Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan “Satınalma Gücü Paritesi (Geçici Sonuçlar), 2023” verileri, Türkiye’nin alım gücünün Avrupa ülkelerinin önemli ölçüde gerisinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Satınalma gücü paritesi (SGP), farklı ülkelerdeki standart bir mal ve hizmet sepetinin fiyat oranını karşılaştırır. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP’ye göre, Türkiye’nin kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi, 2023 geçici sonuçlarına göre AB ortalamasının %27 altında yer alarak 73 olarak belirlenmiştir.
Avrupa ülkeleri arasında kişi başına GSYH endeksi en yüksek olan ülke Lüksemburg olmuştur. SGP’ye göre kişi başına GSYH endeksi 239 olan Lüksemburg, AB ortalamasının %139 üzerinde yer almaktadır. En düşük kişi başına GSYH endeksine sahip ülkeler ise 35 ile Arnavutluk ve Bosna-Hersek’tir.
Tüketicilerin refah düzeylerini karşılaştırmak için kişi başına fiili bireysel tüketim endeksi daha uygun bir göstergedir. Fiili bireysel tüketim, tüketicilerin mal ve hizmetlere yaptığı harcamalara ek olarak, hükümet veya kar amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından sağlanan hizmetleri de kapsamaktadır.
Türkiye’nin kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi, AB ortalamasının %14 altında 86 olarak tespit edilmiştir. Avrupa ülkeleri içinde kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek olan ülke Lüksemburg olurken, en düşük ülke Arnavutluk olmuştur.
Fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin döviz kurlarına göre alım gücünü gösterir. Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi 38 olarak hesaplanmıştır. Bu değer, AB ülkelerinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye’de 38 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini göstermektedir.
Türkiye’nin Avrupa ülkelerine göre daha düşük fiyat düzeyine sahip olması, alım gücünün Avrupa ortalamasının altında olmasına rağmen, aynı mal ve hizmetlerin Türkiye’de daha uygun fiyatlarla temin edilebildiğini ifade etmektedir. Ancak, Türkiye’nin yaşam pahalılığının artması, alım gücündeki iyileşmeyi önemli ölçüde etkilemektedir.