Özelleştirme Fiyaskolarının Örnekleri
AK Parti döneminde hızlanan özelleştirme furyası, pek çok fiyaskoya yol açtı. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, Türkiye’nin kendi halkının çıkarları yerine yabancı çıkar odaklarının baskılarına ne kadar açık olduğunu gösteren acı bir örnektir.
ABD’nin NBŞ Baskısı
Türkiye’deki şeker üretiminin büyük ölçüde kamu eliyle yürütülmesi, nişasta bazlı şeker (NBŞ) satmak isteyen ABD’li şirketleri rahatsız ediyordu. 1986’da hazırlanan Türkiye özelleştirme planında şeker sektörünün özelleştirilmesine yönelik ilk rapor gündeme geldi. IMF’nin 2000 yılında yayımladığı niyet mektubu ve Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla sektör özelleştirme kapsamına alındı. 2001’de çıkarılan Şeker Kanunu da üretim kotaları getirerek özelleştirme yolunu açtı.
Cargill’in Raporu ve Satışların Başlaması
2018’de Cargill adlı ABD’li NBŞ devinin bir raporu sızdı. Raporda, kotaların kaldırılması, devlet şeker fabrikalarının satılması veya kotaların artırılarak NBŞ’ye yol açılması arasında Türkiye’ye üç seçenek sunuluyordu. Cargill raporu yalanladı ancak kısa süre sonra rapordaki öneriler uygulandı. 2018’de 14 devlet şeker fabrikası satışa çıkarıldı. 13 fabrikanın ihalesi tamamlandı ancak Burdur, Ilgın ve Yozgat fabrikalarının satışları paraların ödenmemesi nedeniyle iptal edildi.
Şeker Fabrikalarının Önemi
Özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndaki şeker kıtlığı, Cumhuriyet döneminde şeker fabrikalarının kurulmasında kritik rol oynadı. Atatürk döneminde ilk şeker fabrikaları kuruldu ve İkinci Dünya Savaşı’na kadar bu yatırımlar devam etti. Şeker fabrikaları, silah fabrikasına dönüştürülebildikleri için ülke savunması açısından da önem taşıyordu. Daha sonra şeker fabrikalarını pancar kooperatifleri de kurmaya başladı. Pancar üretimi, çiftçilerin para kazanabildiği nadir ürünlerden biriydi ve göçü önleyerek çiftçiyi toprağa bağlıyordu. Bu nedenle Doğu Anadolu’da da devlet eliyle şeker fabrikaları kuruldu.
İşçi ve Çiftçilerin Protestoları
Fabrikaların özelleştirilmesi kararıyla birlikte Şeker-İş Sendikası ve Türk-İş eylemler başlattı. Fabrikaların satışının pancar üreticisi ve şeker işçilerini işsiz bırakacağını savundular. 1 milyon 670 bin imza toplayarak hükümeti kararından vazgeçirmeye çalıştılar. Ancak ne işçilerin ne çiftçilerin ne de tüketicilerin sesleri duyulmadı. Morgan Bank’la başlayan, IMF ve ABD’li şirketlerle devam eden özelleştirme baskısı ağır bastı ve ihaleler güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi.