AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, kasko sigortasında artan maliyetler nedeniyle yüzde 20 fiyat artışı olacağını söyledi. Ölken, bu yılın ekim ayında, geçen yılın aynı dönemine oranla hasar maliyetlerinin döviz kurundaki artış yüzünden yüzde 55 arttığını belirterek, hasarların yüzde 60-65’nin yedek parçadan oluştuğunu ve dövizdeki artışın yedek parça fiyatlarını ciddi artırdığını kaydetti.
Bu yılın başından itibaren ise kaskoda maliyet artışının yüzde 40’ı bulduğunu savunan Ölken, “Geçen yılın ekim ve aralık aylarında itibaren maliyetler artmaya başladı. Bunun da fiyatlara yansımayacağını düşünmek gerçekçi değil. Ama fiyatları biranda yükseltemezsiniz. Yavaş yavaş yansıtmak durumundayız, çünkü tüketiciyi korumak zorundayız. Bence fiyat konusunda sigorta sektörü, tüketiciye destek oluyor” dedi.
Yavuz Ölken, haziran ayında kasko sigortasından şirketlerin teknik zarar ettiğine de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Haziran’da zarar vardı; üzerine enflasyon ve kur etkisini koydunuz mu; eylül ayından itibaren kaskoda kademeli olarak fiyat artışı tüketicilere yansımaya başladı. Bunun da 2019’un ilk çeyreğine kadar süreceğini düşünüyorum. Tabii sadece maliyet artışı değil, araç bedelleri de yükseliyor ve buna paralel primler de artıyor. Araç bedelleri yukarı çıktığında zaten parça ve tamir maliyetleri de artıyor. Bunlar birbirlerini tetikleyen unsurlar.”
KARTLAR YENİDEN KARILACAK
Yavuz Ölken, hem hasar maliyetlerindeki artış hem de araç bedellerindeki artış ile birlikte kasko sigortasında ortalama primlerin bir önceki yıla göre yüzde 15-20 arttığını da vurgulayarak, “Önümüzdeki sene ise yüzde 20’ler civarında bir prim artışı olabilir. Bunun da nedeni şu: Ocak ayında henüz bilmediğimiz bir asgari ücret artışı var. Bizi sadece kurlar değil, işçilik maliyetleri de etkiliyor. Önümüzdeki yıl hasar maliyetlerinin yüzde 25 civarında artacağını öngörüyoruz” dedi.
Yavuz Ölken, otomobil pazarındaki daralmanın sigorta pazarını ciddi etkilediğini de belirterek, otomobil pazarında yüzde 70’lik daralmadan bahsedildiğini ve bunun da sigorta pastasını küçülttüğünü söyledi. Ölken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni araç satışı olmadığı zaman pasta daralıyor. Sigortacılar mevcut poliçeyi yenileyerek hasar maliyetlerini kontrol edebiliyor ama yeni fırsat yakalanamıyor. Başka bir etkisi daha var; özellikle sıfır araç satıcıları sigorta sistemi ile iç içe çalışırlar. Bu sistemde kartların yeniden karılması gerekecek. Servis sisteminden, satışlardan ve sigortadan oluşan gelirlerin dengelenmesi gerekir. Dolayısıyla maliyet artışı servis sistemini etkiliyor, bu da bizim hasar maliyetlerine yansıyor. Otomotiv endüstrisinin ayakta kalması ve bizleri de ileri çekmesi gerekiyor. Umut ediyorum, otomotiv sektörü çıkışı kısa sürede yapacaktır. Çünkü bizler hiçbir işletmenin kapanmasını istemeyiz. Görünen o ki, 2019’da yeni araç satışında sıkıntı devam edecek. Bizlerin otomotivciler ile birlikte otomotiv-kasko ilişkisini nasıl ayakta tutarız diye bakmamız lazım.”
TRAFİK SİGORTASINA ENFLASYON AYARLAMASI
YAVUZ Ölken, son dönemde hem döviz kurundaki hem de enflasyondaki artışın trafik sigortasında maliyetleri yüzde 20 artırdığına değinerek, şunları söyledi:
“Bizim için tehlike şu: Enflasyon, 2019’da ortaya çıkacak işçilik ücretleri, asgari ücret artışı; bunlar özellikle ölümlü trafik kazalarında ciddi etki yaratacak. Bugün trafik sigortasından zarar etmeye devam ediyoruz. Her 100 liralık primde 10 lira zarar yazıyoruz. Tavan fiyat uygulaması ile aylık belli oranda bir prim artışı oluyor, ama trafik sigortasında fiyatların biraz daha normalleşmesi ve enflasyonla paralel hale gelmesi gerekiyor. Ben buna zam demiyorum, normalleşme diyorum. Şu anda fiyatlarla enflasyon arasında bir kopukluk var ve bunun dengelenmesi gerekiyor. Trafikteki bu sıkıntı yavaş yavaş şirketlerin sermaye eksikliğine de neden oluyor.”