CHP’li Başkan Turgay Erdem “Bürokrasiyi” yerle bir etti! İmar işlerinde tek adam saltanatı: Skandal belgeler
BURSA – CHP’li Nilüfer Belediyesi, imar uygulamalarında Türkiye’de eşi ve benzeri bulunmayan ve herhangi bir belediyede uygulaması olmayan tek imza ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni verilmesiyle gündemde. Belediye Başkanı Turgay Erdem’in, imar durumuna aykırılığı ve kusurları bulunan yapılar başta olmak üzere tüm inşaat ruhsatlarına ve yapı kullanma izinlerine tek başına imza atıp onayladığı ortaya çıktı.
İlgili teknik personel ve idari amirlerin aykırılıklar nedeniyle imza atmadığı tüm belgelerde Turgay Erdem’in imzaları bulunuyor. Bu skandal uygulama sayesinde, kentteki imara aykırı binlerce yapının yasal hale getirildiği ve bu yolla büyük bir rant elde edildiği iddia ediliyor.
Daha önce Nokta Bursa’nın yazdığı ve şimdide Sabah’ın ele geçirdiği ve sadece CHP’li Başkan Turgay Erdem’in imzalarıyla donatılmış belgelerin büyük kısmında toprak ve temel vizelerinin olmaması dikkat çekiyor. İnşaatların yapılacağı bölgelerin toprak yapısı son derece önem arz ederken, temel atma işlemleri için de gerekli incelemelerin titizlikle yapılaması ve uygun olması halinde temel ve toprak vizelerinin verilmesi gerekiyor. Oysa insanların hayatlarını yakından ilgilendiren bu belgelere, rant uğruna gelişi güzel imzalar atıldığı anlaşılıyor.
CHP’li Başkan Turgay Erdem “Bürokrasiyi” yerle bir etti! İmar işlerinde tek adam saltanatı: Skandal belgeler
Şoke eden imar rantı iddialarıyla gündeme gelen CHP’li Başkan Turgay Erdem, 2018 yılında Nilüfer’in Hasanağa bölgesinde kendisine lüks bir malikâne inşa ettirmiş ve inşaatın kaçak olduğu ortaya çıkmıştı. Erdem, Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yıkılan lüks malikanenin, kendisinin değil, belediyede şoförlük yapan kayın biladerinin olduğunu söylemişti.
Ak partili vurmuş CHP‘li görmüş İyi Partili hani bana vik vik mi demiş?
Bursa Nilüfer İlçesi Nilüfer Belediyesi sınırları içinde kalan ve Bursa’nın gözbebeği noktalarından biri olan Çalı kavşağı ile Beşevler caddesi ışıkları arasında bir bina yükseldi. ”Bu bina kimin diye?” sorulmasına rağmen daha benim diyen çıkmadı. Ancak iddialar ayyuka çıktı.
CHP’li Başkan Turgay Erdem “Bürokrasiyi” yerle bir etti! İmar işlerinde tek adam saltanatı: Skandal belgeler
İddialara göre nasıl olduysa? Mustafa Esgin’in arsası 2006 yılına gelindiğinde 3448’den 4395 metrekareye çıkıyor mu? 08 Kasım 2011 tarihine kadar da bitirilmek üzere Genel Sağlık Alanı olarak 5 kat ve bodrum inşaat alanı toplamda 13485 metrekare inşaat alanı ruhsatı alındı mı? Genel Sağlık Alanı olan yerlerde ancak yüzde 50’sine inşaat ruhsatı veriliyor. İmar kayıtlarında istenirse dosya numarası ile tüm kayıtlar var.
20 Mart 2014 yerel seçimlerinde ise Mustafa Esgin Ak Parti Nilüfer Belediyesi Başkan Adayı olarak Chp’nin karşısına çıkıyor ve kaybediyor.
Ak Partili bazı kaynaklardan edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir önceki İl Başkanı Sedat Yalçın‘ın yerine Bursa İl Başkanlığı teklifini ”çok yoğunum” diyerek reddeden Mustafa Esgin ilk vekil seçimlerinde listeye bile konmamıştı. İşte bu yüzden hatasını kabul etmek adına 14 Mart 2014 yılında Ak Parti Nilüfer Belediye Başkan Aday Adaylığını seçilemeyeceğini bildiği halde bir nevi seve seve kabul etmek zorunda kalmıştı.
2019 genel seçimlerinde Mustafa Esgin Ak Parti Bursa Milletvekili oluyor. Aradan bir kaç ay geçer geçmez soluğu Turgay Erdem’in yanında alıveriyor. Daha seçim yeni bitmiş, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı savaşı ayyuka çıkmış, Mustafa Esgin ve Turgay Erdem’im samimiyeti gözlerden kaçmıyor. Bu konu ile alakalı 04 Ekim 2019 tarihli makalede Nokta Bursa köşe yazarı Murat Doruk makalesinde ”Mustafa Esgin kurnaz ama bizde Tahtakale’de turist değiliz” diyerek dillendirmişti.
Her ne kadar Mustafa Esgin’in danışmanı iddialarımı yalanlayarak ”bu tamamen mahalle ziyareti, sadece denk geldi” demekle yetinmişti.
Öğreniyoruz ki Ak parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin’in CHP’li Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’i ziyaretinden sonra binanın inşaat ruhsatı 13495 metrekareden inşaat mühendislerinin tahmini ölçümüne göre 49.000 metrekareye çıkıvermiş. Ne kadar tesadüf değil mi?
İddialara göre yaklaşık 27.000 metrekarelik bir ruhsat farkı var. Mustafa Bozbey döneminden alınan resmi 13.495 metrekare ruhsat Mustafa Esgin’in Turgay Erdem’i ziyaretinden sonra 49.000 metrekare oluvermiş mi?
Yani Nilüfer’de 1 metrekare inşaat bedelini değerine göre 27.000 ile çarparsanız aradaki farkı bulursunuz. Kimilerine göre 150 trilyon kimilerine göre 180 trilyon.
İddialara göre en az 3-4 imza olması gerekirken tüm imzaları sadece ve tek Turgay Erdem’mi attı? Nilüfer Belediyesi Meclis Başkanı, imar komisyonu başkanı ve imar müdürü gibi yetkili kişilerin bu binanın belgelerini imzalamaktan kaçındığı o bakımdan tüm belgelerde sadece Başkan Turgay Erdem’in imzasının bulunduğu söyleniyor. Bu doğru mu? Bu durum yasalara uygun mu değil mi? bu kanun koruyucuların ve adaletin işi.
İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun bu durumu bildiği hatta belgeleriyle konuya hakim olduğu iddia edildi. Bu doğru mu? Hatta bu konuyla ilgili Selçuk Türkoğlu’nun basın toplantısı yapmak için harekete geçtiği ancak İyi Partinin üst düzeyi tarafından uyarılarak susması, konuşursa Millet İttifakına zarar vereceği gelen iddialar arasında.
Şimdi akılda kalan sorular?
1- Kayıtlarda Mizan Temizlik yazan bu bina kimin? Mustafa Esgin’in mi?
2- Tüm imzalar Turgay Erdem’in mi? Erdem’in se bunun neyin karşılığında rakip bir parti olmasına rağmen imzaladı?
3- Selçuk Türkoğlu konuyu biliyor muydu? Biliyorsa neyin karşılığında susturuldu?
4- Şu ekonomik sıkıntılı dönemlerde Ak Parti vekillerine mi, CHP Belediyesine mi, İyi Parti İl Başkanına mı güveneceğiz?
5- Gözümüzün içine baka baka koltuklarını kullanarak haksız rant elde ettikleri iddia edilenlere kimse bir şey sormayacak mı?
6- Mustafakemalpaşa’da taksiciyi gören, Bursa Büyükşehir Belediyesi Alinur Aktaş’a Mudanya için demediğini bırakmayan İyi parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu bu iddialara görmezden gelebilecek mi?
7- Sabah akşam ”Millet Aç” diye şov yapan tiyatro ustası Meral Akşener, Bursa İl başkanı Selçuk Türkoğlu’na hesap sorabilecek mi?
8- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğer doğruysa bu Bursa Nilüfer’de yaşananlar ve iddia edilen Ak Parti CHP işbirliği için harekete geçecek mi?
İşin daha da vahimi bu rantı keşfeden ve durumdan nemalanmak isteyen ismi bende saklı bir diğer Ak parti Bursa vekilinin de 5 kişilik bir ekiple aynı ranta benzer bir girişim içinde oldukları söyleniyor.
Bu memlekette Bursa Cumhuriyet Başsavcısı yok mu?
Bu memlekette Bursa Emniyet Müdürü yok mu?
İddialara göre bir imza ile 150 Trilyon rant kazanmak bu kadar basit mi?
Yada basit soralım… Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı 27.000 metrekare inşaat alanı ruhsatı artışı yapabilir mi?
CHP’li Başkan Turgay Erdem “Bürokrasiyi” yerle bir etti! İmar işlerinde tek adam saltanatı: Skandal belgeler
Nokta Bursa’nın haberine tarafından bütün imzaların sadece Nilüfer Belediyesi Başkanı Turgay Erdem ve Nilüfer Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü ve Görükle Bölge Sorumlusu Ayşegül Erkol tarafından atılan imzalara karşın Mavi İnci Konaklarının bahşedilen emsallerin tutmadı
Nokta Bursa’nın haberine tarafından bütün imzaların sadece Nilüfer Belediyesi Başkanı Turgay Erdem ve Nilüfer Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü ve Görükle Bölge Sorumlusu Ayşegül Erkol tarafından atılan imzalara karşın Mavi İnci Konaklarının bahşedilen emsallerin tutmadığı, Otopark ruhsatının olmadığı, yeşil alan terklerinin yapılamadığı gibi gerekçelerle mühürlendiği bahis edildi. Kentsel değişim yüzünden birçok kişinin mağdur olduğu da gelen bilgiler arasında Mavi İnci Konaklarına ruhsatlandırma aşamasında imzaları atalarla inşaatı mühürleyenlerin benzer olması kafalarda nasıl bir harmoni? olduğu sorusunu akıllara getirdi. çoğu kez gündeme gelen ”Nilüfer’de İmar Rantı yolsuzlukları haberlerine bir yenisi daha mı ekleniyor?” sorusu akıllarda yer etmeye başladı. Bakalım bu sefer bu işin altından hangi isimler hangi ilişkiler çıkacak.
Bursa’da “sahte daire satışı ve tapu dolandırıcılığı” iddiaları hala gündemde kalmaya devam ediyor. İddialara göre, birçok mağdurun yaşadığı bu olaylardan biri de İsa İlker’in hikayesi. İlker, akrabasının dolandırılmasıyla başlayan olaylar zincirinde akrabasını kurtarmak isterken kendisinin de dolandırılarak evinin tapusuna el koyulduğunu iddia ediyor.
Bursa‘da “sahte daire satışı ve tapu dolandırıcılığı” iddiaları mağdurlar tarafından gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor. Akrabasının ev tapusunu Ahmet Denk’e güvenerek verdiğini ve ardından kendisinin de tehditlere maruz kalarak tapusunu dolandırıcılara vermek zorunda kaldığını belirten İsa İlker, pek çok insanın mağdur olduğunu iddia etti. Akrabasıyla beraber açtığı davayı kazanarak tapusunu 5 kişiye satılmasının ardından geri aldığını ifade eden İlker, olayın ayrıntılarını anlattı.
Bursa’da yaşanan bu “tapu dolandırıcılığı” olaylarına birçok mağdurun da karıştığı belirtiliyor. İsa İlker, açıklamalarında pek çok insanın benzer şekilde mağdur olduğunu ifade ederek, bu iddiaların yüzeye çıkmasının önemli olduğunu belirtti. Dolandırıcılığa kurban giden mağdurların hikayelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, iddialar zinciri uzamaya devam ediyor.
Uzun uğraşlar sonucu tapularını geri aldığını belirten iddia sahibi İsa İlker, “İnşaatı Yapan Sırrı Suat Aydın ve Hüsnü Kumru‘dur. Ahmet Denk’in önceki mağdurlarındanım. Tapu iptal davası açtım ve kazandım. Ayrıca 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de şuan yargılanıyorlar. 24 Ekim tarihinde de son mahkeme olacağını bu işin biteceğini düşünüyorum. Yaptıkları dolandırıcılığı sosyal medya üzerinden yayınladığım için onlar da beni mahkemeye verdiler.
Mağduriyet benim bir akrabamdan başlıyor. Akrabamın tapusunu alarak başkasına satıyorlar. Kendisine şantiyelerine ortak olmasını teklif ederek kandırıyorlar. Aradan 15 gün geçtikten sonra ortadan kayboluyorlar. Akrabam benimle iletişime geçerek muhatapların ortadan kaybolduğunu söylüyor ve benden destek istiyor. Akrabamı şantiyedeki işleri toparladıktan sonra karşılıksız bir şekilde aldıkları tapusunu geri vereceklerini söylemişler. Kendilerini bulduğumuzda kaçmadıklarını söylediler ve paralarının olmadığını tapuyu geri veremeyeceklerini söylediler. Akrabamı kandırmak için gösterdikleri şantiyelerin onlara ait olmadığını öğrendik. Şantiyelere tek tek giderek sorduk ve Ahmet Denk adında birini tanımadıklarını söylediler. Bu kişilerin dolandırıcı olduğunu ben orada anladım” diye konuştu.
İlker, “Yine aynı kişiler Yunuseli Mahallesi’nde bulanan Bahar Evleri’nde bir inşaata başlamak istediklerini ancak paralarının olmadığını belirtiyorlar. Bu inşaatı yapabilirlerse akrabamın zararını da giderebileceklerini söyleyerek bu işin başka çaresinin olmadığını belirttiler. Kişilerin bu söylemleri akrabamın sakinleşmesine sebep oldu. Arap müşterilerin de para vereceğini söyleyerek, akrabamı iyice ikna ettiler. Bu işe girebilmek için bir şey daha vermemizi istediler. Verdiklerinizi daha sonra Arap müşterilerden toplayınca vereceklerini söylediler. Akrabamın tapusunu alabilmek için benim tapumu istediler. Ben tapumu vermeyince de şantaj ve tehdit yoluna başvurdular. Bende akrabama bir zarar gelmemesi için tapumu vermek zorunda kaldım. İşi çözmeye çalışırken bende dolandırıldım. Kimsenin canı yanmasın diye tapumu mecburiyetten verdim.
Benim tapumu da aldıktan sonra bu kişiler bizi tanımamaya başladılar. Arap müşterilerle anlaşma yapmışlar ancak bizim tapumuzu geri vermediler. Silâhlı adamlarıyla akrabamla beni Sırrı Aydın tehdit etti. Bana ‘sizi kış günü evlerinizden çıkacağım’ diyerek tahrik ettiler. Ben hayatımda böyle insanlar görmedim. Bu insanların mağdur ettiği pek çok kişi var. Şikayet ediyoruz, ama bir karşılık göremiyoruz. Açtığım davaların hepsini kazandım. Süreci istinafa verdiler ve onu da kazandım. Musa Demirkapı ve Ahmet Denk’in ortak olduğunu biliyorum. Hüsnü Kumru’da Ahmet Denk’in ortağıdır. Sırrı Aydın’da ortaklardandır. Aralarında husumet var gibi gösteriyorlar ancak beraber hareket ediyorlar. Ben ofislerine gidip hakkımı arayınca bana olumlu konuştular ancak arkama silahlı adamlarını taktılar. Ahmet’in babası da bu işin içindedir. Bu olaylar olurken aslından ortakların hiçbirinde inşaat yapacak para yok. Ben Ahmet ve Hüsnü ile muhatap olurken, tapumu almakta ısrarcı olunca Sırrı Aydın’ı devreye soktular ve tehdit işlerini onun aracılığı ile ilerletiyorlar” dedi.
İsa İlker, “Kutlu Deniz İnşaat kuruldu ve 80’e yakın daire sattılar ve sonra Mavi Kutlu Deniz İnşaatı kurdular. İlk şirketin sattığı daireler daha sonra iptal oldu. İkinci şirkette de daire satışı gerçekleştirerek Ahmet 20 milyon liraya yakın para kaçırdı. Sözleşmeli daire satıyorlar ve ardından tapuları başkalarına veriyorlar.
Biz açtığımız davayı kazandık. Tapumuzu 5. Şahıstan geri aldık. Tapu satılırken aralarında da para alışverişi olmamış. Yani kendi tanıdığı insanlara tapuyu devretmişler. Biz uğraşlarımız sonucu tapuyu iptal ettirmeyi başardık. Evimizi bazı sitelerde satışa çıkararak bizleri tahrik etmeye çalıştılar. Ahmet adlı şahıs, Üçevler Mahallesi’nde de bir projeye başlamış ve orada da dolandırıcılık yapıyorlarmış. Mağdur kişiler bana ulaşıyorlar. Çift daire satışı yapıldığına dair bende evrakları mevcuttur. İnsanları kandırarak 1 ay sonra tapu vereceklerini söylüyorlar ancak 1 yıl geçti o 1 ay hala gelmedi. Bu kişiler, insanları mağdur ediyor ve sonrasında birbirlerine suç atarak, şirket değişerek bir şekilde ceza almaktan kurtuluyorlar. Benim davamda ceza almalarını bekliyorum. Paraları olmadan insanları kentsel dönüşüm adı altında evlerinden ettiler ve şimdi de geldikleri zaman muhatap bulamıyorlar. Ataevler Mahallesi‘ndeki Mavi İnci Konakları‘nda çok kişi mağdur oldu. Yapı ruhsatına uygun olmadığı gerekçesiyle belediye birkaç defa orayı mühürledi. Daha sonra mühürler açılarak inşaata devam ettiler. Belediye ruhsatı iptal ettiği halde inşaata devam ediyorlar. Bunlar insanlara tapu vermeyecekler” iddialarında bulundu.
Bursa’nın gündemini değiştiren “sahte daire satışı” iddiaları çoğaldıkça, mağdur olduğunu belirten vatandaşlar da gün yüzüne çıkıyor. 2021 yılında Ada Yapı İnşaat adıyla bir şirketi olduğunu ifade ettiği Fethullah Şirin’e 200 bin lira verdiğini ve sonrasında ne daireyi ne de parasını geri alabildiğini iddia eden Adnan Öncü, yaşadıklarını anlattı.
Bursa‘da “sahte daire satışı” iddialarının sonu gelmiyor. 2021 yılında 200 bin lira peşinat verdiği Fethullah Şirin tarafından dolandırıldığını iddia eden Adnan Öncü, sözleşme olmasına rağmen ne evini ne de parası alamadığını belirterek yaşadığı olayın ayrıntılarını anlattı.
Adnan Öncü, Fethullah Şirin tarafından dolandırıldığını iddia ediyor. İddiaya göre ikili, 2021 yılında bir emlakçı aracılığıyla tanışarak Mavi İnci Konakları’nda bir daire için anlaşma yaptı. Öncü, 200 bin lira kapora ödeyerek sözleşmeyi tamamlamış ve kalan 330 bin lirayı 20 Aralık 2021 tarihinde ödeyerek daireyi satın almayı planladı. Ancak tapuların çıkmaması ve hak edişin gelmemesi gibi bahanelerle Şirin’in, sözünü tutmadığı ve iletişimi engellemiştir. Öncü’nün yaptığı açıklamaya göre, defalarca aramasına rağmen Şirin tarafından oyalanmış ve tapunun verilmemesi için çeşitli bahaneler ileri sürülüyor. Öncü, ihtar göndererek hukuki süreç başlatmış ve dolandırıcılık nedeniyle tedbirli haciz kararı çıkartmıştır. Ancak Şirin, ödemeyi yapmamış ve Ada Yapı İnşaat adlı şirketin aslında mevcut olmadığı ortaya çıkmıştır. Öncü, dairenin değerinin artması bahanesiyle fazladan para talep edildiğini ve Şirin’in dolandırma girişiminde bulunduğunu düşünmektedir. Öncü, durumu mahkemeye taşıyarak daire satışının hukuksuz olduğunu iddia etmekte ve alacaklı olduğunu vurgulamaktadır.
Fethullah Şirin tarafından dolandırıldığını iddia eden Adnan Öncü, “2021 yılında Fethullah bey ile bir emlakçı aracılığı ile tanıştık. Kendisi bana Mavi İnci Konakları’nda taşeron iş yaptığını ve dairesi olduğunu söyledi. 3+1 ve E blokta bulunan bir daire için anlaşma sağladık. 200 bin lirayı peşin, 20 Aralık 2021 tarihinde de 330 bin liralık kalan kısmını ödeyerek dairemi alacaktım. Aramızda sözleşmeyi yaptık ve eşinin adına 200 bin lira para gönderdim. Teslimat tarihi yaklaştığında da kendisini aradım. Pandemi süreci nedeniyle tapuların çıkmadığını ve hak edişinin gelmediğini bana söyledi. Sonrasında kendisini defalarca aradım ve sözünü tutmasını istedim. Beni çeşitli bahanelerle oyaladı ve inşaatın yavaşladığını söyledi. Kendisiyle yüz yüze de görüşmek istedim ancak benimle görüşmek istemedi ve telefonlarımı açmadı. Israrlarım sonucunda yüz yüze geldik ve daire teslim etmesini söyledim. O da yine bahaneler sunarak tapuyu vermek istemedi” dedi.
Öncü, “İlerleyen süreçlerle beraber ben noterden ihtar gönderdim. Avukatları aracılığıyla, verdiğim kaporanın yandığına dair bir bilgi verdiler. Avukatım dolandırıcılık nedeniyle tedbirli haciz kararı çıkarttı. Kendi üstlerine kayıtlı mülk tutmadıkları için eşinin bankada kilitli bir kasası varmış. Avukatıma kararı kaldırmamızı ve taksitler halinde ödeme yapacağını söylemişti ve icra dairesinde gerekli evrakları imzaladı. Biz de bu duruma güvenerek haciz kararını kaldırdık ancak sonrasında ödeme yapılmadı. 2021’den bu yana hiçbir ödeme gerçekleştirilmedi. Şuan beni de her yerden engellemiş durumdadır. Fethullah Bey’in kendi şirketi olarak tanıttığı Ada Yapı İnşaat diye bir şirket olmadığını avukat sorgulamasında öğrendim. Parayı da şirketin yetkilisi olarak eşinin adına yatırılmasını istiyorlar. Dediğim gibi kendi üstlerine kayıtlı taşınmaz bulundurmuyorlar. Satışa yetkisi olmadığı halde daire satmaktan dolayı kendilerini mahkemeye de verdim.
2021 yılında üzerine anlaşma yaptığımız dairenin yüzde 75’i yani kabası bitmiş durumdadır. Fethullah Bey, bana daireyi almak için anlaşma yaptığımız dönemde daire fiyatlarının düşük olduğunu, şuanda dairenin fiyatının arttığını söylüyor. Senin verdiğin para 200 bin lira, dairenin güncel fiyatı 1 milyon 800 bin lira oldu diyor. Güncel piyasa fiyatlarına göre paranın geri kalanını tamamlarsam tapumu vereceğimi söyledi ve beni yine engelledi. Ortada kaporası verilmiş bir sözleşme var. Evin değeri arttı diyerek fazladan para koparmaya çalışıyorlar. Kaporanın haricinde kalan 330 bin lira da tapu tesliminde verilecekti” ifadelerini kullandı.
Adnan Öncü, “Zaman zaman bana farklı tekliflerle de geldiği oldu. Farklı yerlerde yaptığı dairelerden bana verebileceğini söyledi ancak. Benim kaporamı 200 bin liradan sayacağını söyledi. 2021 yılındaki 200 bin liranın değeriyle, güncel değeri aynı değil. Fırsatçılık yapmak istiyorlar. Beni yine dolandırmaya çalıştığını fark ettim. Ben sözleşme yaptığımız dönemin parasıyla dairenin yüzde 40’ını ödedim. Şuan dairenin güncel fiyatı olan 1 milyon 900’ün yüzde 40’ı kaç para yapıyorsa, onun bana geri iadesini talep ettim. Mantıklı olan da budur zaten. O da ödedim parayı kaparo olarak görerek 200 bin liranda yandı dedi. Tedbirli haciz kararı hukuk yoluyla çıkartıldı. Fethullah Bey itirazlar yaptı ancak onlar da kabul olmadı. Mahkeme de bana hak verdi. Bahsettikleri gibi kaporanın yanması gibi bir durum söz konusu değildir. Hukuksal olarak ben alacaklıyım” diye konuştu.
Kaynak: Nokta Bursa – Sabah – Bursada Bugün – Haber Yıldızı
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz?Google News’te NOKTA BURSA‘ya
Suat sırrı Aydın ve halit Gökhan gül dolandırıcı suç örgütünün emniyet ile işbirliği olabilir mi
Suat sırrı aydın şad inşaatin sahipleri olabilir mi ? Şimdi o projede insanları dolandıracaklar mı ?