Diyabetin, insülin hormonunun yokluğu veya yetersiz olması durumunda kan şekerinin hücre dışında ve kanda yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğu bilgisini veren Dr. Akan, “Diyabet Tip 1 ve Tip 2 diyabet olmak üzere iki şekilde görülebilmektedir. Tip 1 diyabette vücudumuzda hiç insülin üretilemiyorken, Tip 2 diyabette ise vücudumuzda halen bir miktar insülin üretimi olmasına rağmen vücudun ihtiyacını karşılamaya yeterli olmamaktadır. Diyabetlilerin yüzde 90-95’ini Tip 2 diyabetliler oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
Obezitenin artması ve fiziksel aktivitenin azalmasıyla birlikte özellikle çocuk ve gençlerde tip 2 diyabet görülme sıklığının hızla artmakta olduğunu ifade eden Dr. Akan, “Genellikle 40 yaş sonrası ortaya çıkması ve ortaya çıkmadan önce 10-15 yıla kadar bulgu vermeyen gizli diyabet dönemi varlığı tip 2 diyabeti önemli kılmaktadır. Tip 2 diyabette belirtiler ortaya çıkmadan önce, belirtisiz seyreden ve kişiden kişiye değişen uzun bir süre geçebileceği gibi çok su içme, sık sık idrara çıkma, çok yeme, kilo kaybı, görme bulanıklığı, aşırı kaşıntı, mantar enfeksiyonu gibi belirtiler de görülebilir” şeklinde konuştu.
Erken Tanı Önemli
Günümüzde 425 milyondan fazla insanın diyabet ile yaşadığına dikkat çeken Dr. Akan, “Diyabet, körlük, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve ayak-bacak kaybının en önemli nedenidir. Diyabetin etkin yönetiminde en önemli nokta; diyabet komplikasyonlarının taranmasıdır” diye konuştu.
Bu Yılki Tema ‘Diyabet ve Aile’
Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından 2018 ve 2019 yıllarında diyabet ile mücadele kapsamında tema olarak ‘Diyabet ve Aile’ temasının seçildiğinin bilgisini veren Dr. Akan, “Bunun nedeni ise, diyabetin aile üzerindeki etkisi konusunda farkındalık yaratmak ve bu hastalıktan etkilenen aileleri desteklemektir. Ailelerin, Tip 2 diyabet için değiştirilebilir risk faktörlerini önlemede kilit rolü vardır ve sağlıklı bir yaşam tarzını yaşamak için eğitimler ile desteklenmelidirler. İyi bir eğitim sayesinde düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı ve dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam ortamlarının teşvik edilmesi yoluyla hastalığa yakalanma riski büyük oranda önlenebilir” ifadelerini kullandı.