Atık kauçukların yarattığı kirliliğe karşı katma değerli çözüm. Bursa Uludağ Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu ve Bursa Teknik Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi olan Erdem Mutlu, üç yıla yakın çalıştığı kauçuk sektöründe hizmet veren firmalarda edindiği tecrübe ile önemli bir çevre sorunu olan atık kauçuk malzemelerinin daha yüksek katma değerle geri dönüşümü için kolları sıvadı. Dünya üzerinde var olan ancak tek tip ürünler ortaya çıkaran geri dönüşüm teknolojilerini geliştirmeyi planlayan Erdem Mutlu bu yolda TÜBİTAK’ın da desteğini aldı.
Atık kauçuk malzemelerin plastikler gibi kolay geri dönüştürülemeyen ve dönüştürüldüğünde de katma değeri çok düşük sektörlerde kullanılan ürünler olduğunu anlatan Mutlu, “Bu yüzden çok büyük çevre kirliliği yaratabiliyorlar. Biz de bu gerçeği gördükçe, “Bu malzemeleri nasıl daha fazla katma değerli hale getirebiliriz, nasıl tekrar değerlendirebiliriz?” konularına kafa yormaya başladık” dedi.
Dünya genelinde kauçuk malzemelerinin geri dönüşümü konusunda yeni yeni adımlar atılmaya başlandığını anlatan Erdem Mutlu; “Bizim yapmaya çalıştığımız teknolojilerin benzerleri var ancak bu teknolojilerde kauçuk ürünlerinin geri dönüşümlerinden istenilen sonuçlar elde edilemiyor. Mevcut teknolojileri geliştirmek istiyoruz. Dünya üzerinde ve ülkemizde bu teknolojileri kullanan firmalarla iletişime geçip, teknolojilerini denedik, doğru sonuçlar da aldık ancak sonuçta tek tip bir üründe takılıp kalınıyor. Bu teknolojilerle karbon siyahı ürünü ile birlikte yan ürün olarak; aslında bir de sıvı materyal ortaya çıkıyor. Bu sıvıyı şu an dünyada Avustralya’da bir firma saflaştırmayı başardı. Bu sıvı sayesinde jeneratörlere yakıt üretilmesi hedefleniyor. Ancak yurtdışındaki araştırmalara bakıldığında daha da saflaştırıp jet yakıtlarında da kullanılabildiği ortaya çıkıyor. Burada ürünün daha da saflaştırılması gerekiyor ve ek maliyetler ortaya çıkıyor. Tüm bu çalışmalar sonucunda şu ana kadar net bir sonuç ortaya çıkmış değil. Dünya bu ürünlerin yeniden nerede kullanılabileceğine dair bir arayış içerisinde” ifadelerini kullandı.
Hedeflerinin dünyada var olan teknolojiyi kopyalamak değil, daha farklı, daha katma değerli, sektörlere hitap eden ürünler ortaya çıkarmak olduğunu söyleyen Mutlu, atık kauçukların yarattığı kirliliğin dünya çapında bir sorun olduğunu ifade ederek; “Dünya genelinde bu konuda girişimler var. Çok büyük kimya firmaların o firmalara destekleri de var. Bu ürünlerin geri dönüşümü tam manası ile sağlanamıyor. Bunun da mevcut teknolojiden kaynakladığını düşünüyorum. Bizim burada çıkış noktamız teknoloji ihracatı olacak. Asıl amacımız kendi geliştirdiğimiz teknolojileri bu alandaki firmalara lisanslayarak teknoloji ihracatı yapabilmek. Bu şekilde daha hızlı ilerleyebiliriz. Farklı sektörlere hitap edebilecek ürünleri üreten teknolojilerle karbon siyahı olarak plastik sektöründe, kauçuk sektöründe kullanılabilecek farklı gradelerde üretilebilecek ürünler mevcut. Bu teknolojimizle önceden bahsettiğimiz yakıt olarak kullanılabilecek sıvıyı daha da saflaştırabilmeyi planlıyoruz. Bu sıvıyı sadece yakıt olarak ta değil, çeşitli polimerizasyon reaksiyonlarında da kullanabiliriz. Ancak ilk olarak hedefimiz bu ürünlerimizde karbon ve karbon türevlerinin üretilmesi. Aktif karbon üretilebilir. Grafen tarzı ürünler üretilebilir ve geliştireceğimiz teknolojide üretilecek karbon siyahı, farklı kauçuk ve plastik türlerindeki formülasyonlar için rahatlıkla kullanılabilecek özellikte olacak” dedi.
Dört yıldır üzerinde çalıştıkları konularının son bir yıl içerisinde yeni teknolojileri ile şekillenerek TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandığını anlatan Erdem Mutlu, bu yolda Bursa Uludağ TTO Yetkililerinin kendilerine büyük destek verdiğini anlatarak şunları söyledi:
“Projemizi hayata geçirebilmek adına “TÜBİTAK’a nasıl sunabiliriz, burada nasıl bir yol izleyebiliriz?” konusunda TTO Yetkilileri ile iletişime geçtim. Böyle bir projem olduğundan bahsettim, onlar da beni ULUKOZA Programı ile tanıştırdılar. Buradaki süreçlerin nasıl ilerlediği hakkında bilgiler vererek, daha sonrasında buradaki yetkililer projenin kabulü için neler yapmamız gerektiği hakkında bizlere destekler verdiler. Projemizin kabulü sürecindeki destekleri yadsınamaz. Gece gündüz hep birlikte çalıştık ve bu projemize destek almaya hak kazandık.”