Doğum günü sürprizi Başkan Erdoğan’ı duygulandırdı. Başkan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Toplantıda sürpriz bir video ile doğum günü kutlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hazırlanan bu sürprizin kendisi için çok duygulu olduğunu söyledi. Erdoğan, “Çocukluk yıllarıma beni götürmesi, bunun yanında da tercih edilen oradaki birkaç anekdot önemliydi. Bu simitti, bu kitaptı, bu suydu. Bunların üçü çocukluk yıllarımın en önemli başlıklarıydı. Sınıfımdaki bir arkadaşımın kitap evleri vardı ve oradan elde ettiğim bu imkanlarla ilk ufakta olsa kütüphaneme aldığım eser Ömer Nasuhi Bilmen’in Hukuki İslamiyye idi. Taksitlerini simit satarak ödemiştim, su satarak ödemiştim ve o günden bugüne de bu şekilde yürüyerek geldik. Arkadaşlarım bunları gerçekten güzel tespit etmiş, yakalamış ve annemin de evdeki makinesinde özellikle komşulara diktiği elbiselerle her hafta sonu yatılı okumam nedeniyle bana verdiği 3-5 kuruş ile haftayı doldurur giderim.
Böyle başlayan bir hayat ve şimdi de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki bu muhteşem dev kütüphane ile işte tırmandığımız nokta. Şüphesiz kitap bizim için en önemli yol arkadaşıdır. Her kitap bir alimdir. Onun için kitap saygıdeğerdir, bizim medeniyetimizde büyük öneme haizdir” ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, İslam dünyasının her köşesinde feryatların yükseldiği, zalimlerin her geçen gün daha da azgınlaştığı, zulmün adeta arşa çıktığı bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek, “İlk kıblemiz Kudüs’ün mahremiyetine yönelik pervasız saldırılar giderek artıyor. Böyle bir dönemde Rabbimizden idrak ettiğimiz mübarek ayların ve gecelerin hatırına birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, mücadele gücümüzü artırmasını diliyorum. Merhamet, sevgi, kardeşlik, dayanışma iklimi olan bu mübarek ayların ve gecelerin ne kadar hakkını vererek yaşarsak önümüzdeki meselelerin üstesinden kolayca gelecek gücü de o derece kendimizde bulabiliriz.
Çevremizde tek bir garip, ihtiyaç sahibi, imkansızlıktan dolayı gözü yaşlı, kalbi kırık bir insan varsa ne bu mübarek ayları ne de bu mübarek geceleri hakkıyla değerlendirebilmiş olamayız. Müslüman olmak sadece namaz kılmaktan, oruç tutmaktan, hacca gitmekten ibaret olsaydı nefse ve küfre karşı verilen onca mücadeleye gerek kalmazdı. İnancımızın asıl ölçüsü Rabbimizin bize gösterdiği şekilde iyiliği emredip, kötülüğü nefyetme düsturunu ne derece hayata geçirebildiğimizdir. Gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin görevi insanlığa işte bu temel ilkeyi vazetmek olmuştur. Bize düşen de aynı yolda ilerlemektir. Rabbim hepimize inancımızın özünün farkında olmayı ve buna uygun şekilde yaşamayı nasip etsin” dedi.