Seçil Erzan’ın aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Semih Kaya ve Selçuk İnan gibi ünlü futbolcuların da bulunduğu 29 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılandığı dava devam ediyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Seçil Erzan’ın şikâyetinin ardından başlatılan “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma” soruşturmasında takipsizlik kararı verdi. Erzan, Denizbank yöneticilerini “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan ihbar etmişti.
Soruşturma kapsamında Erzan’ın iddia ettiği Denizbank yöneticilerinin ve tanıkların ifadeleri alındı. Savcılık, elde edilen mesajlaşmalar ve tanık ifadelerinin Erzan’ın iddialarını desteklemediğini tespit etti. Erzan’ın isteği üzerine Çorlu’daki evinden bankanın Zincirlikuyu’daki genel merkezine geldiği ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun işlendiğine dair inandırıcı delil bulunmadığı belirtildi.
Soruşturma sonucunda savcılık, Erzan’ın Denizbank yöneticilerine yönelttiği suçlamaların yasal dayanağının olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Kararda, Erzan’ın Denizbank yöneticileri tarafından kayrıldığına dair herhangi bir eyleme rastlanmadığına işaret edildi. Tam aksine Denizbank yöneticilerinin Erzan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu vurgulandı.
Takipsizlik kararı, diğer beş müşteki olan Selçuk İnan, Musa Mert Çetin ve diğer üç kişi için de geçerli oldu. Savcılık, bu kişilerin “Suç Delilini Yok Etme” ve “Suçluyu Kayırma” suçlamalarına ilişkin iddiaların dışında delil bulunmadığını tespit etti. Bankanın ilgili bilgileri raporlarla sunduğu da belirtildi.
Kararda şu ifadelere yer verildi: “Seçil Erzan’ın Denizbank yetkililerince kayrıldığı dair bir eyleme rastlanmadığı, tam aksi Seçil Erzan hakkında Denizbank yetkilileri tarafından Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunulduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin üzerine atılı kişi hürriyetinden yoksun kılma, suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme ve suçluyu kayırma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı.”