“Yeni Ekonomi Paketi Yine Sınıfta Kaldı” Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, Nurettin Nebati’nin açıkladığı yeni ekonomik paket ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hatipağaoğlu, “Yeni ekonomi paketiyle sayın Nebati bize bir kez daha dağın fare doğurduğunu gösterdi. Yapılan açıklamaların, alınan kararların hiçbir temeli ve mantıklı bir düzlemi yok. Son 3 yılda açıklanan bu 4. ekonomi paketinin de içi boş çıktı. Bu kararların hiçbiri iş dünyasında ya da vatandaşta heyecan yaratmadı. Dahası enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadeleyi de tamamen üzerilerinden atıp vatandaşın göreviymiş gibi lanse ettiler. Nitekim salondaki enerji ve zoraki alkışlardan da kimsenin tatmin olmadığını net şekilde gördük.” dedi.
EKONOMİ – Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu, Nurettin Nebati’nin açıklamış olduğu yeni ekonomik paket ile alakalı açıklamalarda bulundu. Hatipağaoğlu,
“Yeni iktisat paketiyle sayın Nebati bize bir kez daha dağın fare doğurduğunu gösterdi. Yapılan açıklamaların, alınan kararların hiçbir temeli ve mantıklı bir düzlemi yok. Son 3 yılda açıklanan bu 4. Iktisat paketinin de içi boş çıktı. Bu kararların hiçbiri iş dünyasında veya vatandaşta heyecan yaratmadı. Dahası enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadeleyi de tamamen üzerilerinden atıp vatandaşın göreviymiş şeklinde lanse ettiler. Nitekim salondaki enerji ve mecburi alkışlardan da kimsenin doygunluk olmadığını net halde gördük.” dedi.
Yastık altındaki altının piyasaya kazandırılmasına dair açıklamaların temelsiz ve anlamsız bulunduğunu söyleyen Hatipağaoğlu,
“Yastık altında 5 ton altın var ve bunun piyasa değeri 280 milyar dolar, hepimiz bu altınları ekonomiye kazandıracağız deniliyor. Öte yandan sayın Nebati açıklamalarında bir itirafta da bulundu. Bundan önceki emek harcamalar bütüncül değil, münferitti. Şimdi biz bu tarz şeyleri bütüncül hale getiriyoruz dedi. Bütüncüllükten kastı ise bankaların yanına, elektronik platformaları ve kuyumcuları da eklemek. 1 Mart’tan itibaren 81 ilde minimum 1500 kuyumcu yastık altındaki altınları toplamakla yükümlü olacakmış. Sayın Nebati şunu gözden kaçırıyor. Eğer siz hükümet olarak ekonomik gelişmelerle alakalı vatandaşa doğru malumat vermiyorsanız, saydam değilseniz, hesap vermiyorsanız yurttaş size güvenmez. Türkiye’de yastık altında olduğu idda edilen altınların, ekonomiye “istek” edilerek kazandırılması mümkün değildir. Bundan önce birçok defa bu istendi. Vatandaş değil bu altınları devlete vermek, altın tasarrufunu giderek artırır. Çünkü vatandaş parasının pul olmasından korkuyor. Enflasyon %50’nin üstüne çıkmışken, dolar 13,5 TL iken yurttaş altınını devletin işaret etmiş olduğu mercilere vermez. Bu altınlar yastık altında durmaya devam edecek. Çünkü Ak Parti hükümeti ve bununla birlikte Sayın Nebati, ihracatın, ekonomik büyümenin, ekonomik canlanmanın, üretim artışının en temelinde güven olduğunu gözden kaçırıyor. Siz bu itimatı kaybettiniz, hukukun üstünlüğü konusunda vatandaşın ciddi tereddütleri var, yarın bu altını verirsem el koyabilirler endişesi var. Bu nedenle kimse altınlarını vermez.” ifadelerini kullandı.
Kredi Garanti Fonu’nda geçilen yeni uygulamaya da değinen Hatipağaoğlu,
“Sayın bakan yeni bir uygulamaya geçiyoruz, yatırım destekleri, ihracat destekleri ve işletme destekleri vereceğiz dedi. 60 milyar TL’lik bir kredi paketinden bahsediliyor. Biliyorsunuz bu da geçtiğimiz yıllarda birçok defa yapıldı. Ancak verilen bu kredilerin nereye gittiği hiç araştırılmadı ve bilinmiyor. Her türlü polisiye önlemi ve denetimi alarak Kredi Garanti Fonu’ndan verilen kredilerin yanlış yerlere gitmesini engelleyeceklerini söylüyorlar. Eğer destekler öncekilerde olduğu şeklinde vatandaşa ulaşmıyorsa kredi paketinin büyüklüğünün de bir anlamı yoktur.” dedi.
Birlikten Berekete platformuyla vatandaşlar piyasadaki tutarları kontrol edip karşılaştıracaklarını açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’ye karşı Hatipağaoğlu şunları söyledi:
“Mobil uygulama yardımıyla en uygun ürün nerede ise oradan alışveriş yapılacakmış. Bu açıkça enflasyonla hepimiz savaşım edemiyoruz ve denetleyemiyoruz, yurttaş bunları bizim yerimize yapsın anlama gelir. Sayın Bakan bilincinde değil sadece vatandaş uzun zamandan beri mahalle mahalle gezerek fiyatları karşılaştırıyor ve buna gore alışveriş yapıyor. Üstelik yeni bir buluş şeklinde anlattığı platformun benzerleri yıllardır yayında, dünyadan haberlerinin olmadığını yine tescillediler. Vatandaş bunlardan faydalanıyor.”
Enflasyonla savaşım timi kurulmasının da çok çarpık bir karar olduğunu söyleyen Hatipağaoğlu,
“Denetimde bir aksaklık olduğu bilinen sadece aslolan sorun fiyatlarda değil, milletimizin uygulanan yanlış ekonomi politikalarıyla fakirleştirilmesinde. Vatandaşı yaşam pahalılığına katlanmak zorunda bırakmak yerine politikaların yanlış bulunduğunu kabul etmek icap eder. Bu politikadan vazgeçtiğinizi açıklayarak, daha realist politikalarla yaşam pahalılığını indirmeye çalışacaksınız. Başka bir yöntemi yok. Serbest piyasa koşullarında market market dolaşıp fiyat kontrolü yapmanın hiç bir anlamı yok. Piyasanın temel kuralları vardır. Burada en belirleyici şey fiyattır. Fiyatlar yanlış oluşuyorsa bu tamamen yanlış politikaların sonucudur. Neden böyle bulunduğunu görmezden gelip sonuca odaklanmak doğru değildir.” ifadelerini kullandı.
Hatipağaoğlu,
“Türkiye’deki elektrik ve doğalgaz fiyatları gerçek fiyattan düşükmüş ve devlet sübvanse ediyormuş. Lütfen bunu vatandaşa anlatın bakalım. Vatandaş ödediği faturaya bakıyor. Bir önceki aya göre katlanan faturalarda nasıl bir sübvansiyondan bahsediyorsunuz? Sayın bakan elektrik ve doğalgazın gerçek fiyatlarını veriyor fakat vatandaşın eline geçen reel gelirden bahsetmiyor. Acaba vatandaşın gerçek geliri bu maliyetlerle karşılaştırıldığında nerede kalıyor? 4253 TL yapılan asgari ücret bile daha işçinin eline geçmeden eridi.” dedi.
KDV oranının düşürülmesininin vatandaş nezdinde hiçbir karşılığı olmayacağını söyleyen Hatipağaoğlu,
“Açıklanan yeni programda deniliyor ki, enflasyonla mücadelede para politikası yerine maliye politikası benimsenecekmiş. Böylece fiyat indirimleri olacağına inanıyorlar. Yani sayın Cumhurbaşkanının telekonferansla bağlanıp dediğine bakılırsa KDV fiyat artışları içerisindeki en önemli unsuralardan bir tanesi. Bu asla anlaşılır bir şey değil. Enflasyonla mücadelede KDV üstünden işlemler yapmak kısa müddette vatandaş için anlamlı olsa da maliyet enflasyonu açısından hiç müspet sonuçlar doğurmaz. Türkiye’deki en büyük sorun üreticinin karşı karşıya olduğu maliyet enflasyonudur. Ciddi ekonomi politikaları uygulamadan KDV’yi düşürmek mantıklı değildir. Çünkü üreticilerin baktığı şey KDV değil, tamamen ham madde bazlı enflasyonist ortamdır. Üretim enflasyonu ve ara mal fiyatlarındaki artış gerçek problemimiz olmalıdır. KDV’yi bugün belli bir müddet düşürdüğünüzü söylersiniz ancak yarın mecburen tekrar artırırsınız. Kaldı ki KDV sadece temel gıda maddelerinde düşürüldü. Madem burada başlamak istiyorsunuz Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Özel İşletim Vergisi’ni kaldırın. Deprem daha sonra yaşamımıza giren ve artık temel bir vergi kalemi olan bu vergileri kaldırın. KDV’nin %8’den %1’e düşürülmesi bir fayda sağlamayacak, bunu pazartesi günü ürün etiketlerinde tekrar acı bir halde göreceğiz.” dedi.