Enflasyonla mücadele programı vardı, yıl sonra hedeflerimiz vardı.
Orta vadeli programın ismi değişti ve bunların hepsini göbeğinde enflasyon rakamları önemli bir yer ve hacım kapıyordu.
En son gerçekleşen bir rakam var ki yıllık bazda enflasyon rakamlarının yüzde 25’lere dayandığını görüyoruz.
Bu ne anlama gelir?
Size tane tane açıklayayım sevgili din kardeşlerim…
Dönem itibariyle ekim ayı enflasyonu özel bir önem taşıyor, bunu baştan belirtelim.
Neden?
Eylül ayı rakamları çok kötü gelmişti hemen arkasından panik içinde bir enflasyonla topyekun mücadele programı devreye sokulmuştu da ondan.
Enflasyon sepetine giren mallar da en az yüzde on indirim talebi ile iş yerleri üzerinde bir baskı kurulmuştu, döviz kurları geriliyordu.
E, bu koşullarda ekim ayı enflasyon konusundaki tahminlerde geniş bir aralığa yayılmıştı.
Yani eksi çıkacak diyenler de vardı 3’e yaklaşır diyen de.
Peki, ne çıktı?
Ekim ayında tüketici fiyatları yüzde 2.67 oranında artmış.
En yüksek artış giyim ve ayakkabıda… Yeni ürünler devreye girdiği için.
Gıda fiyatlarındaki artışın en yüksek oranlı.
Sıkıntı çok…
Ulaştırma dışında gerileyen fiyat yok!
Şimdi 2.67 çok yüksek, o zaman herkes size doğal olarak soruyor.
Enflasyona topyekun mücadele olmasaydı ne olurdu?
Kurlar gerilmeseydi ne olurdu?
Nasıl bir felaket çıkardı?
Bu sorular tabii ki beklentilerin bozulduğunun işareti.
Tabii kurların gerilemesinin altında yatan politik bir gündem var ama oraya girmiyorum.
Kurlar gerileyince enflasyon da düşük çıkar diye beklenti var herkesin hafızasına kazınan.
Herkes enflasyon sepetinde gelen mallarda en az yüzde 10 indirim varsa enflasyon düşük çıkar, yıllık rakamda geriler havasındaydı.
Ama öyle olmadı yüzde 2.67…
Yıllık rakamda yüzde 25.24’e gelmiş.
Burada tatsız bir sürpriz var. Beklenenden kötü çıkmış… Bunu bir kenara koyalım.
Aynı gün yurt içi üretici fiyatları açıklandı.
Üreticilerin üstüne ciddi maliyet baskıları var.
Sıkıntı çok.
Kredi ihtiyacı karşılanamıyor.
Üretici malını satmak istiyor ama zararına satmak da sıkıntı var.
Nakit akış problemleri giderek ciddileşmiş.
Bu koşullarda bakıyoruz ne olmuş?
Çünkü eylül ayında üretici fiyatları, yurt içi fiyatları yüzde 10’a yakın oranda artmış.
İmalat Sanayi yüzde 9’du, bu ay bakıyoruz yüzde 0.91
Daha yüksek çıkması beklenen yurt fiyatları, üretici fiyatları düşük çıkmış.
İmalat Sanayi yüzde 0.17, şimdi iyi mi kötü mü?
Düşük çıkması iyi ama niye düşük çıktı?
Enflasyon ile yani tüketici fiyatları üzerindeki baskı azalmış diyebilirsin…
Eğer bu sorunlardan kaynaklanan, maliyetlerin fiyatları yansıtılamıyor olmasından kaynaklanıyorsa, durumsa kötü!
Şimdi biliyoruz, iş dünyasının nakit yaratma konusunda ciddi sıkıntıları var.
Yeni kredi alamıyorlar.
Hatta ekim ayında ihracat patlamasında, nakit yaratmak için geçici ihracata girenlerde muhtemelen oldu, ya da ithal ettiği malı gümrükten çekmeyip Re-Export edenlere de belki oldu…
Fiyat artışları çok cüzi!
Bu şunu gösteriyor, üreten kesimlerin sıkıntısı katlana-birlik sınırının üzerine çıkmış.
Nakit yaratmak, zarar pahasına tercih edilir olmuş, bunu da not etmemiz lazım.
Bu da bundan sonraki aylarda yani yeni yılda böyle devam etmesi düşünülemez.
Akabinde ve detayında sevgili kardeşlerim…
Vatandaşın gündemi öyle medyada gördüğünüz gibi seçimler, adaylar, Trump falan filan değil.
Artık dolar bile değil.
Vatandaşın gündemi iş ve aş.
Vatandaş ekmek peşinde.
Buradan tüm siyasilere sesleniyorum.
Bu memleketi bu ekonomik sıkıntıdan nasıl çıkaracaksınız onu deyi verin.
Bilmelisiniz ki; aç adama “hangi partidensin?” diye sorulmaz.
NOKTA