GÜNDEM – VIP suç merkezine dokunan polis yandı: Soylu’nun kuzenini yakaladı, sürüldü, tutuklandı! Bir kent suçu olarak simgeleşen İstanbul Sarıyer’deki Maslak 1453 projesinin VIP suç merkezine dönüştüğü öğrenildi. Üstelik buraya peş peşe operasyonlar düzenleyen Asayiş Büro Amiri’nin de başına gelmeyen kalmadı.
Jandarma Genel Komutanlığı’ndan alınan ve Kuzey Ormanları’nın bir parçası olan arazi önce yandaş iş insanı Ali Ağaoğlu’na teslim edilmişti. Ardından Maslak 1453 isimli lüks konut projesi yurttaşların tüm itirazlarına ve mahkeme kararlarına rağmen tamamlanmıştı.
Rezidanslardaki ofis ve konutlar ise dudak uçuklatan paralara satıldı. Ancak kamuoyuna çok yansımasa da sonraki yıllarda bu lüks proje adete bir VIP suç merkezine dönüştü. Maslak 1453’ü kurtarılmış bölge olarak görenler rezidans dairelerinde uyuşturucu yetiştirip ünlülere ve iş insanlarına hitap eden VIP kumarhaneler açtılar. Çete liderleri de Maslak 1453’ü mesken tuttu.
Sarıyer Asayiş Büro Amiri S.M.K. Maslak 1453 projesine peş peşe başarılı operasyonlar düzenledi. Milyonlarca liralık rezidans dairelerinin nasıl uyuşturucusu serasına dönüştürüldüğünü ortaya çıkardı. Gelen ihbarları değerlendirerek hedefine VIP kumarhaneyi aldı. Uzun uğraşlar sonunda yanına üç polis memurunu da alarak 19 Mart 2021 tarihinde kumarhaneye baskın düzenledi. Birçok tanınan ismin de yer aldığı toplam 44 kişi masalardaki paraları da alarak kaçmaya çalıştı. Asayiş Büro Amiri S.M.K.’nin de aralarında yer aldığı toplam 4 polis 44 kişiyi kontrol altına almaya, kaçmak isteyenleri engellemeye çalıştı.
Kumarhanede bulunan birçok kişi cep telefonlarına sarılarak birilerini aramaya başladı. Bunlar biri de 18 Temmuz 2022’de öldürülen önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kuzeni Sefa Dönmez’di. İddialara göre Sefa Dönmez, Süleyman Soylu’nun koruma müdürünü aradı. Telefonu kapattıktan sonra da Asayiş Şube Amiri S.M.K.’yi azarlamaya başladı. Dönmez’in bağırdığını görenler de polislerin üzerine yürüyerek polislere bağırıp çağırmaya başladı.
O gün VIP kumarhanede yaşananlar polis tutanaklarına şu şekilde geçti:
“Kumar oynatıldığı ihbarına istinaden büro amirliğimize bağlı görevlilerce konu günün nöbetçi savcısına aktarılmış sayın savcımızın bir defaya mahsus arama yapılması emrini vermesi üzerine, bahse konu adrese gidildi. İkamet içerisine girildiğinde ikametin kumar oynanması için özel olarak dizayn edildiği, içeride masaların sandalyelerin olduğu masaların etrafında oturanların oyun oynadığı masalar üzerinde poker pulları, iskambil kağıtları ve sonradan tespit edilen döviz ve Türk Lirası muhafaza altına alınmış, içeride çok sayıda insanın bulunduğu tarafımızca gözlemlenmiştir. İkamet içerisinde bulunan şahıslara yapılan kaba üst aramasında herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamış ancak ikamet içerisinde yapılan arama işleminde dört adet ruhsatsız tabanca ve fişekler ele geçirilmiştir.
Kumar oynanmakta kullanılan materyaller tarafımızca geçici olarak muhafaza altına alınmış, ikamet içerisinde bulunan toplamda 10 kişiye kumar oynamak ve 1593/282-2 Sayılı Kanun’dan ayrı ayrı gerekli idari yaptırım tutanağı tanzim edilmiş, ikamet içerisinde bulunan toplamda 44 şahsa 1593 sayılı Yasanın 282. Maddesi gereği toplamda 139 bin 920 TL idari işlem uygulanmıştır. İkamet zabıta ekipleri tarafından mühürlenmiş, ele geçirilen suç unsurlarına el konulmuş, olayla ilgili tahkikata başlanmıştır.”
Ancak S.M.K. için VIP kumarhanede Süleyman Soylu’nun kuzeni ile birçok tanınan isme işlem yapmak sonun başlangıcı oldu. Çünkü kumarhanede Soylu’nun kuzeni Sefa Dönmez’in dışında Adana 1954 FK Başkan Yardımcısı Asaf Avcı, Trabzon Platformu Başkanı olan Ahmet Köksal Öztürk ile birçok iş insanı da vardı.
Asayiş Büro Amiri S.M.K., kumarhane basınından sadece 10 gün sonra tenzili rütbe (rütbesi düşürülerek) ile Eyüpsultan ilçesine grup amiri olarak sürüldü. 3 ay sonra da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın düzenlediği operasyon ile gözaltına alındı.
S.M.K., bazı dava ve soruşturma dosyalarını kapatma vaadiyle dolandırıcılık yapıldığı iddiasıyla yürütülen soruşturmaya dahil edildi. Kamuoyunda Eren Şar davası olarak bilinen dava kapsamında tutuklandı. S.M.K.’nin “Suç işlemek amacıyla örgüt kurduğu ve yönettiği” iddia edildi. Ancak mağdur sıfatı ile dosyaya dahil edilenler duruşmalarda mağdur olmadığını, ifadelerinin baskı altında alındığını ve kötü muamele gördüklerini söyledi.
Suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen Eren Şar, mahkemede, “Aylardır tutukluyum. Tutukluluğuma S.M.K.’nin tutukluluğuna üzüldüğüm kadar üzülmüyorum. S.M.K.’nin 15 yıllık memurluk hayatı vardı ve 5 aylık bir arkadaşlığımız vardı. S.M.K. ile beni Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü tanıştırdı. Beni 1 yıl sonra da salsanız, 3 ay sonra da salsanız, 6 ay sonra da salsanız veya salmasanız da benim bir gelirim var. Ama benim yüzünden okulunu okumuş, kolejini bitirmiş, ailesine bakmak zorunda olan bir adam benim yüzümden 16 aydır tutuklu” dedi.
S.M.K. ise ifadelerinde özetle şunları söyledi: “Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü beni aradı ve dedi ki ‘böyle böyle bir iş adamı gelecek düzgün bir adamdır. Sen de tanış. Hemşehrin olur’ dedi. Müdürümle Eren’i kol kola gördüm. 4-5 aylık bir arkadaşlığımız oldu ve suç olabilecek hiçbir şey yapmadım. 16 yıllık polisim neyin suç olup neyin suç olmayacağını bildiğim yani bilirim ona göre hareketimi yaparım.
Delil olarak gösterilen, Eren’in telefonundaki resimlerin tarihi 2019 yılı. Ancak ben Eren’i 2020’nin son aylarında tanıdım. Söz konusu görüntüleri bana isnat edebilmek için telefonunun üzerine imajı alındı diye sticker yapıştırıyorlar. Suç olabilecek bir eylemin, işin içinde olmadım. Nasıl tutuklandığımı anlayamadım. Anlayamıyorum da ve halen de anlayamadım.”
Tam 21 ay cezaevinde tutulduktan sonra S.M.K. 3 Mart 2023 tarihinde serbest bırakıldı. Bu süreçte polislikten ihraç edildi. Eren Şar’ın telefonunda, konuşup emniyet içerisinden bilgi aldığı anlaşılan polisler iddianameye girse de yargılanmadı. S.M.K. ile Eren Şar’ı tanıştıran Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü ise İstanbul’un bir başka önemli ilçesinde görevine devam ediyor.
21 ay cezaevinde tutulan ve mesleğinden edilen S.M.K. çevresine yaşadıklarına dair şunları anlatıyor: “Maslak 1543’te çetelerin korkulu rüyası haline gelmiştim. Orada kurtarılmış bölge yaratılmıştı. Soylu’nun kuzeninin de yer aldığı son kumarhane baskınından sonra bana ‘sen yandın’ dediler. Sonra da bunlar yaşandı. ‘Benim bilgisayarımı, telefonumu inceleyin. Polnet sistemi de incelensin. Birine bilgi verdiysem de oraya çıkarılsın’ dedim. Ancak kimse umursamadı. Üzerime suç yıkıldı. Cemaatçi olsam bunları yaşamazdım.”
Kaynak: Birgün – İsmail Arı