İklim değişikliği yaşıyoruz…
Kuraklık kapıda… Göllerimiz, akarsularımız kuruyor…
Yağmur-kar yağmazsa barajlarımızda su yok, içecek suya muhtaç kalabiliriz…
Son günlerde konu sık sık gündeme getiriliyor…
Konuyu TBMM ve sosyal medyada en ciddî şekilde dile getiren MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu oldu…
Kalyoncu, SDÜ’nün kıymetli profesörü, su konusunda uzman bir hocasıydı… Su kirliliğinin ekolojik yönden belirlenmesi konusunda birçok çalışması vardır. Orman ve Su İşleri Bakanlığına bu konularda çeşitli projelerde danışmanlık yaptı. Yüze yakın ilmî makalesi var.
Son zamanlarda “Su Ürünleri Mühendisleri ve Jeoloji Mühendisleri”nin çekim alanında…
Çünkü Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, ülkeyi ve yaşanacak problemleri yerli ve millî açıdan ve ilmî olarak dile getiriyor, çözümler sunuyor…
*
MHP’li Prof. Dr. Kalyoncu, İzmir Milletvekili olarak İzmir’i ve İBB Başkanı Soyer’i yakından takip ediyor, Ülkü Ocakları’ndan gelen bir Türk milliyetçisi olarak milletin her meselesiyle ilgileniyor.
Hasan Bey, yağmurların ve kar yağışının olmaması sebebiyle su meselesinin yaşanacağına dikkat çekerek, “Tedbirlerin 2021 yılından itibaren acilen alınması gerektiğini” anlatıp alınması gereken tedbirleri şöyle sıralıyor:
2.Kaçak su kuyuları bir an önce kontrol altına alınmalı…
3.Sulama sistemleri kapalı hale dönüştürülmeli…
4.Toprağın değil bitkinin sulanmasına yönelik sulama sistemi oluşturulmalı…
5.Şehirlerde, sitelerde ve yerleşim birimlerinde yağmur suyu depo alanları oluşturulmalı…
6.Park bahçelerde kullanılan bitkiler, suyu az isteyen bitkilerden tercih edilmeli…
7.Kayıp kaçak oranları bir an önce en alt düzeye çekilmeli…
8.Şehir içi alanlarda (araç yıkama, süs havuzları, havuzlu konutlar vb) kullanımı tam denetim altına alınmalı, buralarda yağmur suyu biriktiren depolar kullanılmalı…
9.Tarımda buharlaşmayı önleyecek kapalı sistemler kullanılmalı…
10.Tarımda sulu tarım ve kuru tarım yapılan alanlar yeniden planlanıp, ürün desen değişimi hayata geçirilmeli…
11.Atıksu arıtma tesislerinden çıkan suyun tekrardan sisteme entegresi sağlanmalı…
12.Tuvaletlerdeki su hazneleri yeniden düzenlenmeli ve miktarı yeniden ayarlanmalı…
13.Musluklarda süresi ayarlanmış sensörlü muslukların kullanımı sağlanmalı…
14.Su tasarrufu için bilgilendirme ve kamu spotları yapılmalı…
15.Eğitim müfredatlarında su tasarrufu ve çevre eğitimine ağırlık verilmeli…
16.Yağış rejimi değişimi selleri artıracağından sellere acil önlem alınmalı…
17.Dirençli Tarım Kentleri oluşturulmalı…
18.Dirençli şehirler için planlama yapılmalı…
*
Biraz siyasetin günlük polemiklerinden kafanızı kaldırın…
Etrafınıza bakın, havaya, suya, toprağa, ağaca, bitkilere, tabiata, nehir ve göllerimize, etrafınızda yaşayan hayvanlara, börtü böceğe, kurda kuşa, kaplumbağaya, solucana, kekliğe, serçeye, yılana, kargaya, otlara, tarlalara, ormanlara bakın…
Tabiata yaptığımız işkenceye bakın; Tanrı’nın insan hayrına yarattığı âleme bakın… Geleceğinize nasıl nankörlük ettiğinizi görün!
Dininiz, imanınız, tarihiniz, kültürünüz, sanatınız bunun için yeterli…
Ülkücülük, “çevreciliktir” çünkü…
Ülkücülük “köycülük”, “ilimcilik” ve “endüstricilik”tir…
Prof. Dr. Kalyoncu’nun teklifleri arasındaki 17.maddeye bir bakın; “Dirençli Tarım Kentleri oluşturulmalı” diyor! Başbuğ’un idealiydi…
Üstelik barajlardaki suyun azalması, “dip çamurundaki kirlenme” demek… Sonrası “toksik etkiler”…
“Unutmayınız ki Covid-19’un aşısı bulunur, ilacı da bulunur fakat küresel ısınmanın aşısı yoktur, bunun önlemlerinin bir an önce alınması ve acilen ‘millî bir su kanunu’nun hayata geçirilmesi gerekiyor!”
Bu sese kulak verin!