BURSA – Bakgör, dönüşüm sürecindeki 1050 Konutlar‘da 1200 daire sahibiyle anlaşma sağladıklarını kaydederek, “2400 konutluk dönüşüm için ruhsatımızı aldık. Hafriyata ve lansmana başlıyoruz. 20 ayda bitireceğiz” dedi.
Şu ifadelere yer vermiştik geçtiğimiz 27 Eylül’de bu sütunlarda yayınlanan “Bursa’da ‘çıkma’z sokak!” başlıklı yazıda:
“Büyükşehir’in Akpınar planı ciddi bir yoğunluk artışı ortaya çıkarmıştı.
Kahramanmaraş merkezli depremler henüz yeni yaşanmışken 1050 Konutlar’daki yapıların gözle görülür hâldeki vahim durumu nedeniyle söz konusu plana itirazda bulunulmamıştı.
Ancak sahada gerekli önlemlerin alınacağı, hazırlanan projelerin akademik odaların onayının ardından uygulanacağı ifade ediliyordu.
Hazırlanan projeler ilgili teknik akademik odaların onayına sunuldu mu?
50 santimlik açık çıkmaların kapalı olarak hazırlandığı projeler yönetmeliklere uygun mu?
Ne olacak bu işin sonu?
Bu kadar hane sayısı ve ticari birim artışına gidilen bölgede altyapı ve otopark sorunları meselesi nasıl çözülecek ayrı bir merak konusu!
Yönetmeliklere aykırı kapalı çıkmalar nedeniyle ilerleyen dönemde ruhsat iptali davalarıyla Akpınar’ın yeni bir çıkmaza sürüklenmemesi için hazırlanan projelerin acilen ilgili teknik akademik odalarda mesleki denetime tabi tutulması gerekiyor.”
Bakgör, az önce belirttiğimiz gibi ruhsat aldıklarını açıkladı.
Ancak bu ruhsat söylendiği gibi ilgili teknik akademik odaların onayına sunulmadı.
Planı yapıp kenara çekilen Büyükşehir Belediyesi‘nin üst düzey bürokratları, Bakgör‘ün aldığı ruhsata göre söylediklerini hayata geçirmesi olası mı sorusunu derhal yanıtlamalı.
Yerinde dönüşüm yapılacağı belirtilen Akpınar’daki binalar 5 kattı.
Zemin artı 7 kata çevrildi imar planı…
Peki, yüzde 100’lük daire artışı nasıl olacak?
Bölgedeki altyapının durumu, bölgeye gelecek ekstra trafik yükü hesaba katıldı mı?
Ruhsat kesildi, iş bitti zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Akademik odaların mevcut kanun ve yönetmeliklere uyulmadığı takdirde ruhsat iptali davaları açması bölgede yeni problemler doğuracak.
Tekrar altını çizelim, mevcut kanun ve yönetmeliklere uyulmazsa daireler yapı kullanma izin belgesi alamayacak.
21 Aralık 2022‘de “Nilüfer’de skandal: Bursa’daki o konutlar kaçak duruma düştü!” başlıklı yazıda detaylıca aktarmıştık yaşananları:
“Şu an 16 apartmanın olduğu alanla ilgili yapılan plan değişikliği 2016’da belediye meclislerinde (Nilüfer ve Büyükşehir) kabul edilmişti.
Mevcutta konut dışı kentsel çalışma alanıyken birileri yararlansın diye (bu hikayede başrolde Bakyapı var) söz konusu mevki ticaret ve konut alanına çevrildi.
Bu hukuka aykırı plan değişikliğine akademik odalardan itiraz geldi.
Dava açıldı ancak mahkeme süreci devam ederken binalar çoktan dikildi.
Çünkü ne hikmetse yürütmeyi durdurma kararı verilmedi!
2019’a gelindi…
Bursa 1. İdare Mahkemesi, plan değişikliğini “1/1000 ölçekli Odunluk Uygulama İmar Planı Değişikliği’nin üst ölçekli planlara aykırı olduğu, artan nüfus yoğunluğunun donatı eksikliğine neden olacağı ve plan bölgesi içindeki donatı standartlarını düşüreceği sebebiyle planlama ilke ve esasları ile şehircilik ilkeleri, mevzuat ve kamu yararı yönünden hukuka aykırı olduğu” gerekçeleriyle iptal etti.
İşte bu sebeple Odunluk’la ilgili yeni bir 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ihtiyaç duyuldu.
Binalar inşa edildiğinden plan boşta kaldığı için tekrar plan değişikliğine gidildi.
Geçtiğimiz haziranda onaylanan planla bölgenin imar durumu 2016 öncesindeki şartlara getirildi.
Yeni plana göre ancak iki katlı yapılar yapılabiliyor mevcuttaki binalar ise 6 kat!
Halk dilinde durumun özeti şu; yeni önerilen plan onaylandı, askıya çıktı, itiraz olmadı yürürlüğe girdi ki başka hâli mahkeme zaten kabul etmeyecekti, böylelikle plan üstündeki tam 16 bina kaçak duruma düştü!
Yahu buradan ev alanların ne suçu, günahı var peki?
Göz göre göre kent suçları işte böyle işleniyor.
Şimdi biz neye yanalım?
Uygunsuz planın o tarihlerde iki belediye tarafından onaylanmasına mı?
Dava sonuçlanana kadar inşaatın bitmesine mi?
İptal sonucu boşa düşen planın yeniden eski niteliğine döndürülmesine mi?
Neye yanalım?
Yeni önerilen plana uyması için o binalardaki fazla katların yıkılması lazım!
Peki, yıkılacaklar mı?
Kamu hakkını savunan öyle bir babayiğit yok şu an Bursa’da.
Mahkemenin uygun görmediği bu plandan ötürü ortaya çıkan kent suçu nedeniyle kimsenin cezalandırılmaması da ayrıca üzerinde durulması gereken çarpıcı bir konu.”
Bakın, benzer durumu Bursa tarihinin son dönemde gördüğü en büyük ihanetlerden biri olan Samanlı‘daki rant projesinde de yaşıyoruz!
Bu hikayenin başrolünde de yine Bakyapı var!
Sözde lojistik merkez adı altında ovada girişilen talana ilişkin açılan davada, daha önce bölgedeki farklı planlama girişimleri iptal edilmesine karşın mahkeme yürütmeyi durdurma vermedi!
Aynı Odunluk‘taki gibi mahkeme sürecinin tamamlanması beklenmeden hızlıca inşaatlar bitirildi.
Samanlı‘yla ilgili davaya ulaşan bilirkişi raporunda bölgedeki Uygulama İmar Planı değişikliklerinin, üst ölçekli planlara, imar mevzuatına, ilgili tarım mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı konusunda görüş birliğine varıldığı bildirildi!
Defalarca yazdık, yazacağız!
Mahkeme; bilirkişi raporu doğrultusunda planlamayı iptal ederse ki edecek, yürütmeyi durdurma kararı verilmediği için Samanlı’da ovanın uğradığı talanın hesabını kim verecek!
Sözde lojistik merkez için kesilen şeftali ağaçlarını kim geri getirecek!
Ovayı perişan eden prefabriklerin yıkımını kim gerçekleştirecek!
Bakgör, düzenlediği toplantıda Samanlı‘ya da değindi.
“Kaçak yerine resmî imarı olan bir yerde, belediyenin yerini biz yapmış olduk” dedi.
Herhâlde insanlar bazen gerçekten anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar!
Siz mahkeme süreci devam eden bir yerde yargının kararını beklemeye ihtiyaç duymadan ovada sözde lojistik merkez inşa ettiniz.
Geldiğimiz noktada az önce de belirttiğimiz gibi Samanlı‘daki Uygulama İmar Planı değişikliklerinin, üst ölçekli planlara, imar mevzuatına, ilgili tarım mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı konusunda görüş birliğine varıldı bilirkişi raporunda.
Mahkeme Samanlı’daki planı iptal edecek, o zaman resmî imar durumu ortadan kalkacak.
Veysel Bakgör, “Ben Allah ve Peygamber aşkı için çalışıyorum” diyen bir müteahhit.
Allah ve Peygamber aşkı için çalıştığına göre Samanlı’nın mevcut kanun ve yönetmeliklere aykırılığı tescillendiğinde ovayı katleden sözde lojistik merkez herkesten çok kendi vicdanını yaralayacaktır!
Hâliyle mahkeme bilirkişi raporu doğrultusunda karar verirse prefabriklerin yıkımını da bizzat kendisi yapacaktır!
Allah ve Peygamber aşkı için çalıştığını söyleyen Bakgör‘e de bu yakışır!
Osmangazi Akpınar‘daki 1050 Konutlar‘da yıkılma tehdidi altındaki 236 blokta bulunan 2.290 dairede devam ediyor dönüşüm çalışmaları.
Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin sadece plan hazırlayarak vatandaşları müteahhitlerle baş başa bıraktığı süreçte firmalar arasında çetin savaşlar yaşandı.
Yoğun müzakerelerin ardından bölge sakinleriyle anlaşmalar imzalandı.
Büyükşehir‘in Akpınar planı ciddi bir yoğunluk artışı ortaya çıkarmıştı.
Kahramanmaraş merkezli depremler henüz yeni yaşanmışken 1050 Konutlar‘daki yapıların gözle görülür hâldeki vahim durumu nedeniyle söz konusu plana itirazda bulunulmamıştı.
Ancak sahada gerekli önlemlerin alınacağı, hazırlanan projelerin akademik odaların onayının ardından uygulanacağı ifade ediliyordu.
Peki, şimdi ne oldu?
Hazırlanan projeler ilgili teknik akademik odaların onayına sunuldu mu?
50 santimlik açık çıkmaların kapalı olarak hazırlandığı projeler yönetmeliklere uygun mu?
Kapalı çıkma ile metrekareleriniz tuttu mu?
Ne olacak bu işin sonu?
Bu kadar hane sayısı ve ticari birim artışına gidilen bölgede altyapı ve otopark sorunları meselesi nasıl çözülecek ayrı bir merak konusu!
Yönetmeliklere aykırı kapalı çıkmalar nedeniyle ilerleyen dönemde ruhsat iptali davalarıyla Akpınar’ın yeni bir çıkmaza sürüklenmemesi için hazırlanan projelerin acilen ilgili teknik akademik odalarda mesleki denetime tabi tutulması gerekiyor.
Velhasılıkelam doğru dönüşüm için Akpınar‘a da iyi bakmak, yapılanları iyi görmek şarttır diyelim.
Bölgedeki süreci sıkı şekilde takip edeceğimizi de yineleyelim.