Türk Telekom açıklama yaptı ama: Hizmet dondurma yeterli mi? İzmir’de deprem sonrasında kullanılmaz hale gelen evindeki telekomünikasyon aboneliklerini iptal ettirmek için başvuran yurttaş hakkında Türk Telekom’dan açıklama geldi. Açıklamada depremde evleri hasar görenlere farklı seçenekler sunulduğu öne sürülüyor.
Öte yandan hukukçular ve tüketici temsilcileri söz konusu sözleşmeler için mücbir sebep sayılması gereken deprem nedeniyle hesap dondurma gibi seçeneklerin anlam taşımadığı ve doğrudan sözleşmenin bedelsiz olarak sonlandırılabilmesi gerektiği görüşünde.
İzmir’de evi yıkılan yurttaş, aboneliklerini iptal ettirmek için başvurduğunda sözleşme gereği ödemesi gereken cezalarla karşılandığından yakınmış, artık içinde oturamayacağı eve bağlı olan televizyon, internet gibi tesisleri iptal edemediği için ilgili kurumları suçlamıştı.
Türk Telekom bugün yayımladığı bir açıklamayla depremde hasar görmüş veya yıkık binalardaki kullanıcıların mağdur olmaması için seçenekler sunduklarını duyurdu.
Açıklamada şöyle denildi:
Depremde hasar görmüş veya yıkık binalardaki kullanıcılarımızın mağdur olmaması adına, evde/işte internet, sabit telefon ve Tivibu abonelikleri için müşterilerimize; hat dondurma, fatura erteleme ve cezasız iptal seçenekleri, mobil abonelerimize GB ve dakika faydaları sunuyoruz.
Konuyla ilgili telekomünikasyon sektöründe çalışan emekçilerin ve hukukçuların görüşlerine başvurduk.
Taahhütlü sözleşmelerde tüketiciden verilen hizmeti belirli bir süre boyunca kullanmaya devam edeceğinin taahhütü alınıyor ve buna bağlı bir tarife indirimi yapılıyor. Tüketici sözleşmeyi süresi dolmadan sonlandırmak isterse kullandığı süreler için indirim farkını geri ödemek durumunda kalıyor.
Görünüşte “müşteri sadakatı” karşılığında daha ucuza hizmet alınmasını sağlayan bu politika hem tüketiciyi belirli bir servise zorla bağlıyor hem de sektörde sıklıkla yaşanan fiyat indirimlerinden yararlanmasına engel oluyor.
Deprem sonrasında yaşanan örneklerdeyse sorun önce şirketlerin müşteri ilişkileriyle ilgili. Çağrı merkezlerinde çalışanlara tüketicinin çıkarlarını koruması için yararlı olabilecek ama firma çıkarlarına aykırı seçenekleri mümkün oldukça saklı tutmaları söyleniyor. Örneğin Türk Telekom açıklamasında yer alan “hat dondurma” seçeneği genellikle kullanıcının önüne çıkarılmıyor.
Konuyla ilgili görüştüğümüz bir avukat, tüketici sorunlarıyla ilgili davaları da takip ediyor. Telekomünikasyon sektöründe sözleşmelerin bazen ticaret hukukunun en açık hükümlerini göz ardı eden şekilde yapıldığını, bazı durumlardaysa ancak çok bilinçli tüketicilerin zorlu hukuk süreçleriyle altından kalkabildikleri dayatmalar yapıldığı görüşünde.
Konuyla ilgili şunları söylüyor:
“Burada terimin gerçek anlamıyla mücbir sebep oluşuyor. Sözleşmeyi imzalayan yurttaş, evine internet ya da uydu televizyon ya da telefon hizmeti almış. Ve evi artık yok! Yıkılmış ya da hasar gördüğü için içine giremiyor.
Sözleşmenin otomatik olarak sonlandırılması gerekirken, kendisine imzaladığı taahhütname gereği yapması gereken geri ödemeler hatırlatılıyor.
Hizmet dondurma da bir seçenek değil. Belki bir daha hiç kullanamayacak o hizmeti. Üstelik söylediğimiz gibi, mücbir sebep sayılacak bir durum oluşuyor.
Sözleşmeler genellikle bunları içerecek şekilde hazırlanmıyor. Oysa sözleşmede olmasına bile gerek yok, bu hukuki bir hak yurttaş için. Evi yıkıldı, internet, telefon ya da televizyon hizmeti için yaptığı sözleşme sona erdi. Bu kadar…”