Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“Aralık ayında, belde kongreleriyle başlıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanlarını uyardı. AK Parti 7’nci Olağan Kongre Sürecini, belirlediğimiz takvime uygun şekilde sürdürüyoruz. Aralık ayında, inşallah belde kongreleriyle başlıyoruz. Ardından Şubat ayıyla birlikte ilçe kongrelerimize geçiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanlarını uyardı. Yaz sonuna doğru il kongrelerimizi başlatacak ve inşallah yıl sonuna kadar da tamamlayacağız.
AK Parti dinamik bir yapıdır. Yeni görev alan, görev değişikliği yapan arkadaşlarımız, bu dinamizmin bir parçasıdır. Hangi seviyede olursa olsun, bu çatı altında vazife üstlenen tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Her AK Partili son nefesine kadar bu kutlu davanın mensubudur”
Önceki haftalarda geçmişten bugüne davamıza hizmet etmiş tüm il başkanlarımızla bir araya geldik. Sağ olsunlar, kuruluşundan şimdiye kadar partimizde il başkanlığı görevi üstlenmiş hemen tüm arkadaşlarımız toplantımıza iştirak etti. İnşallah bu tür buluşmaları devam ettireceğiz. AK Parti’de “eski” diye bir kavram yoktur. Her AK Partili son nefesine kadar bu kutlu davanın mensubudur. Partimizde sadece görev değişikliği olur.
“Her zaman söylediğim gibi, AK Parti’nin sahibi millettir”
Teşkilatlarımızda, belediyelerimizde, Meclisimizde sorumluluk üstlenmiş tüm arkadaşlarımızla, farklı konumlarda birlikte çalışmayı sürdürüyoruz. Görevine devam edecek ve değişecek teşkilatlarımızla ilgili çalışmalarımızı belirli bir safhaya getirdik. Bu süreçte istifa ederek teşkilatlarının yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunan arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Yeni görev alan kardeşlerimize de şimdiden muvaffakiyetler diliyorum. İnşallah bu süreci tam bir dayanışma içinde, kardeşlik hukukunu gözeterek başarıyla yürüteceğiz.
“Millete hizmet etmek yük değil, şereflerin en büyüğüdür”
Her zaman söylediğim gibi, AK Parti’nin sahibi millettir. Bunun için teşkilatlarımızın milletimizle en güzel kucaklaşmayı sağlayacak isimlerden oluşması gerekiyor.
AK Parti’de ilçe başkanı, il başkanı, yönetim kurulu üyesi, belediye başkanı, milletvekili olmak demek, günün 24 saati milletin emrinde olmak demektir. Böyle bir çalışma temposunu göze alamayan, bu tür görevlere de talip olmamalıdır. Millete hizmet etmek yük değil, şereflerin en büyüğüdür. Bizim milletimiz kendisine yapılan hiçbir hizmeti unutmaz. Bu hissiyatını hem gönlünde yaşatır hem de önüne geldiğinde sandıktaki iradesiyle ortaya koyar.
“Teşhisi doğru koyacağız, sonra da en ideal çözümü hayata geçireceğiz”
AK Parti kimliğiyle milletimizle muhatap olan her kardeşimizin bu gerçekler ışığında çalışmalarını yürütmesi gerekiyor. Özellikle 2018 ve 2019 seçimlerinin sonuçlarını, adeta sandık sandık, mahalle mahalle, ilçe ilçe tetkik ederek, gereken dersleri çıkarmamız şarttır. Şayet bir yerde oyumuz düşmüşse, hele hele milletvekili ve belediye başkanı sayımız azalmışsa, hiçbir şey yok gibi hareket edemeyiz. Bu tür yerlerde önce teşhisi doğru koyacağız, sonra da en ideal çözümü hayata geçireceğiz.
Teşkilat Başkanlığımız başta olmak üzere, Genel Merkezimizdeki tüm birimlerimizin bu konudaki çalışmalarını titizlikle yürüttüklerine inanıyorum. Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız, 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir eksikliğe, boşluğa, hataya meydan vermeden süreci tamamlamalıyız.
“Tehdit teşkil eden her türlü hamleyi bertaraf ediyoruz”
Türkiye, güvenlikten ekonomiye kadar pek çok cephede aynı anda beka mücadelesi verdiği bir dönemden geçiyor. Bizim, dışarıdan gelen tehditlerin üstesinden gelme konusunda en küçük bir sıkıntımız yoktur. İster sahada ister masada olsun, ülkemizin ve milletimizin geleceği için tehdit teşkil eden her türlü hamleyi bertaraf ediyoruz. Teröristleri öne sürüyorlar, ezip geçiyoruz. Sınırlarımızı taciz ediyorlar, tehditlerin kaynağına iniyoruz. Ekonomimize saldırıyorlar, kısa sürede toparlanıp yolumuza devam ediyoruz. Dışarıda bizi köşeye kıstırmaya çalışıyorlar, dostluklarımızı tazeleyerek bunu da boşa çıkartıyoruz.
“Ülkemizin elde ettiği kazanımlar karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar”
Gerçekten de sadece son birkaç yılda Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, sığınmacı meselesinde ve diğer pek çok konuda elde ettiğimiz sonuçlar, başlı başına bir başarı hikayesidir. Bu sorunlar üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi planlayanlar, ülkemizin elde ettiği kazanımlar karşısında şaşkınlıklarını da gizleyemiyorlar. Ülkemize ve milletimize husumet besleyenleri şaşırtmak bizim için en büyük şereftir. Yürüttüğümüz mücadelede en büyük güç ve moral kaynağımız, milletimizin desteğidir.
“Yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar”
Yurt içinde ve yurt dışında, gittiğimiz her yerde karşılaştığımız samimi sevgi seli, bunun en büyük ispatıdır. Ancak, beka mücadelemizde durum böyleyken, iç siyasette bambaşka bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı içinde birlikte olduğumuz MHP ve diğer arkadaşlarımız, sağ olsunlar, bugüne kadar attığımız her adımda bize destek verdiler. Buna karşılık CHP ve HDP ile onlarla birlikte hareket eden marjinal çevreler, yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar.
Özellikle CHP Genel Başkanı, Türkiye’nin tüm milli meselelerinde, sinsi, hasmane ve yıkıcı bir tavır içindedir. Dünkü grup toplantımızda Sakarya’daki tank palet fabrikası, istihdam, emeklilik konularındaki yalanlarına cevaplarımızı verdik. Buna rağmen aynı yalanların bir kısmını, bizden hemen sonra geçtiği kameralar karşısında yenilerini ekleyerek tekrarlamaktan hicap duymadı.
“İspatla” diyoruz, onu yapamıyor. “Yalan söyleme” diyoruz, tıyneti icabı, bundan da kendini alamıyor. Madem hakkı söyleyemiyorsun, öyleyse hiç olmazsa “sus” diyoruz, onu hiç beceremiyor. Ağzını her açtığında, dünyanın en büyük devletlerini kurmuş ve medeniyetini inşa etmiş ecdadımıza hakaret etmeyi maharet sanıyor.
“Dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı, ihanetin dik alasıdır”
Bu zatın kendi geçmişinden, kendi köklerinden utanması bizi ilgilendirmez. Ama hiç kimsenin milletimizin tarihine, ecdadın aziz hatırasına haksızlık etmesine rıza gösteremeyiz. Bu kişinin, sadece ecdada değil, milletimizin bugün yaşayan fertlerine ve bilhassa çocuklarımızın geleceğine de saygısı yok.
Daha önce de söylemişti, geçtiğimiz günlerde aynı hezeyanı tekrarladı. Neymiş efendim, can ve mal güvenliği olmayan ülkeye yabancı sermaye gelmezmiş… Yani yabancılara, “Türkiye’ye yatırım yapmayın” diyor.
Kendi ülkesini yabancılara kötüleyerek dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı, açıkça söylemek gerekirse, ihanetin dik alasıdır. Neyse ki bu zatı sadece biz değil, küresel sermaye de de ciddiye almıyor. Ülkemizde yatırım yapan veya yapmak isteyen yabancılar, Türkiye’nin gücünün ve imkanlarının gayet iyi farkındalar.
“Uluslararası firmaların çoğu, baskılara rağmen Türkiye’yi seçiyor”
Türkiye’nin küresel doğrudan yatırımlardan aldığı pay, bizim dönemimizde binde 1’den yüzde 1,1’e çıkmıştır. Bay Kemal diyorum ki, bunu daha öğrenmen lazım. Uluslararası firmaların çoğu, özellikle batı medyasının ve ülkemiz karşıtı lobilerin baskılarına rağmen yatırım için Türkiye’yi tercih ediyor. Küresel yatırımlardaki azalma eğilimine rağmen ülkemiz hala cazibesini sürdürüyor. Borsamız rekor kırıyor. Geldiğimizde 11 bindeyken şu an itibarıyla borsamız 107 bini yakalamış vaziyette. Tahvil ihracatlarımıza rekor teklifler geliyor.
“Türkiye, en büyük mücadelelerini verirken CHP Genel Başkanı neredeydi?”
Ülkemize yatırım kararı alan firmaları caydırmak için belli kesimlerin dışarıda ve içeride nasıl çırpındıklarını hep birlikte izliyoruz. Türkiye, her alanda tarihinin en büyük mücadelelerini verirken, CHP Genel Başkanı acaba neredeydi? Mesela 15 Temmuz’da, millet canı pahasına darbeye direnirken, bu zatın darbeciler eşliğinde, tanklar arasından gittiği Bakırköy Belediye Başkanı’nın evindeki bir evdeki rahat koltuğunda televizyon seyrettiğini biliyoruz. Bunlar kayıtlarda mevcut. Ekonomimize yönelik saldırılar yaşanırken, kendisini hiç ortada görmedik.
“Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz”
Terör örgütleri ülkemizi kuşatmak için saldırı üstüne saldırı yaparken, bu zat oradan sadece bizi eleştirecek malzeme çıkarmanın peşindeydi. Hatta teröristlere “arkadaşlar” diyerek onları pohpohlamakla meşguldü.
Yürüttüğümüz harekatlar konusunda şöyle içten gelen bir “hayırlı olsun” sözünü ağzından duymadık. Ama teröristlere de “bunlar teröristtir” dediğini duymadım. Her milli meselemizde karşımızdakilerin ağzıyla ve üslubuyla bize saldırdı. Dediğim gibi, Allah’a şükür bu zatı sadece biz değil, dünyadaki hiç kimse ciddiye almıyor da, zararı sadece kendi partisiyle sınırlı kalıyor. Bu hastalıklı zihniyete rağmen Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz.
“Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz”
Terör örgütleri ülkemizi kuşatmak için saldırı üstüne saldırı yaparken, bu zat oradan sadece bizi eleştirecek malzeme çıkarmanın peşindeydi. Hatta teröristlere “arkadaşlar” diyerek onları pohpohlamakla meşguldü.
Yürüttüğümüz harekatlar konusunda şöyle içten gelen bir “hayırlı olsun” sözünü ağzından duymadık. Ama teröristlere de “bunlar teröristtir” dediğini duymadım. Her milli meselemizde karşımızdakilerin ağzıyla ve üslubuyla bize saldırdı. Dediğim gibi, Allah’a şükür bu zatı sadece biz değil, dünyadaki hiç kimse ciddiye almıyor da, zararı sadece kendi partisiyle sınırlı kalıyor.
İşte dün parlamentoda, bizim Grup Başkan Vekilimiz bir hanımefendiye bunlar saldırdılar. Aynen geçmişte olduğu gibi. Geçmişte de malum Ecevit, o zaman yine bir bayan milletvekilimize, şimdi Malezya Büyükelçimiz, ona “susturun bu kadını” diye hakaret etmişti. Şimdi dün de oradan ilhamla Grup Başkan Vekilimiz Özlem Hanım’a “susturun bu kadını” diyecek kadar ahlaksız, edepsiz bir şekilde davranan bir CHP’nin yetkilileri var. Kimse kusura bakmasın. Biz bu ahlaksızlara, bu edepsizlere prim verecek durumda değiliz. Tüm grubumuz, hele hele bir bayan milletvekilimize bu şekilde saldıracak olan ahlaksız, edepsizlere bu parlamento içinde parlamento içinde gereken cevabı vermesi lazım. Özür diledi, bıraksınlar bu işi. Bunlar öyle kuru özürle geçiştirilecek işler değil. Bu zatların yaptıkları ilk defa değil. Sürekli yaptıkları şeyler bunlar. Zaten bunların başkanları şahsıma, bir diğeri yine bir konuşmasında şahsıma yine bu parlamentonun çatısı altında her türlü hakareti, edepsizce yaptılar. Bunların edepsizlikleri karşısında artık susmak yok. Gereği neyse bunlara artık cevabını vereceğiz.
Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bunu bileceğiz. Onun için de Grup Başkan Vekilimizin hukukunu tüm grup olarak orada en yüksek seviyede koruma altına almamız hepimizin görevidir. Tüm oradaki milletvekili arkadaşlarımın görevidir. Burası yolgeçen hanı değil, bir parlamentodur. Dolayısıyla bu parlamentonun içerisinde özellikle Grup Başkanvekili bir hanım kardeşimizin hukukunu sonuna kadar korumak bizim görevimizdir.
Bunlara rağmen Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz.