ABD Senatosunda Cumhuriyetçilerin önemli isimlerinden Florida Senatörü Marco Rubio, kaybolan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı konusunda, “Yönetim hiçbir olasılığı göz ardı etmemeli ve her seçenek karşılık olarak masada olmalı.” değerlendirmesini yaptı.
Amerikan CNN kanalında yayımlanan “Birliğin Durumu” adlı programa katılan Rubio, Trump yönetimine Kaşıkçı konusunda çağrı yaptı.
Marco Rubio, “Bu konuda neler olduğunu anlayana kadar (Suudi Arabistan ile) işimize normalde olduğu gibi devam etmemiz gerektiğini düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.
Riyad’da 2 hafta sonra gerçekleştirilecek yatırım konferansına ABD adına katılması beklenen Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in katılımı konusunda “Bence gitmesi gerekmiyor.” diyen Rubio, Trump yönetimine Kaşıkçı konusunu aydınlatmak için daha fazla çaba göstermesi çağrısında bulundu.
“Kongre müdahil olur”
Marco Rubio, “Yönetim hiçbir olasılığı gözardı etmemeli ve her seçenek karşılık olarak masada olmalı.” yorumunu yaptı.
Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğünün ortaya çıkması ve Trump yönetiminin herhangi bir adım atmaması durumunda ne olacağı sorulan Rubio, “O durumda Kongre bu olaya müdahil olur. (Yönetimin tepkisi) sembolik olamaz, sadece bazı sözlerden ibaret olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, ABC kanalında yayımlanan bir programda konuşan Cumhuriyetçi Arizona Senatörü Jeff Flake ise Kaşıkçı’nın akıbeti konusunda Suudi tarafının şu ana kadarki açıklamalarının “mantıklı” olmadığını söyledi.
Flake, “Oradaki kameraların çalışmadığını, kayıt almadığını söylemeleri mantıklı değil. Şu ana kadar iyi bir açıklamaları yok ve sanıyorum bunu biliyorlar.” dedi.
“Reddetmeleri inandırıcı gelmiyor”
Diğer yandan, eski Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Brennan da “Eğer Kaşıkçı Türkiye’de bir otelde veya özel bir mülkte iken ortadan kaybolsaydı, Suudi yönetiminin olayı reddetmesi kabul edilebilir olurdu. Ancak Kaşıkçı, Suudi konsolosluğuna girdiği kamera görüntüleriyle belgelenen bir zamanda ortadan kayboldu. O yüzden (olayı) reddetmeleri hiç inandırıcı gelmiyor.” diye konuştu.
Olay
Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve Batı medyasında Ortadoğu’nun en etkin gazetecilerinden biri olarak bilinen Washington Post yazarı Suudi Arabistanlı Cemal Kaşıkçı’dan, resmi işlemler için 2 Ekim tarihinde Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na nişanlısı ile birlikte gittikten sonra haber alınamadı.
Emniyet kaynaklarınca, Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de evlilik işlemleri için gittiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğundan bir daha çıkmadığı, Başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul’a gelen ve bir kısmı Suudi yetkili olan 15 Suudi vatandaşının da bulunduğu, bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndükleri belirlendi.
Dışişleri Bakanlığına çağrılan Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Velid bin Abdulkerim El-Hireyci’ye kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya ilişkin soruşturma sürecinde “tam bir iş birliği içinde olunması” mesajı iletildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, konsolosluktaki adli işlemler için bir başsavcıvekili ve bir cumhuriyet savcısı görevlendirildi.
Dışişleri Bakanlığından, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğunda inceleme yapılacağı açıklandı.
ABD istihbaratının yaptığı bir dinlemede, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın bazı vaatlerle Suudi Arabistan’a dönmesinin sağlanması, daha sonra da tutuklanmasını emrettiği ileri sürüldü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Suudi gazeteci Kaşıkçı’nın kaybolmasına ilişkin son açıklamasında, “Başkonsolosluk yetkilileri ‘buradan çıktı’ demekle kendini kurtaramaz.” dedi.
Kaynak: TRT Haber, AA