EKONOMİ – Valiliğinin ‘ÇED gerekli değildir’ kararı, çevrecilerin açtığı dava üzerine mahkemeye sunulan bilirkişi raporu sayesinde iptal edilmişti. Söz konusu bilirkişi raporunda şöyle deniyordu: “Dava konusu parselin bulunduğu alan doğal ve ekolojik değeri yüksek alanlardır. Bu alanları tehdit edici yönde ve tahribata açacak yapılaşma kararları getirilmemelidir ve koruma-kullanma dengesi gözetilmesi gereklidir. Ancak keşif sırasında çekilen fotoğraflardan da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir.”
Daha sonra ÇED süreci başlatıldı.
Büyükşehir belediyesinin “Kanalizasyon ve su alt yapısı yok” demesine rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Sinpaş’a ‘ÇED olumlu‘ kararı verdi. Hem belediye hem çevreciler bu kararın iptali için dört farklı açtı. Belediyenin açtığı dava sürecinde yeni bilirkişi raporu hazırlandı ve mahkeme bu raporu gerekçe göstererek davayı reddetti. Çevrecilerin avukatları, söz konusu yeni raporun, ‘şirketin ÇED raporunun bir kopyası olduğunu’ belirterek bilirkişileri ‘tarafsız olmamak’la suçladı.
Belediyenin temyiz süreci sürüyor. Ayrıca dört dava için birleştirme kararı yok.
Muğla 2’inci İdare Mahkemesi bugün çevrecilerin açtığı ‘ÇED olumlu’ kararının iptali davasının reddine karar verdi. Bu karara gerekçe olarak belediyenin açtığı davada sunulan bilirkişi raporu gösterildi. Çevrecilerin avukatları, hem temyiz sürecine hem de davaların birleştirilmediğine dikkat çekerek “Dosyamıza sunduğumuz itiraz dilekçesi dikkate alınmaksızın hem ‘çelişmeli yargılama hakkı’ hem de ‘tarafların eşitliği ilkesine’ aykırı şekilde bu davanın bilirkişi raporu, bizim davaya esas alındı” dedi.
Çevreciler de karara tepkili: “Davamızın itiraz konuları farklı olmasına, görünür şekilde Sinpaş’ın kıyı kenar çizgisini tahrip edip düzenlediği ve kendisine ait olmayan 15 hektarlık milli park alanını tahrip ve işgal ettiği ‘somut delil’ olarak ortada olduğu halde; dahası valilik ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptalini sağlayan bilirkişi raporunun dayandığı bilimsel gerçekler ortadayken böylesi bir hukuksuzluk kabul edilemez. Bununla birlikte imarsız bir alanda olması sebebiyle kanalizasyon, su, elektrik altyapısının ve kadastral bir yolunun olmadığı resmi belgelerle ispatlı iken takınılan bu tutum, yapanın yanına kar kalmasını sağlıyor.”
Marmaris’in İçmeler Mahallesi Kızılbük mevkiinde 1988’de Hattat ailesi tarafından Hema-Que Otel Yatırım A.Ş. adıyla, 150 dönümü ormandan tahsisli toplam 310 dönümlük denize sıfır araziye beş yıldızlı otel yapılması için inşaat başlamıştı. Fakat 550 oda, 1100 yatak kapasiteli otel bitirilememişti. Emin Hattat, 2006’da iflas edince de inşaat tamamen durmuştu.
Otel, 2009’da Sinpaş Holding’e satılmıştı.
Sinpaş Holding, 2010 başında iki koyu içine alan otel inşaatının bulunduğu bu araziye 1400 lüks konut yapmak için o dönem belde olan İçmeler’de belediyenin fen işleri müdürlüğüne başvurmuştu. Belediyeyse imar planında belirtilen hükümler çerçevesinde konut yapımına izin vermemişti.
Muğla valiliğiyse Kızılbük Wellness Resort adıyla devam eden inşaat için 13 Ağustos 2021’de ‘ÇED gerekli değildir’ kararını vermişti.
Kaynak: Diken