Dalış turizminin değişmeyen adresi Kaş. Temiz ve berrak bir denize sahip olan Kaş, zengin bir su altı flora ve faunasıyla da dalış tutkunlarını büyülüyor.
Dalış turizmi için batırılan uçak gibi resiflere dalış yapan yerli ve yabancı turistler, farklı türlerdeki deniz canlılarını da görerek su altı dünyasının güzelliklerini keşfediyor.
Dalış eğitmeni ve rehber dalıcı Murat Draman, dalış turizminin önemli merkezlerinden biri olan Kaş-Kekova’nın Deniz Koruma Alanı içinde yer aldığını hatırlattı.
Draman, bu bölgede hem dalış yaptıklarını hem bilim adamlarına yardım ettiklerini hem de doğayı takip ederek içinde yer almaya çalıştıklarını belirtti.
Felsefelerinin “Kabarcık bırak, hiçbir şey alma” olduğunu aktaran Draman, dalgıçların burada adeta sembiyotik bir hayat içinde olduklarını anlattı.
İnsanların su altı konusundaki bilgilerini de arttırıp, zarar vermeden bu özel bölgeyi kullanmalarını ve sürdürülebilir bir şekilde turizmin gelişmesini istediklerini dile getiren Draman, “Koruma alanı Kaş için çok büyük bir fırsat turizm açısından ama bunun hakkını vermek lazım.” dedi.
Kaş’ta, 30’u aşkın dalış noktasının yer aldığını, bunların 20-25’ine dalış gerçekleştirildiğini belirten Draman, bu noktaların Kaş’a en yakın noktalar olduğunu ifade etti.
Bu dalış noktalarındaki, duverler, mağaralar, deniz çayırları, kumluklar, kayalıklar, batıklar, amforaların, modern batıkların ve metal sac teknelerin büyük ilgi çektiğini anlatan Draman, bölgenin ayrıca deniz canlıları yönünden de çok zengin olduğunu aktardı.
20 metre derinlikte yer alan askeri uçak Dakota’nın tek yıldızlı dalgıçlar tarafından da görülebildiğini belirten Draman, bu batığın su altında çok güzel bir görüntü verdiğini, adeta bulutların içinden geçen bir uçakmış hissi yarattığını söyledi.
Draman, uçağın dış yüzeyi alüminyum olduğu için fazla paslanmadığını, Kaş’a dalış için gelen hemen hemen herkesin Dakota’yı görmek istediğini aktardı.
Daha derinde, normal deniz kazaları sonucu oluşmuş batıkların da bu bölgede bulunduğunu ifade eden Draman, bunlardan birinin Kanyon, Dimitri veya Pamuk batığı adıyla bilinen bir Yunan teknesi olduğunu belirtti.
Orfoz balığı, fok ve deniz kaplumbağalarının Kaş’ın sembolü olduğunu aktaran Draman, “Ama biz en çok orfozu seviyoruz. Çünkü kaplumbağalar çevreye epey bir zarar verdiler. Çok benzersiz, kocaman pinalarımız vardı, onları deniz kaplumbağaları bitirdi, çayırlarımızı da… Neyse ki foklar hiçbir şeyimizi bitirmedi ama onu pek göremiyoruz.” ifadesini kullandı.
Dalış tutkunlarının özellikle merak ettiği batıkların, denizlerin doğasını bozduğuna dikkati çeken Draman, sözlerine şöyle devam etti:
“Sonuçta her batık çevresini kirletiyor. Ne kadar temizlerseniz temizleyin, suni olarak batırdığınız bir batığın içinde mutlaka biraz yağ var, mutlaka boyaları dökülebiliyor etrafa. O metaller ne olursa olsun zamanla kumun içine, ortamda eriyerek yerleşebiliyorlar. Diğer taraftan baktığımızda ise da fazla denizsel hayatın olmadığı bölgelerde, canlılığın artmasına katkı sağlıyor, görsel olarak da dalış turizmine de hizmet edebiliyor.”