Adındaki “Türk” kelimesine bakmayın siz…
“Zenginler Kulübü” diyorlar bazen… Ya da “Patronlar Kulübü”…
“STK” falan değildir bu “dernek”…
Adı üzerinde dernek ama siyaseti pek sever…
Siyasetin ta ortasındadır, asıp kesmeyi, milletin değil, kendi menfaatleri gereğini yapmayı sever…
Erdoğan’ın “Haddinizi bilin” fırçası tesirli olmamış ki…
TÜSİAD’çı Özilhan, resmen seçimde tarafını belli eden bir açıklama yapınca Cumhurbaşkanı sert tepki gösterdi…
Bardak taştı, doğrudan Özilhan’a dedi ki:
“Ben sizin 12 yıl önce durumunuzu, bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunu teşhir ederim. Dışarıdan vuran vuruyor ama içeriden vuranlara günü gelir hesabını sormasını da bilirim. TÜSİAD niçin istihdama destek vermiyor, bunu hatırlatırım…. 1 hafta önce ziyaretime geldin, sizlerle neleri konuştuk?”
*
1971’de kurulan TÜSİAD’ın şimdiki Yönetim Kurulu Başkanı Simon Kaslowski…
İtalyan asıllı bir iş adamı…
TÜSİAD’ın internet sayfasında şöyle yazıyor:
“1971 yılında kurulan TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir iş dünyası kuruluşudur.”
TÜSİAD, ekonomi dışında ne kadar konu varsa durumdan “rapor hazırlamak”görevi çıkaran dernektir…
TOBB’un karşısına çıkarılan zenginler kulübüdür…
Bütün hünerleri çıkarlarını korumak, hükümetlerle iyi ilişkiler kurmak, kuramadığı hükümeti devirmek üzerine programlı bir dernek…
1979’da verdikleri gazete ilanları ile Ecevit hükümetinin düşmesine öncülük edebilmiştir…
12 Eylül’de kapatılmayan nadir derneklerden biridir…
*
Türkiye’nin AB ile müzakereye başlamasını “Atatürk’ün siyasî hedefine bir adım daha yaklaşıldı” gibi garip açıklamayı yapan iş adamları derneğidir TÜSİAD…
“Kuzey Irak’a girilmesin, ekonomi etkilenir” diyen dernektir…
“Devletin ekonomiden elini çekmesini” isteyen ama Tüpraş ve Petkim gibi dev kuruluşların özelleştirme ihalelerine girmeyen üyelerden oluşur…
Seçimlerden sonra “reform isteyen”, YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimini iptal edince “kaygı duyan” da bu dernektir…
Kapalı toplantıda doların yıl sonunda 11 lira olacağı kehanetinde bulunan da bu dernektir…
2010’da TÜSİAD Başkanı Boyner, “MHP kafatasçı, faşist partisi… Onlardan iktidar ortağı olmaz” demişti…
Yine TÜSİAD üyesi Aloğlu, “Çözüm aşamasında İmralı da görüşmelere katılsın. Anayasaya, ‘Bu ülkeyi Türkler ve Kürtler kurdu ifadesi eklensin. Bölgesel özerklik konuşulsun’” diyebilmişti…
Devlet Bey’in onlara cevabı netti:
“Türkçe dışındaki ana dillerin seçimlik ders olması ve etnik temelde siyaset yapılmasına imkân verilmesi önerileri, TÜSİAD’ın da PKK’nın siyasallaşma projelerine sahip çıktığını göstermiştir!”
*
Şimdi TÜSİAD’çı Özilhan kalkmış, “Demokrasi, hukuk, özgürlük demeye devam edeceğiz” diyor ve “Türkiye ittifakı” çağrısı yapıyor!
“Ekonominin düzelmesi için adaletin düzelmesi gerektiğini” söylüyor!
Desteklediği devrimci-muhafazakâr İmamoğlu da “İş insanları konuşacaklar. Bakın ülkenin ekonomisi çok kötüye gidiyor. Haddini bilecek olan siyasilerdir”yalakalığında…
Yeni seçilen Kaslowski ise, “Demokrasi, siyasî hesaplara kurban edilemez” gibi bir açıklama yapmıştı.
Ayrıca “Kral çıplak…31 Mart’ı tarih yazacak” mesajıyla birilerine mesaj yolluyor…
Zırt pırt Anıtkabir’i ziyaret etmelerine bakmayın, TÜSİAD’ın demokrasi diye bir derdi hiç olmadı…
Kaos ortamında beslenip vesayet rejiminde at koşturmaktan başka da işlevi olmadı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabrının taşması…
Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. TÜSİAD’ın ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır” sözleri boşuna değildir!