Barış Manço 77. doğum gününde anılıyor. Türk Müziği’ne yaptığı eşsiz katkılarla efsaneye dönüşen Barış Manço’nun doğum günü sevgi ve hasretle kutlanıyor. İşte Barış Manço’nun hayat hikayesi ve hakkında merak edilenler…
2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul’da doğdu.
Müzisyen, şarkıcı, besteci, aranjör, söz yazarı, oyuncu, TV programcısı, sunucu, koleksiyoner, ressam, gezgin…Anadolu Rock türünün kurucu üyelerinden olan Barış Manço, Galatasaray Lisesi’nde öğrenci iken ilk kez sahneye çıktığı 1958 yılından bu yana, Türk Sanat Dünyası’nın kilometre taşlarından biri olarak grubu “Kurtalan Ekspres” ile birlikte Türkiye’de olduğu gibi birçok yabancı ülkede sayısız konserler verdi.
Bestelediği 200’ün üzerinde şarkısı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm/kaset ödülü kazandırırken, bu şarkıların bir bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca, İbranice, Fransızca ve Flemenkçe’ye çevrilerek, kendisi ve/veya başka sanatçılar tarafından da seslendirildi.
Yüksek öğrenimini Belçika’da “Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi”nde tamamlayan ve çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan Barış Manço, sanat yaşamında kendisine layık görülen 300’ün üzerinde ödülün dışında, aşağıdaki unvanlara da sahiptir.
• Türkiye Cumhuriyeti :Devlet Sanatçısı Ankara (1991)
• Hacettepe Üniversitesi:Onursal Doktora Ankara (1991)
• Soka Üniversitesi:Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo,Japonya (1991)
• Belçika Krallığı :Léopold II Şövalyesi Nişanı Brüksel,Belçika (1992)
• Fransa Devleti:Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı Paris,Fransa (1992)
• Pamukkale Üniversitesi:Onursal Doktora Denizli (1995)
• Min-On Sanat Vakfı :Yüksek Şeref Madalyası Tokyo,Japonya (1995)
• Liege Prensliği:Onursal Hemşehrilik Beratı Liege,Belçika (1997)
Barış Manço, 1990’lı yılların sonlarına doğru “Kaplumbağanın Öyküsü” projesini “Mançoloji” adlı son albümüyle sevenlerinin beğenisine sunamadan hayata veda etti. Vefatından sonra albümü, ailesi sevenleriyle buluşturdu.
Barış Manço, 1999 yılında 31 Ocak’ı 1 Şubat’a bağlayan gece bu evde vefat etti.
Kadıköy Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen evinde, sevenlerinin ziyaretleriyle gönüllerde yaşamaya devam ediyor.