Doğanın Kucağında Son
Storm, tutkulu bir doğa aşığıydı ve yılın çoğunu İsveç’in ıssız bölgelerinde tek başına kamp yaparak geçiriyordu. Ancak 30 Ekim gecesi, hava sıcaklığı eksi 6 dereceye düştü ve şiddetli rüzgarlar fırtınaya dönüştü.
Storm, o gece bir arkadaşına gönderdiği videoda ayakkabıları ve sırt çantasının karda kaybolduğunu, çadırını şiddetli rüzgarların savurduğunu anlatıyordu. “Bu gece daha da kötüleşecek” diyordu. Ancak uyarılara rağmen riskleri ciddiye almadı.
Son iletişim kurduğu gece büyükannesi ve arkadaşlarıyla konuşan Storm, acil yardım hattını arayarak yaralandığını ve yardıma ihtiyacı olduğunu bildirdi. Ne yazık ki kötü hava koşulları kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşmasına engel oldu. Ertesi sabah gönderilen helikopter, Storm’un cansız bedenine ulaştığında çok geçti.
Cesedi çadırından uzakta bulundu ve sırt çantası neredeyse boştu. Sadece uyku tulumu ve bir diş fırçası vardı. Annesi, çadırının fırtınada uçtuğunu ve yürümek zorunda kaldığını söyledi. Ancak soğuk hava ve düşen vücut ısısı onun sonunu hazırladı.
Babası, oğlunun kamerasının hâlâ karlar altında olduğunu ve görüntüleri geri almak için karların erimesini beklediğini söyledi. “O kamera bizim için çok değerli. Mayıs ayında son yürüyüş yolunu takip edip bir şey bulmayı umuyorum.”
Storm’un ailesi, onun hikayesinin Sean Penn’in yönettiği “Into the Wild” filmine benzerlik taşıdığını belirtti. Filmde olduğu gibi, Storm da doğada yalnızlığı seçmiş ve kendini keşfetmek için toplumsal hayattan uzaklaşmıştı. Annesi, “Storm’un kahraman ilan edilmesini istemiyoruz. Onu olduğu gibi hatırlayın: Sessiz ama derin bir ruh.”