ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından organize edilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanları Buluşması sona erdi. Gençlik ve kültür politikalarının tartışıldığı programa Türkiye’nin 81 ilinden 1400 imam hatip lisesinin öğrenci meclis başkanı katıldı.
İmam hatip lisesinden öğrenci meclis başkanlarının katıldığı program, “Türkiye’nin Dünya Liderliği Sürecinde Kültür ve Gençlik Politikaları Kurultayı” başlığı ile Kızılcahamam Eliz Otel’de gerçekleştirildi. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen programın kapanış konuşmasını İlim Yayma Vakfı Başkan Vekili Bilal Erdoğan yaptı.
Mutlaka spor yapın
Konuşmasına başlarken 1.5 milyona yakın imam hatip öğrencisinin olduğunu ve sporcuların yüzde 15’inin imam hatipli olması gerektiğini belirten Bilal Erdoğan, “Son yıllarda okçuluğa ilginin arttığını biliyoruz ama bunun amatörce kalmayıp bir kulüp bünyesinde olmasın önemsiyorum” dedi. İmam hatip nesli içinden çıkacak namazında niyazında sporculara ihtiyaç olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bizim sanatçı, sporcu, oyuncu bu kesimlerin içinde de gençliğe örnek olacak, duruşuyla, namazıyla niyazıyla, camiden çıkarken görüntülenecek isimlere ihtiyacımız var. Dünya şampiyonu bir madalya alırken mikrofon uzatıldığında elhamdülillah desin, ben imam hatipte başladım spora desin. Siz de sporla hemhal olun, at binmeden yetişmeyin. Ok atacağız, başka sporlar yapacağız ama muhakkak disiplinli bir şekilde sürdüreceğiz. Onun hayatınıza disiplin getireceğini bilerek yapmanızı diliyorum” ifadelerini kullandı.
Yerli ve milli kültür önemli
Kültür politikalarıyla ilgili de konuşan Erdoğan, son 15-16 yılda AK Parti iktidarları ile birlikte ciddi bir yerlilik ve millilik vurgusunun ön plana çıktığını söyledi. Esas kültürü kültür yapanın ve yerleşik hale getirenin o kültürün kodları olduğunun altını çizen Erdoğan, “Biz acaba onları mı kaybediyoruz?” diye sordu.
İnancın kültürü şekillendirdiğini örnekleriyle anlatan Bilal Erdoğan, Türklerin göçebe kültürünün ve dünyaya çivi çakmadan yaşamasında da bunun etkisinin olduğunu söyledi. Kültürü korumaya özen gösterme çağrısı yapan Erdoğan, “Kültürdeki yansıma bizim inancımızı da değiştiriyor. Bizim kültürün kodlarını, vatanı vatan yapan, milleti millet yapan bu kodları ihya etmemiz gerekiyor. Bu kodları kaybettiğiniz zaman kültürünüzü kaybediyorsunuz, o kültürü kaybedince de kimin kültürünü alırsanız onun inancı, onların değerlerine adapte oluyorsunuz. Onların bir tür kölesi oluyorsunuz. Aslında işgale uğramış oluyorsunuz” diye konuştu.
15 Temmuz direnişi köklerimizden
Bizim kültürümüzün kodlarında aynı zamanda kahramanlık olduğuna vurgu yapan Erdoğan, vatandaşları 15 Temmuz gecesi meydana çıkaran duygunun da bu kültürel kodlar olduğunu söyledi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “15 Temmuz’dan önce yaşça biraz büyüklerimize sorsaydık bu gençlerde nerde o işler derlerdi. Ama o gece kodlarımızdaki kahramanlığı dışarı çıkardık. Nerden özgüven geldi de başardık? Türkiye’de bundan önce de darbeler oldu ama halk sokağa çıkıp direnmedi. Demek ki 15 Temmuzda bir açılım sağladık. İşte bu açılımın cesur bir liderin önümüze düşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bunun hakkını en iyi tarihçiler verecektir.”
Geziyi liderlikle sona erdirdik
Bugün dünyada büyük dönüşümler yaşandığını, İngiltere’de bir yandan Brexit yaşanırken bir yandan hükümetin düşmesi sozkonusu olduğunu belirten Bilal Erdoğan, “Ama Avrupa’da liderlik kalibresinde kimse yok. Ne İngiltere’de ne İtalya’da ne Fransa ne de İtalya’da. Biz güçlü bir liderimiz olduğumuz için şanslıyız” dedi. Harvard’da liderlik dersi aldığını ve nasıl lider olunabileceğini de anlatan Erdoğan, “Liderlik toplumsal değişimin, statükonun değiştiği zamanlarda gerçekleşir, liderlik soğukkanlılık içinde değişimi yönetebilmektir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gezi parkı kalkışmasını bu liderlikle sona erdirdiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu: “Gezi olaylarında soğukkanlılığı kaybetmememiz lazımdı. Aman hepsini dinleyelim dediler. Şimdi batının benzer olayları nasıl yönettiğini görünce konuşuyorum. Sarı yeleklilerde 10 kişi hayatını kaybetti, 3 bin kişi yaralı. Bizim gezi olaylarının fersah fersah ötesinde bir can ve mal kaybı yaşandı. Bize insan hakları öğretmeye çalışanların benzer durumlarda neler yaptığını çok iyi bildiğim için rahat konuşuyorum. O zaman cumhurbaşkanımızın iradesi bu kalkışmayı derhal bitirilmesi yönündeydi. Aynen Amerika, Fransa, Almanya’nın yapmak zorunda olduğu gibi.”
Dünyayı tanıyın, ülkeleri gezin
Gençlere milli kültür ve kendi kültür kodlarına dönmeleri yönünde çağrı yapan Bilal Erdoğan, gençlerden dünyaya açık olmalarını da istedi. “Önce Türkiye’yi çok iyi gezip çok iyi bileceksiniz. Üniversite zamanında da imkanlar nispetinde sınırların dışına açılmanızı isterim. Dünyayı çok iyi tanımanızı isterim” diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim vazifemiz sınır tanımıyor, dünyanın her yeri mescit ise o zaman dünyanın her tarafına ilahi mesajı götürmekle mükellef olan bizler, dünyanın her tarafına açık olmak zorundayız. Dünyanın her yerinde biri gelsin de bana anlatsa diyen insanlar yok mu, vardır. Bu sadece anlatma ile olmaz, hal dili ile olur, halleşme ile olur.”
Lise en önemli devre
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Dursun da gençlere hitabında,
lise yıllarının gençliğin fikri oluşumunda ve özellikle milli kültür şuurlanmasında en önemli devre olduğunu söyledi. Bu devrenin eğitimle, çevreyle ama özellikle muhit yahut mahfil denilen özel ortamlarla gerçekleşeceğini belirten Dursun, “Bendeniz lise eğitimi sırasında Milli Türk Talebe Birliği’nin liseler arası kompozisyon yarışmasına Sedat Yenigün’ün ısrarıyla girdim. Yazdığım kompozisyon birinci oldu. Sonra da Spor Sergi Sarayında Necip Fazıl üstad ödül verdi. Törenin sunucusu da Sayın Cumhurbaşkanımız idi. Unutamadığım bir sahnedir. Sonrasında hayatımı bu çok etkiledi” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak gençlerle ilgili yaptıkları çalışmalardan bahsederek, gençlere bu dönemi çok iyi değerlendirmeleri ve kültürü gelecek kuşaklara aktaracak birer köprü vazifesi görmeleri çağrısında bulundu.
Bir iyilik hareketi başlatın
Programa katılan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Sinan Aksu da buluşmanın ikinci gününde gençlere hitap etti. Aksu, her öğrenci için, her insan için uygun bir spor türünün olduğunu hatırlatarak, gençlere spor yapmaları çağrısında bulundu. Bir çağrıyı da gençlere iyilik yapmaları ve iyilik hareketi içinde yer almaları konusunda yapan Aksu şöyle konuştu: “Bizler Müslümanız ve Müslümanlık hiçbir zaman bencillik dini değildir. Bizim kendimiz dışındaki insanlar için bir hayır yapmamız lazım, infak duygusuyla hareket etmemiz lazım. Hepimizin birer gönüllülük faaliyeti içinde olmamız lazım. 2019’u gönüllülük yılı ilan ettik. Bu konuda imam hatip camiasının çok daha büyük hizmetlerde bulunacağına eminim. Bir iyiliği bu yıl başlatalım ve bundan sonraki yıllarda da devam ettirelim.”
İmam hatipli olmak ayrıcalık değil sorumluluk
Türkiye Öğrenci Meclis Başkanları Buluşması’nın ilk gününde gerçekleşen Birinci Oturumunda ‘Gençlerin Kimlik Arayışı” başlıklı bir sunum yapan Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Selim Cerrah, kardeşliğin önemine dikkat çekerek, “Bu dünyaya geldik ama bu dünyaya ait değiliz. Acılar yoğurdu bizi ama en çok kardeşlik büyüttü” dedi. İmam hatipli olmayı bir ayrıcalık değil bir sorumluluk olarak gördüklerini belirten Cerrah, “İslam’ın bize vazettiği iki önemli unsur ahlak ve aile olduğunu öğrendik. Aile temel değerdir, birinci önceliğimizdir. Bizim kimliğimizin alameti farikası incinsen de incitmemektir. Bize peygamberi taklit etmemiz değil takip etmemiz öğretildi. Büyükler iz bırakarak yürürlerdi biz onların izlerine basarak ilerledik” ifadelerini kullandı.
2020’de imam hatipler tarih yazacak
Birinci günde “Şahsiyet İnşasında Okul Kültürünün Rolü ve İmam Hatipler” başlıklı bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, imam hatiplerin 105 yıllık bir mazinin ürünü olduğunu söyledi. Bu büyük ailenin Türkiye’de bir milyon 391 bin üyesi olduğunu ve bu ailenin fertlerinin eğitim gördüğü 5 bin 207 imam hatip okulunun bulunduğunu ifade eden Yılmaz, “Bu hikayenin geçmişine bakarsak bu kolay olmadı ve bugüne kolay gelinmedi. O sebeple bu sayıyı hep korumak ve artırmak gerekiyor” dedi. Gençlere bir çağrıda bulunan Yılmaz şunları söyledi: “2020 yılı üniversiteye giriş sınavları imam hatip liseleri için milat olsun istiyoruz. Yeniden üniversiteye girişte tarih yazacaksınız. Şimdiden kendinizi çok yönlü yetiştirerek hem hayata hem de kendi kariyerinize hazırlanacaksınız ama en önemlisi de karakterinizi ihmal etmeden bunları yapmanız lazım.”
Birşey yapacaksanız şimdi yapın
İkinci Oturumda, “Gençler ve Sivil Toplum” başlığında gençlere hitap eden ÖNDER Genel Sekreteri Abdullah Ceylan da, “Bugün dünyayı değiştirecekseniz tam o yaştasınız. 30 yaşından sonra kimse dünyayı değiştirmemiştir. Ne yapacaksanız yapın ama gençken yapın” dedi. Gençlere “Bugün ne yapıyorsanız neyle uğraşıyorsanız ne sizi heyecanlandırıyorsa, sizi hayata bağlayan her neyse 20 sene sonra da o işi yapıyor olacaksınız” tespitini aktaran Ceylan, sözlerini imam hatiplerle ilgili sürdürdü: “Bugün bu güzel birlikteliği sağladığımız sürece Allah bize güzel ve kutlu yolda dönüşümü sağlayacaktır. Bundan 20 sene önce budadıkları, kapı dışarı ettikleri imam hatipleri bugün muazzam kitlelere ulaştırdı. Mazlum coğrafyaları da sizin elinizde daha müreffef günlere ulaştıracaktır diye ümit ediyorum. İmam hatip kimliğini taşımakla değil yaşamakla mesul olduğunuzu bildiğimiz için hepinize teşekkür ediyorum.”
Katılanlara sertifika verildi
Oturumda Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akgül “Hayatın Anlamlandırılmasında Kültürel Değerlerin Etkisi”, Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Kamuran Gökdağ da “İslam Düşünce Atlası ve Kültür Dünyamız” başlıklı birer sunum yaptı. Bir başka oturumda ise öğrenciler iki grup halinde imam hatipler, eğitim ve kültür politikaları konusunu konuşmacı öğrencilerle birlikte tartıştı. Buluşma toplu fotoğraf çekimi ve katılım sertifikası sunulması ile sona erdi.