Süt üreticileri yine zam istiyor: Yem fiyatları arttı bu gidişle ne et ne de süt üretilebilecek
EKONOMİ – Süt üreticileri yine zam istiyor! Döviz kurunun yükselmesiyle beraber hemen hemen her ürüne zam gelmişti. Kurdan etkilenenlerden bir tanesi de süt üreticiler oldu. Üreticiler; çiğ süt fiyatının 4 lira 70 kuruş olarak belirlenmesinden yaklaşık 20 gün sonra artan yem fiyatlarından dolayı süt fiyatına zam talep etti.
Ulusal Süt Konseyi (USK), 8 Aralık tarihinden itibaren geçerli olmak üzere çiğ sütte üreticiden çıkış fiyatını brüt 4 lira 70 kuruş olarak ilan etmişti. Verilen 20 kuruşluk prim desteği ise artırılmamıştı. Süt sektörünün temsilcileri yaptıkları ortak açıklamada, girdi maliyetleri nedeniyle bu fiyatın düşük kaldığını, fiyatın yeniden revize edilmesi gerekliliğinin doğduğunu ifade ettiler. Dünyada kabul gören yem/süt paritesine göre, 1 litre çiğ süt ile 1.5 kilo yem alınabilmesi durumunda üretimin sürdürülebilirliği sağlanıyor. Sektör temsilcileri Türkiye’de bu paritenin halihazırda 0.93 olduğunu kaydettiler.
Marketlerde bir litre süt 14 liradan satılırken, çiftçi bir litre çiğ sütten 4 lira 41 kuruş kazanabiliyor. 8 büyük süt üretici birliği, Ulusal Süt Konseyi‘nden çiğ süt fiyatında ikinci bir revize talep etti. Konsey,
“Bu gidişle bu topraklarda ne et ve süt üretilebilecek ne de bu ürünler ucuza tüketilebilecektir” uyarısında bulundu.
Süt sektörü temsilcileri, kurdaki düşüşe rağmen yem fiyatlarındaki gerilemenin yeterli olmadığını, maliyetlerde öngörülemeyen değişimler yaşandığını belirterek, çiğ süt fiyatının en kısa zamanda süt-yem paritesine göre revize edilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Tevfik Keskin, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Ertürk, Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı Eray Çiçek ile Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Genel Başkanı Sencer Solakoğlu, süt sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konusunda ortak basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, 24 Kasım’da tüm üretici örgütlerinin sorunlarını ve beklentilerini içeren ortak bir açıklama yapıldığı, üreticiler adına yapılan bu girişimin yetkililerden karşılık bulduğu ve çiğ süt tavsiye fiyatının pazarlık usulüyle belirlendiği anımsatıldı.
Ulusal Süt Konseyi’nin, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanma kararı verebileceği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Konseyin belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline masraflar çıkarıldıktan sonra yaklaşık 4 lira 41 kuruş geçecektir. Ham maddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Çiftçimiz aralıkta süt yeminin kilosunu ortalama 4 lira 76 kuruştan almıştır. Süt yem paritesi 0,93 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani üreticilerimiz 1,5’in çok altında bir pariteyle karşı karşıya kalmıştır.”
Döviz fiyatında meydana gelen düşüş dolayısıyla yem firmalarının fiyatlarda indirim yapması gerektiğine işaret edilen açıklamada, kaç firmanın bu şekilde davranacağını ve ne kadar indirim yapılacağının zaman içinde görüleceği belirtildi.
Açıklamada,
“Beklentimiz yem fiyatlarında daha büyük düşüşlerin olmasıdır. Ulusal Süt Konseyi’nin yeniden toplanması ve yeni karar alması elzemdir. Maliyetlerde öngörülemeyen değişimler yaşıyoruz. Çiğ süt fiyatı en kısa zamanda süt-yem paritesine göre revize edilmelidir” ifadeleri kullanıldı.
Süte verilen 20 kuruşluk primin çok düşük kaldığı, bu desteğin en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, akaryakıt ve enerji fiyatlarının da üreticiler açısından önemli olduğuna işaret edilerek,
“Üreticilere umut ve güven verecek, hızlı atılacak adımlara ihtiyaç vardır. Bu sorunlara yönelik istikrar sağlayıcı tedbirler alınamayacak olursa, bu topraklarda ne et ve süt üretilebilecek ne de bu ürünler ucuza tüketilebilecektir” değerlendirmesinde bulunuldu.
Yeniçağ