer alıyor.
Pandemiyle mücadele için hizmete alınan, normalleşme sürecinde de önemli katkılar sağlaması hedeflenen hastane, 1 Temmuz’dan itibaren özellikle tüberküloz gibi göğüs hastalıkları alanında tedavi gören ve uzun süre hastanede yatması gereken vatandaşları ağırlamaya başlayacak.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri 5. Başkanı Op. Dr. Gürhan Çelik, 129 yıl öncesinin şartlarında yapılan binanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla 35 gün gibi tarihi denebilecek sürede, bugünün sağlık standartlarını karşılayacak şekilde restore edilerek hizmete hazır hale getirildiğini hatırlattı.
Yapının restorasyondan önceki ve sonraki hali arasında çok büyük fark olduğunu vurgulayan Çelik, “Burada oturan 65 yaş üstü bir vatandaşımız pandemi süresince sokağa çıkamadı. O sırada da burasının inşaatı başladı. Bitmek üzereyken 65 yaş üstüne belli saat aralığında çıkma izni verildiğinde o vatandaşımız buraya geldi, ‘Bu hastaneyi ne yaptınız, yeni bir hastane mi yaptınız?’ diye sordu. Yani, bu kadar değişti. 1 ay öncesiyle 1 ay sonrası arasında inanılmaz farklar var. Tamamen aslına uygun restore edildi. Çünkü sonradan hastaneye eklemeler yapılmış başka amaçlarla onların hepsi kaldırıldı bina ilk yapıldığı haline getirildi ve o şekilde restore edildi.” diye konuştu.
Çelik, normal süreçte hastanenin ek hizmet binası olarak hizmet vereceğine değinerek, “Yataklı servislerimiz tüberküloz servisi ağırlıklı olacak. Negatif basınçlı odamız var. Bu, özellikle aktif tüberküloz hastaları ve bulaştırıcılığı yüksek, solunum yoluyla da bulaşan hastalıklar açısından önemli. İçeriden dışarıya mikrop saçılmayacak şekilde, kendi içerisine mikrobu alıp filtre ederek dışarıya veren özel bir sistemi var. 2 oda 3 yatak şeklinde.” ifadelerini kullandı.