İşten atıldığını öne süren işçi, 2. İş Mahkemesi’ne müracaat ederek iş akdine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürdü. Kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti.
Mahkemede savunma yapan davalı işveren iş akdinin davacı tarafından tek taraflı sonlandırıldığını bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmadığını, ödenmeyen bir alacağının da bulunmadığını iddia etti.
Davacının çalışma süresinin bir yılın altında olması sebebi ile kıdem tazminatına hak kazanamayacağına dikkat çeken mahkeme; davacının iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde son bulduğunu ispatla yükümlü olan işverenin; bu hususu ispatlayamaması nedeniyle ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi.
İhbar tazminatının İş Sözleşmesi’ni fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğunun vurgulandığı kararda, “İş Sözleşmesi’ni fesheden tarafın ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Dava dosyası değerlendirildiğinde davacının işi kendisinin bıraktığı anlaşıldığından; Mahkemece ihbar tazminatının reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.