Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Onların isimlerini bugüne kadar hiç duymamıştık! Nerede doğup nerede görev yaptıklarını da bilmiyorduk! Allah şahit, hepsinin kahraman olduğundan eminiz. Onlar ki, Batman’da şehit düştüler; vatan nöbetine millet hizmetine, beka mücadelesine kanlarıyla imza attılar.
İzmir’den Antalya’ya, Eskişehir’den Ankara’ya, Amasya’dan Samsun’a, Balıkesir’den yurdun dört bir köşesine al bayrak olduk tabutlara sarıldık, ağıt olduk semalarda yankılandık, milli ant olduk hainlerin tepesine ateş olup düşeceğimiz günlere odaklandık.
Astsubay Çavuş Ömer Yiğit Ulus, Uzman Çavuş Süleyman Aydın, Uzman Çavuş Özgürcan İnce, Uzman Çavuş Okan Dinçer, Uzman Çavuş Neşet Gök, Uzman Çavuş Uğur Göksu, Uzman Çavuş Ali Hekim bugün şehit düşüp milli gönüllerde yükseldiler!
Onlar kahramandı, onlar korkusuzdu, onlar vatan sevdalısı, millet aşıklarıydı. Şimdi Peygamberlere komşu oldular, tartışmasız uçmağa vardılar. Tereddütsüz en yüce makama ulaştılar. Tertemiz kanlarıyla arşın çatısına mühür vurdular.
Pusu kuran leşler, bomba tuzaklayan cesetler, kurşun atan hain teröristler bilsinler ki elbette hesap mahşere kalmayacak, bu dünyada görülecektir. Döktüğünüz şehit kanlarında boğulacaksınız, devirdiğiniz umutların altında inim inim inleyeceksiniz.
Gök girsin kızıl çıksın ki, katiller doğdukları güne lanet edecekler!
Cehaletin ve ihanetin çirkin harabelerini bir bir yıkacağız, yerine kutlu ve sağlam milli bir abide, bekamızın ebedi bir anıtını dikeceğiz. Milli birlik ruhu, milli dayanışma ve kenetlenme azmi bütün tahrip ve teşvişi, bütün çukur ve çürük tahriki yerle yeksan edecektir.
Başaracağız, melaneti yeneceğiz, gereğini milletçe yapacağız, kaldı ki yapmak zorundayız.
İhanet iman duvarını aşamayacak. Canilik cesaret sınırını geçemeyecek. Türkiye’yi kafeslemeye, kanadını kolunu kırmaya, istiklal ve istikbaline kast etmeye ne alçak terör örgütlerinin, ne de arkalarındaki küresel müstevli çevrelerin takati yetmeyecek, nefesleri yetişmeyecektir.
Kahraman şehitlerimizin şehadetleri makbul ve mübarek olsun. Aziz ruhları şad ve Rabbim’in rahmetiyle mükâfatlansın. Yaralı kardeşlerimiz şifa bulsun; hepimizin, vicdanı kurumamış herkesin, büyük Türk milletinin, muhterem ailelerinin ve silah arkadaşlarının başı sağolsun.
İyi bellemiş, tekeden süt çıkmaz. Bize saray yancısı, saray paspası, lastik diyen, üzerine binip bir daha da inmediği kıratıyla karanlık vadiler, katran geceler dolaşan Secah Bint Haris’te adap, edep, erdem, insaf, irade, millilik ve siyasi ahlak görülmez, aransa da bulunamaz.
HDP’ye Kürt siyasi hareketi diyordu. PKK’lı Demirtaş için af istiyor, CHP’nin yörüngesine gönüllü şekilde giriyordu. Takmadığı maske, yapmadığı makyaj yoktu. FETÖ’nün dümen suyundaydı. Kalkmış MHP’ye eylem ve fikir ortaklarıyla saldırıyor, hakaretler sıralıyor; hadi oradan…
Bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin MHP’ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Demedi deme, büyük lafı dinle!
CHP ile İP aynı mahzende, aynı zehre kaşık sallıyorlar. Mckinsey üzerinden nifak ve şikak saçıyorlar. Ağız birliği halinde; Duyun-u Umumiye, yeni IMF modeli, yeni kozmik oda vakası, kayyum, kapitülasyonların hortlatılması yorumlarını kurşun gibi yağdırıyorlar.
Amaç belli, yapılanı yıkmak, adımları kesmek, ilerlemeyi durdurmak.
Konuşacak sözleri yok. Vicdan deseniz o hiç yok. Ne var, yalan, dolan, aldatma, saptırma, sahtekârlık var. Türkiye’yi küçültmek, küçümsemek, küçük göstermek var. Müzmin muhalefeti gördük de, müzmin müfterilere ilk kez tanıklık ediyoruz.
Mckinsey müdafaası bize düşmez, bu ayrı bir konudur.
Yeni Ekonomi Programı bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için danışmanlığa ihtiyaç duyulması, bu hususta siyasi tercih ve takdir hakkının 60’tan fazla ülkede ofisi bulunan uluslararası bir kuruluştan yana kullanılması kendi içinde tutarlıdır.
Mckinsey IMF değil, Duyun-u Umumiye hiç değil. Sorsanız ne IMF’den anlarlar, ne de Duyun-u Umumiye’yi bilirler. Cehalet varsa ihanet tetiktedir, buna da kafaları basmaz.
Muhalefet etmek önüne geleni karalamak, gördüğüyle kavgaya tutuşmak değildir. Muhalefet marazi olursa, muvaffakiyet hüsran olur.
Türkiye’ye yabancı yatırım çekilsin isteniyorsa, küresel ekonomik saldırının toz bulutunun dağıtılması arzulanıyorsa, gerek ve ihtiyaç duyulan konularda icra yetkisi, kredi verme durumu, dayatma ve şantaj planı olmayan bir denetim şirketiyle anlaşmak niye yanlış olsun ki?
CHP’nin ekonomiden sorumlu şahsı zırvalamış ve dikişi patlamış yama gibi siyasi yırtılma yaşamış. Kemal Derviş’i davet edip bakanlık teklif eden koalisyonun ortağı olduğumuzu söylemiş. Kendisini de Hazine Müsteşarı olarak atayan kararnamenin altında imzam olduğunu dile getirmiş.
Bu şahsı DPT Müsteşar Yardımcılığı görevinden alan benim. Hükümetin DSP kanadı Müsteşar atama iradesi gösterince koalisyon adabı gereğince üçlü kararnameye imza atan yine benim. Kemal Derviş’i çağıran da merhum Ecevit’tir. Ha bugünkü aklım olsa, pire için de yorgan yakardım.