Yahudi yerleşim yerleri Filistin’i yutuyor. İsrail, 1967’den bu yana işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında Yahudi yerleşim birimleri inşa etmeye devam ediyor. Yahudi yerleşim yerleri Filistin’i yutuyor. Bu zaman zarfında iktidara gelen hükümetler, yerleşim yerlerini, Filistin topraklarını Yahudileştirme aracı olarak kullanma politikasını aralıksız olarak sürdürdü.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te inşa edilen toplam 262 Yahudi yerleşim biriminin varlığı, burada egemen bir Filistin devletinin de kurulmasını imkansız hale getiriyor.
ABD’nin önceki günkü politika değişikliğine kadar uluslararası toplumun tamamı bu yerleşimleri yasa dışı olarak adlandırıyor ve Tel Aviv yönetimine bunları genişletme politikasından vazgeçme çağrısında bulunuyordu.
Göreve geldiği günden bu yana neredeyse İsrail’in her isteğini yerine getiren ABD Başkanı Donald Trump’ın, bu son kararıyla Amerika, işgal altındaki Filistin toprakları üzerine inşa edilen Yahudi yerleşimleri “yasal” kabul eden ilk ülke oldu.
ABD’nin bu kararının, İsrail’i, 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimlerini ilhak etmek için cesaretlendireceği belirtiliyor.
Yahudi yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarının bir gün dahi durmadığına dikkati çeken Filistinliler, bu durumun 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulmasının önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu ve Batı Şeria’yı parçalanmaya ittiğini ifade ediyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Aralık 2016’da aldığı 2334 sayılı kararla, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmişti.
Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim birimlerinin tarihçesi şu şekilde:
İsrail, 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin ardından bölgede Yahudi yerleşim yerleri inşa etmeye başladı.
Sol eğilimli İşçi Partisi yönetimindeki İsrail hükümeti, 1967-1977 yıllarındaki süreçte Doğu Kudüs ve çevresi ile Batı Şeria’nın doğusundaki Ölü Deniz (Lut Gölü) etrafında yoğun bir Yahudi yerleşim birimi inşası programı için düğmeye bastı.
İşçi Partisi’nden yönetimi devralarak hükümeti kuran aşırı sağcı Likud Partisi de 1977-1987 yıllarındaki süreçte, Yahudi yerleşim yeri inşası programını aralıksız şekilde sürdürerek, Batı Şeria çevresinde yaşayan Yahudi sayısını bir milyona ulaştırmayı hedefledi.
1990’da dönemin İsrail hükümeti, 1967 sınırlarını kabul etmediğini duyurarak, Batı Şeria’da Yahudi yerleşim alanları inşa etme planına hız verdi. Bu süreçte İsrail hükümeti, bölgedeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin birbirleriyle ve diğer İsrail kentleriyle ulaşımını sağlamak üzere Batı Şeria’nın iç bölgelerinden geçen “güvenli” yollar inşa etti.
Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un 1996’da “Batı Şeria’nın her tarafında yerleşim birimi inşa etme” çağrısıyla, Yahudi yerleşim yerleri doğrudan Batı Şeria’nın iç bölgelerinde de inşa edilmeye başlandı.
Batı Şeria’nın güneyindeki Kefar Atsiyon Yahudi yerleşim birimi, İsrail’in 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin hemen ardından kurduğu ilk Yahudi yerleşim birimi olarak kabul ediliyor.
İsrail tarafından kapatılan Harita Derneği Eski Müdürü ve Yahudi Yerleşim Birimleri Uzmanı Halil Tüfekçi’nin aktardığına göre Batı Şeria’da 252, Doğu Kudüs’te 10 Yahudi yerleşim birimi bulunuyor.
Yahudi yerleşim birimi karşıtlığıyla bilinen İsrailli sivil toplum kuruluşu “Barış Şimdi” hareketine göre, Yahudi yerleşim birimleri Batı Şeria’nın yüz ölçümünün yüzde 13’üne tekabül ediyor.
İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967’de, bölgede tek bir Yahudi yerleşimci bile bulunmazken, Tüfekçi’ye göre bugün 220 bini Doğu Kudüs’te olmak üzere bölgede 640 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Filistin’in bağımsızlık vesikasının ilan edildiği 1988’de Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimci sayısı 66 bin 500 iken, İsrail ile Filistin arasındaki Oslo Barış Antlaşması’nın imzalandığı 1993’te bu sayı, 116 bin 300’e ulaştı.
ABD’nin Camp David kasabasında İsrail-Filistin sorununa çözüm arayışları amacıyla tarafların bir araya geldiği 2000’de ise Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimci sayısı 184 bini bulmuştu.
İsrail-Filistin sorununun çözümü için 2014’te yapılan son çabaların durmasıyla beraber Batı Şeria’daki yerleşim birimlerinde yaşayanların sayısı 371 bin olarak kaydedildi.
ABD’de Donald Trump’ın iktidara gelmesinin ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da Yahudi yerleşim yerleri inşasına hız verdi.
İsrail devleti Gazze’de 1968’de birçok stratejik noktada Yahudi yerleşim birimi inşa etmeye başladı.
Gazze Şeridi’nde 23 bin metrekarelik alan üzerinde 19 Yahudi yerleşim birimi inşa eden İsrail, bu yerleri “güvenli alan” adı altında ilhak etti.
Gazze’de yükselen silahlı direnişle beraber 2003’te dönemin İsrail Başbakanı Şaron, ilk defa bölgedeki Yahudi yerleşim alanlarının boşaltılmasını öngören “Ayrım Planı”nı gündeme getirdi.
Bölgede büyük bir silahlı direnişle karşı karşıya kalan İsrail, 15 Haziran 2005’te Gazze Şeridi’ndeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini boşalttıktan sonra yıkarak Gazze’den çekilmek zorunda kaldı.
Filistinlilere göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimleri, sıradan yerleşim alanlarından daha çok yolları, üniversiteleri, okulları ve sağlık kuruluşlarının olduğu komple bir sömürge sistemi haline geldi.
Uluslararası camiaya göre de İsrail’in Filistin toprakları üzerinde inşa ettiği Yahudi yerleşim yerleri “yasa dışı” olup, taraflar arasında barışı tesis edecek iki devletli çözüme giden yoldaki en büyük engellerden biri. Önceki gün bu yerleşim yerlerini “yasal olarak kabul ettiklerini” açıklayan ABD ise bunun tek istisnası haline geldi.
İsrail, Yahudi yerleşim birimlerinin inşa edilmemesi çağrılarına kulak tıkayarak yapılan bu çağrıları “Yahudilerin Batı Şeria’dan tamamen çıkarılmaları” olarak değerlendiriyor ve bunu “etnik temizlik” yapma çağrıları şeklinde nitelendiriyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Filistin topraklarında inşa edilen yerleşim birimlerinin, iki devletli çözüme giden yoldaki “en büyük engel” olduğunu belirterek, söz konusu yerleşim alanlarının bölgede adil ve kalıcı bir barışa ulaşma ihtimalini zayıflattığını vurguluyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerinde Yahudi olmayanların yaşaması da yasak.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail’in “1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi” nedeniyle Nisan 2014’te durmuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 18 Kasım’da yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan Yahudi yerleşim birimlerini artık yasa dışı olarak görmediklerini duyurdu.