Umman’daki yeni yönetim Türkiye ile daha fazla yakınlaşmaya yöneliyor. Türkiye ile Körfez ülkeleri
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasındaki ilişkiler gazeteci
Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesinden sonra kötüleşse de
Umman, Sultan Kabus bin Said döneminde Türkiye’yle ilişkilerini sürdürdü ve şimdiki
Sultan Heysem bin Tarık Al Said’in zamanında ilişkiler daha da gelişti.
Katar, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn’den oluşan Arap Körfez ülkelerinin Türkiye’nin bölgedeki rolüne yönelik farklı bakış açıları bulunuyor.
Suudi Arabistan ve BAE, Türkiye’ye yönelik tutumunu kendilerine yakınlaştırması için Umman’a “yumuşak baskı” uygulamaya çalışıyor.
Umman, Sultan Kabus bin Said’in 1970’ten 2020’ye 50 yıl süren hükümdarlığı döneminde bölgedeki savaşlar ve çatışmalarda tarafsız konumuna bağlı kaldı ve diğer ülkelere karşı herhangi bir uluslararası veya bölgesel ittifaka katılmaktan kaçındı.
Yemen’deki İran destekli Husilerin Eylül 2014’te başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini eline geçirmesinden sonra ülkedeki meşru hükümeti desteklemek için Suudi Arabistan öncülüğünde;
Katar’ın da aralarında bulunduğu 5 Körfez ülkesinin katılımıyla bir koalisyon oluşturulurken Umman tarafsız kalarak koalisyona katılmadı.
Bunun yanı sıra Riyad yönetiminin, Suud vatandaşı Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’i Ocak 2016’da idam etmesinin ardından;
Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed Konsolosluğunun göstericiler tarafından ateşe verilmesi üzerine Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri İran ile diplomatik ilişkilerini keserken, Umman İran ile ilişkilerini sürdürdü.
Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Haziran 2017’de Katar’la diplomatik ilişkilerini keserek abluka uygulamaya başladıklarında da Umman yine tarafsızlığını korudu ve Kuveyt gibi ara buluculuk yapmaya çalıştı.
Körfez ülkeleri, “ortak çıkarlar ve dış tehditlere” bakış açılarında farklı görüşlere sahipler.
Suudi Arabistan yönetimi, Türkiye-Katar ilişkilerine, Ankara’nın Doha’ya desteğine ve oradaki askeri varlığına çok endişeli bakıyor.
Riyad yönetimine yakınlığıyla bilinen analistler de sürekli, Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın İslam dünyasındaki dini konumunu ve Körfez İşbirliği Konseyindeki önderlik rolünü elinden almaya çalıştığını dillendiriyor.
Görünüşe göre, BAE’nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş’ın son açıklamaları ve Bahreyn Meclisindeki Dışişleri, Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonunun,
4 Ağustos’ta “Türkiye’nin Arap ülkelerine müdahalesine karşı Arap ve Körfez ülkeleri olarak ortak tutum sergileme” bağlamında Türkiye ile ekonomik faaliyetlerin durdurulması çağrısı yapmasından sonra Türkiye’ye yönelik düşmanlık tutumunda bir artış var.
İran’ın nükleer programı ve İran ile bölge ülkeleri arasındaki gerginliği azaltma gibi çetrefilli konularda ara buluculuk rolü üstlenen bir ülke olarak Umman;
ülkede ve dünya genelinde kötüleşen ekonomik koşulları ve kararının bağımsızlığını, egemenliğini ve bölgesel rolünü korumayı dengeleyerek dış politikalarını yeniden şekillendirmede birçok zorlukla karşılaşıyor.
Umman, Suudi Arabistan’ın İran ve Katar ile diplomatik ve ticari ilişkilerinin seviyesini düşürme baskısına boyun eğmedi.
Umman’ın BAE ile ilişkilerinde önemli ölçüde gerileme var gibi görünüyor.
Umman Turizm Bakanlığına ait “OMRAN” şirketi ile BAE’nin Umman’daki Sultan Kabus Limanı’nın geliştirilmesi gibi;
uluslararası büyük projeler yürüten “DAMAC” şirketi arasında birkaç milyar dolarlık anlaşmanın iptal edilmesiyle bu durum daha net bir şekilde anlaşıldı.
Bunlara karşılık önceki döneme göre şimdiki Sultan Heysem bin Tarık Al Said döneminde Umman ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştiğine dair birçok işaret var.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın
27 Temmuz’da Umman Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Bedr es-Saidi ile telekonferans aracılığıyla görüşerek iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirmenin yanı sıra;
ortak öneme sahip bölgesel ve uluslararası konuları ele alması bu bağlamda değerlendirilecek örneklerden biri.
Daha öncesinde de Umman Müftüsü Ahmed bin Hamed el-Halili,
17 Temmuz’da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ayasofya’nın ibadete açılmasının Mescid-i Aksa’nın işgalden kurtulması ile yakında yaşanacak büyük sevinçlerin habercisi olması temennisinde bulundu.
Gözlemcilere göre Halili’nin bu paylaşımı, Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez ülkelerindeki sosyal medya kullanıcılarını öfkelendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Ramazan Bayramı’nda;
gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde karşılıklı bayram tebriğinde bulunarak, ikili ilişkiler ve bölgesel meseleleri ele aldı.
Umman ile Türkiye arasındaki ilişkiler başta ekonomik, ticari ve askeri olmak üzere birçok alanda net bir şekilde gelişme gösteriyor.
HAVELSAN’ın Umman’a Türk savunma ihracatının hacmini artırmak için 5 Mart’ta başkent Muskat’ta yerli Masirah International şirketiyle ortaklaşa
HAVELSAN Technology Oman LLC adlı bir şirket kurması da bu gelişmenin göstergelerinden biri.
Bu arada Antalya merkezli Ares Tersanesi de Türkiye’den Umman’a askeri gemi ihracat projesini hayata geçirdi.
Umman Sahil Güvenlik Komutanlığı ile imzalanan sözleşme kapsamında geçen yıl üretim faaliyetine başlanan 14 Ares 85 Hercules Süratli Devriye Botu’ndan
2’si 17 Mayıs’ta Antalya’da suya indirilerek daha sonra Umman’a teslim edildi.