Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran büyük bir liderin, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi ve hamisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 80. yıl dönümünde onu bir kez daha özlemle, saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz.
Bizler 10 Kasım’da bu milletin bir değerini, sevdasını, yüreğini, ufuk bakışını kaybettik. Bizler 10 Kasımları bir matem bir yas günü olarak görmedik, görmeyeceğiz. Bizler 10 Kasım’ları, onun “Hiç dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar.” sözünün ışığında fikirlerine ve gösterdiği hedeflere ulaşmak için daha çok çalışmamız ve her zamanki gibi bir ve beraber olmamız gereken bir gün olarak gördük.
Türkiye son 20 yılda, Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda ilerlemesini kararlılıkla sürdürmektedir. Çünkü Atatürk “Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” sözü ile hedefimizi yıllar önce çizmişti. Hiç şüphe yok ki milletçe birlik ve beraberlik içinde elde ettiğimiz başarılar, Atatürk’ün bize çizdiği hedefe kararlılıkla yürüdüğümüzün en bariz ispatıdır. Bugün ise gururla ifade etmek isterim ki uluslararası alanda, gücü sürekli artan, bütün dünya tarafından sürekli ilgiyle izlenen, kararlılıkla ilerlemesini sürdüren bir Türkiye var ve ülkemiz önemli bir bölgesel güç olarak Atatürk’ten aldığı ilhamla dünyaya damgasını vurmaya devam etmektedir.
Bu duygularla;
Ebediyete intikal edişinin 80. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, onun şahsında dava ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını bir kez daha şükranla ve rahmetle anıyorum.