GÜNDEM – Bülent Arınç sessizliğini bozdu: İmamoğlu düşmanımız değil! Zaman zaman Erdoğan ile arası bozulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen Bülent Arınç, yeni açıklamalarda bulundu. DW Türkçe’den Can Bursalı’ya konuşan Arınç, ‘ahmak’ sözüyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye ( İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için şunları söyledi:
“Siyasilerin adi suçlar dışında konuşmalarından, düşüncelerinden dolayı yargılanmalarına tamamen karşıyım. Şimdi biz kendi yaşadığımız hayatta bizim için yapılanları affetmedik. Ama bize karşı yapılanların da başkasına yapılmasını da hiçbir zaman doğru kabul etmedik. Ekrem İmamoğlu bizim rakibimizdir, düşmanımız değil. Ama düşman gözüyle bakılıyor bazılarına.”
(İmamoğlu, yargılama sürecinde bahsi geçen ifadeyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kastettiğini net bir şekilde ortaya koymuş ve mahkeme başkanı da bunu onaylamıştı.)
Can Bursalı’nın yönelttiği sorular ve Arınç’ın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
Siz hukukçu kimliğinizle Cumhurbaşkanı’nın üçüncü kez seçilmesine yönelik tartışmaya ne diyorsunuz?
Bu tartışmayı yersiz buluyorum. Diyelim ki bir itiraz vaki oldu. Bu itiraz hakkında herhalde Yüksek Seçim Kurulu karar verecek. Yüksek Seçim Kurulu’nun da “aday olabilir” şeklinde bir karar vereceğine ben bugüne kadarki kararlarına bakarak ikna oluyorum. Dolayısı ile muhalefet de “olamaz” diyerek itirazını son noktaya kadar götürmesin, seçimlerde de mücadelesini tam yapsın. Yani pehlivanın yenileceğini anlayınca bahane bulmasına gerek yok. Er meydanına çıkıp üçüncü defa da beşinci defa da olsa ‘ben seninle mücadele edeceğim’ derlerse halkta ayrıca bir güven oluşturur. Yıllardan beri süren bir diploma tartışması var ama artık o konulara bile girmiyorlar. Bu da onun gibi bir tartışma gibi geliyor bana. Geçmişte yaşadığım bir tecrübemi anlatayım. Sayın Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi Mayıs 2007’de bitiyordu. Ağustos ayına kadar, fazladan Cumhurbaşkanlığı yaptı. TBMM Başkanı olarak göreve benim vekalet etmem gerekiyordu. Bugün seçilme tartışması yapanlar, o günlerde bunu dile getirmedi. Ben birkaç defa gündeme getirdim, sonra ‘makamda gözü var’ diyecekler diye utandım
Siz yaklaşık 1,5 sene önce katıldığınız bir televizyon programında telefon ile bağlandığınızda dindar seçmenin ekonomik koşullar kötüleştiğinde nasıl tepki verebileceğini tariflemiştiniz, bir hac ziyaretine giderken karşılaştığınız bir örnek üzerinden.
Hamaset ile bu iş olmaz. Çok açık. Resmi enflasyon yüzde 80, gayrı resmisi yüzde 180 yani bu çok açık.
Güçlü bir figür olarak görülen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili sizin de eleştirdiğiniz bir yargı kararı çıktı, ayrıca yeni açılan davalar da var. Bu tip yargı süreçleri Cumhurbaşkanı’nın karşısına İmamoğlu’nun çıkması halinde şansını mı artırıyor?
Siyasilerin adi suçlar dışında konuşmalarından, düşüncelerinden dolayı yargılanmalarına tamamen karşıyım. Şimdi biz kendi yaşadığımız hayatta bizim için yapılanları affetmedik. Ama bize karşı yapılanların da başkasına yapılmasını da hiçbir zaman doğru kabul etmedik. Ekrem İmamoğlu bizim rakibimizdir, düşmanımız değil. Ama düşman gözüyle bakılıyor bazılarına. Hayır, hiçbir parti, hiçbir partinin mensupları düşmanımız değil bizim. Onlarla siyaset arenasında biz mücadele ederiz, demokratik bir mücadele veririz. Bizim milletimizin kalbinde mağdurdan yana olmak gibi bir karakter vardır. Bu çok güzel bir karakter.
Gündemde Sinan Ateş cinayeti var. Partinizin en güçlü ortağı MHP’nin içinde bir bazı isimler Sinan Ateş cinayeti ile ilgili itham ediliyorlar. Cinayet, MHP içinde de tepki çekti, istifa edenler var. Bir yandan da Cumhurbaşkanı’nın bu konunun çözülmesi ile ilgili adım attığı belirtiliyor. Siz bu cinayeti nasıl yorumluyorsunuz? Bu adli vaka mı? Bu bir siyasi suikast mi?
Bir defa bu çok alçakla işlenmiş bir cinayettir. Özellikle eşi ve iki tane kız çocuğu ile fotoğraflarını görünce fevkalade üzüldüm. O kız çocuklarının babasız kalmalarından kahpece bir cinayetle kasten öldürülmesinden fevkalade üzüntü duydum. Yapabileceğim tek şey onun hakkında bir Fatiha okumaktı, Yasin okumaktı. Bunu da yaptım. Bunun dışında bir yorum yapmayı çok şeyler bilsem de doğru bulmam. Çünkü birilerinin hedefi olmak istemem. Ama bu konuda benim, yani samimi olarak duyduğum kadarı ile Sayın Cumhurbaşkanı da fevkalade üzülmüş, neye mal olursa olsun bu işin bütün yönleri ile araştırılmasını istemiş.
Bu arada ağustos ayında Cumhurbaşkanı ile birlikte kürsüye çıktınız Manisa’da, çok uzun bir zaman sonra…
İki dakikalığına.
Aranızdaki buzlar eridi mi? Helallik istemiştiniz çünkü sonra bir görüşmeniz oldu mu?
Ben 1978’den beri Tayyip Bey’in gerçek dava arkadaşıyım. Aynı ideal için birlikte omuz omuza çalıştık. Allah rızası için siyaset yaptık. Milletimizin önünü, bahtını açmak için gayret ettik. Bizim dava arkadaşlığımızda hep güzel şeyler vardır. Evet, beni çok kıran, üzen bir konuşma yaptı. Ama biz birbirimizi her zaman bağışlayabiliriz. Bunun yolunu, yöntemini bilen insanlarız. Bizim dava arkadaşlığımızı, başkalarının mafya liderleriyle veya suç örgütü liderleriyle bir aradaki fotoğraflarına bakarak değerlendirmeyin. Dava dediğimiz şeyin aslını, biz kardeşler olarak bugüne kadar bilerek ve isteyerek uyguladık.
Kaynak: Milli Gazete