Unutulmayan yapımların senaristi: Umur Bugay. Senarist, yazar, yönetmen ve dramaturg Umur Bugay, vefatının birinci yılında anılıyor.
Yeşilçam’a ve 1990’ların televizyon dünyasına kazandırdığı eserlerle tanınan Bugay, 1940 yılının Ekim ayında Ankara’da dünyaya geldi. Bugay’ın babası, savaş yıllarında doğan oğlunun askerliğini erken yapmaması için doğum tarihini 17 Ocak 1941 olarak yazdırdı.
Bugay, büyük ağabeyini menenjitten kaybettikten sonra askeriyede memur olan babası İstanbul’a tayin isteyince ailesiyle birlikte 5-6 yaşlarındayken Kocamustafapaşa’ya yerleşti. Daha sonra ailesiyle Üsküdar Bağlarbaşı’na taşınan Bugay, ilköğrenimini burada tamamladı.
Çocukluğunun tamamını Anadolu Yakası’nda geçiren Bugay, ilkokula birlikte başladığı yönetmen Zeki Ökten’le Fıstıkağacı Ortaokulu’nu da okudu ve 1959’da İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu.
Çocukluk yıllarında eve gelen misafirlere kuklalar oynattığını Ertekin Akpınar’ın sözlü tarih projesinde söyleyen Bugay, şunları kaydetti:
“İsmail Hakkı Dümbüllü hafta sonlarında, Bağlarbaşı Çırağan Sineması’na gelirdi. Zeki’yle (Ökten) beraber, İsmail Dümbüllü’yü yakından görebilmek için sinemacıyla anlaşırdık.
Ortalığın toz olmaması için toprak zemine sular dökerdik. Açılır kapanır sandalyeleri kurardık. Bu sayede içeri bedava girerdik. Gazozlarımızı alıp en öne otururduk.
Müthişti tabii. Belki de bizi sahneye yakınlaştıran şey bu olay olmuştur. Zeki liseden sonra Şehir Tiyatroları’nda figüranlık yaptı. Bunu kimse bilmez. Oradan kendisine birçok arkadaş edindi. Ben de öyle…”
Gençlik yıllarında Türkiye’nin önemli heykeltıraşlarından, ağabeyi Saim Bugay’ın geniş kütüphanesinden yararlanarak kendini geliştiren ünlü senarist, lise döneminde Ökten’in yanı sıra Turgay Sönmez ve şair Aydın Hatiboğlu ile bir tiyatro grubu da kurdu.
1962’de Arena Tiyatrosu’nda profesyonel oyunculuğa başlayan Umur Bugay, 1964’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü tamamladı.
Bugay, vatani görevini 1965’te Tuzla Piyade Okulu’nda yerine getirirken, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda, Halk Oyuncuları’nda, Dostlar Tiyatrosu’nda ve Küçük Sahne’de 1972 yılına kadar oyuncu, yönetmen, dramaturg olarak çeşitli görevler aldı.
“Pir Sultan Abdal” oyunuyla 1970’te DİSK tarafından “En İyi Yönetmen” ödülüne layık görülen Bugay, 1972’den sonra sahnelerden ayrıldı ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda “Haneler”, “Reklamlar” ve “Taşıtlar” gibi çeşitli oyunlar ve skeçler kaleme aldı.
Bugay, “Keşanlı Ali Destanı”nda hem asistanlık hem de oyunculuk yaparken, tiyatro oyunculuğu yaptığı 1962-1972 dönemini bir röportajında şöyle dile getirdi:
“Oyuncu olmak istiyordum ama şunu söyleyeyim ben kendimi hiçbir zaman oyuncu olarak görmedim. Tiyatro oyunlarında rol aldım çok beğenildim.
Ama oynadığım bütün oyunlardan bir oyuncu olarak tatmin olmadım… Baktım oyunculuk bana göre değil. O sırada evlendim. Sonra ‘Ben yazacağım, yazarak hayatımı kazanıcağım.’ dedim. Ne büyük cesaret tabii. Yazarak hayatını kazanan kaç kişi vardı ki? Dediğimi yaptım ve iyi de oldu.”
Atıf Yılmaz vasıtasıyla tanıştığı Yılmaz Güney’in isteğiyle, bir çingenenin yaşamını konu alan “Cemil” adlı senaryoyla 1974’te sinema dünyasına adım atan Bugay, daha sonra Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Hasip ile Nasip”, “Deli Yusuf” ve “İşte Hayat” adlı filmlerin senaryolarını yazdı.
“Hababam Sınıfı” serisinin ilk filmini kaleme alan Bugay’ın 1975’ten vefatına kadar çeşitli gazete ve dergilerde, mizah ağırlıklı öyküleri ve röportajları yayımlandı. Milliyet Çocuk dergisinde de söyleşiler yazan Bugay, “Kirpi Çocuk” adlı bir roman kaleme aldı.
Usta senarist, ünlü olmak isteyen bir kızla kaçırdığı televizyoncunun aşk hikayesini anlatan, Uğur Dündar ile Hülya Koçyiğit’in başrollerini paylaştığı “İşte Hayat” adlı filmin senaryosuyla 1976’da Antalya Film Şenliği’nde, “En İyi Özgün Senaryo” ödülünü kazandı.
İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda 1977’de “Bizler ve Bizler” adlı oyunu sahne koyan Bugay, bu yıldan itibaren Zeki Ökten ile yönetmen-senarist iş birliği içinde oldu.
Sinemaseverlerin beğenisini kazanan “Kapıcılar Kralı”, “Çöpçüler Kralı”, “Pisi Pisi”, “Yoksul”, “Davacı” ve “Düttürü Dünya” gibi filmlerin de senaryolarını yazan Bugay, aynı dönemde Memduh Ün’ün yönettiği “Postacı”, Zeki Alasya’nın yönettiği “Aslan Bacanak” filmlerini yazdı.
Umur Bugay, 1978’de “Çöpçüler Kralı” adlı senaryosuyla Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Özgün Senaryo” ödülüne değer görülürken, 1983’te Kent Oyuncuları Tiyatrosu’nda “Bir Kadın Bir Erkek” adlı oyununu sahnelendi.
Kariyerinin en önemli eseri olan ve 1988’de yazmaya başladığı “Bizimkiler” adlı televizyon dizisinin TRT’de gösterilmesiyle büyük bir üne kavuşan Umur Bugay, 1993’ten itibaren “Bizimkiler” dizisinin ana kadrosu ile “Yazlıkçılar” dizisini kaleme aldı.
Bugay, 14 yıl boyunca 465 bölüm halinde yayınlanarak, o yıllarda kırılması zor bir rekora imza atan “Bizimkiler” dizisine, bir televizyon belgeselinde şu sözlerle değindi:
“Bizimkiler, iki yönlüdür aslında. Biri Şükrü ve ailesi olarak, ben, babam ve ailem. Bir tarafıyla da Zeki Ökten’le birlikte yaptığımız ‘Kapıcılar Kralı’. Bu iki unsuru bir araya getirdik. Oldukça zor, o kadroyu bir araya getirerek çekimlere başladık. …Umulmadık bir başarı kazandık. Başlangıçta ben bunu ‘Şükrü bey ve ailesinin maceraları olarak 13 bölüm yapalım.’ dedim. Sonra kadro giderek gelişti. Apartman ve iş yeri konuya çok farklı katkılarda bulundu. Bizimkiler oyuncuları biliyorsunuz tiyatro kökenli insanlardan bir araya geldi. Hepsi zamanında birlikte sahneye çıktığımız insanlardı. Apartman da yönetmen Yalçın Yenence’nin ailesiyle oturduğu apartmandı. Orada biz yıllar geçirdik. Giderek içindeki dairelerde de bahçede de çalıştık. Neredeyse orada 14-15 yıl yaşadık.”
Usta senarist 1990’da Bugay Film Yapım Reklamcılık şirketini kurarak bazı filmlerin yapımcılığını da üstlendi ve sonrasında “Saygılar Bizden”, “Oğlum Adam Olacak”, “Komşu Komşu” ve “Koltuk Sevdası” isimli televizyon dizilerinin senaryolarını yazdı.
Yönetmenliğini Yalçın Yelence’nin yaptığı “Duruşma” adlı sinema filminin 1999’da senaryosunu yazıp yapımcılığını gerçekleştiren Bugay, 2000 yılında sahnelenen “Oğlum Adam Olacak” adlı müzikli tiyatro oyunun dramaturgluğunu yaptı. 2002 yapımı, yönetmenliğini Zeki Alasya’nın yaptığı “Rus Gelin” adlı komedi filminin senaristliğini ve yapımcılığını da üstlenen Bugay, gülmece öyküleri olan “Türk Küçükleri” isimli kitabının yanı sıra anılarını kaleme aldığı “Oğlum Adam Olacak” adlı eserini 2017’de yayımladı.
İki çocuk babası olan Umur Bugay, uzun zamandır yaşadığı Kınalıada’da 6 Ağustos 2019’da geçirdiği kalp krizi sonucu 78 yaşında hayatını kaybetti. Bugay’ın cenazesi Şakirin Camisi’nde kılınan namazın arından Karacaahmet Mezarlığı’ndaki aile kabristanlığına defnedildi.