Sayıştay denetiminden muaf Yunus Emre Vakfı’nda neler oluyor? Yunus Emre Vakfı…
EKONOMİ – Sayıştay denetiminden muaf Yunus Emre Vakfı’nda neler oluyor? Özel kanunla kurulan bu vakıf bütçesini bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden tamamen devletten alıyor.
Vakfın kendi bünyesinde kurulan “Yunus Emre Enstitüsü” adıyla yurt dışında kurulan kültür merkezlerinde Türkçe öğretme ve Türk kültürünün tanınmasına yönelik faaliyetler yürütme misyonu var…
Ancak iddia o ki; enstitü yöneticilerinin başka faaliyetleri de var… Hem de filmlere, dizilere konu olacak türden.
Vahim iddialar enstitü tarafından gizlenen yeni bir gri pasaport skandalı ile Almanya’ya sokulmak istenen paraya kadar uzanıyor…
Güfte Caddesi’nde yazılan, Bestekar Caddesi’nde uygulanan bir hikaye bu…
Söz konusu kuruluş vakıf statüsünde olduğundan Sayıştay denetiminden muaf ve ihale kanununa da tabi değil.
Vakfın Ankara Kızılay Tuna Caddesi’ndeki binası daha önce bir devlet kurumunda iken, vakfa tahsis ediliyor. Binanın 2018’de başlayan tadilatı, 2019 başlarında bitiyor.
Milyonlarca lira harcanan tadilatı MAKED Mimarlık Mühendislik Reklam ve Prodüksiyon Ticaret Ltd. Şti adlı firma gerçekleştiriyor…
Firma 2017’de, “yurt içinde ve yurt dışında her türlü mühendislik ve mimarlık hizmetleri” yapmak üzere kurulmuş ve 2018’de Yunus Emre Enstitüsü’nün taşındığı binanın tadilat işini kapmış…
İddia o ki; söz konusu firmanın sahibi R.GU, enstitü başkanı Şeref Ateş’in yakın bir arkadaşının oğlu…
Ulusoy’a Yunus Emre Enstitüsü’nün inşaat işlerini yaptırmak için mi şirket kurduruldu?
Bu yöndeki söylentiler enstitü içerisinde duyulmaya başlanınca, enstitü başkanı kendisi ile bağlantısı olmayan firmalara yöneliyor.
Çankaya Kavaklıdere Mahallesi’ndeki Güfte Caddesi’nde “YCL Garaj” adındaki oto yıkamada Yunus Emre Enstitüsü’nün hizmet araçlarını yıkayan Y. İ. birden bire iş insanı, müteahhit oluyor.
İlk başlarda enstitüye temizlik, hijyen malzemeleri ve ekipman satmaya başlıyor. Sonrasında bilgisayar ve elektronik malzemeler satarak işi büyütüyor.
Enstitünün bazı inşaat işlerini de taşeron firmalar üzerinden yapmaya başlıyor.
Ancak enstitünün yurt içi ve yurt dışında yapılacak birçok inşaat işi vardı…
15 Aralık 2021’de tescil ettirilen Kavaklıdere Mahallesi Bestekar Caddesi No.20/d adresinde 468452 ticaret sicil numarasıyla, Y. İ’nin eşi E. İ’nin üzerine Bestekar Emlak İnşaat Otomotiv Ticaret Limited Şirketi kuruldu.
Enstitünün Ulus, Sıhhiye ve Kızılay olmak üzere Ankara’daki üç yerleşkesinde bitmek bilmeyen ek bina, kafe inşaatı ve tadilatlar başladı…
Kosova Prizren, Saraybosna, Azez ve Afrin’de de enstitünün kültür merkezlerinin inşaat ve tadilat işleri Y.İ’ye verildi. Irak’ta halen süren işin de verildiği söyleniyor.
Bestakar Emlak İnşaat şirketinin genel kurulunda sık sık karar değişikliğine gidiliyor ve enstitü içerisinden aktarılana göre bunun sebebi, İ. soyadının enstitüdeki evraklarda çok görünüp dikkat çekmemesi…
Bu noktada dikkat çeken bir başka durum ise; 1 Temmuz 2022’de genel kurulda alınan kararla şirket hissesinin, 100 hisse payının 1’i gibi çok küçük bir miktarının F.K’ya devredilmesi.
Garip olan ise, 1 hisse payına rağmen F.K’nın 7 Temmuz 2022’de şirketin yetkili ve sorumlu müdürü yapılması…
Şimdi sorular şunlar; Y.İ enstitüye yapılan işlerde enstitü yöneticilerinden kimlerin taşeronluğunu yapmaktadır?
Yapılan milyonlarca liralık işlerden geriye para transferi yapılmakta mıdır?
Turist rehberi iken, Enstitü Başkanı Şeref Ateş’in kararıyla enstitüye özel kalem müdürü yapılan M. D. ve enstitüye elektrik teknisyeni olarak alındığı halde görevleri arasında satın alma işleri de bulunan Destek Hizmetleri Daire Başkanı yapılan M.Ç., memur kadrosundan Mali İşler Daire Başkanı yapılan S. Y. bu işlerin neresindedir?
Bu soruların cevaplarına dair, içeriden gelen bilgiler var. Şimdilik sadece soru olarak gündeme getiriyorum…
Şunu da atlamayalım; enstitünün başkanlık katında garsonluk ve temizlik işlerini yapan İ.K. adlı personeli M.Ç kendi kontrolündeki satın alma işlerinin başına getirerek enstitünün satın alma biriminin sorumlusu yapıyor.
Bu kişilerin bu kritik görevlere getirilmesi normal mi?
Bu isimlerin mal varlıklarındaki dikkat çeken artışın, yargının da dikkatini çekmesi gerekiyor…
Kurulan düzenin bir de yurt dışı faaliyetlerinde ise Türkiye’de kimsenin duymadığı bir skandal var. Enstitünün Destek Hizmetleri Daire Başkanı M. Ç. ve kendi ekibinden olduğu aktarılan S.İ ile birlikte Kasım 2022’de Almanya Köln’e gri pasaport ile görevlendiriliyorlar.
Yanlarında 240 bin euro ile Köln Gümrük polisine yakalanıyorlar. El konulan paraların en azından bir bölümünü kurtarmak için Köln Konsolosluğunu devreye sokarak kurtarmaya çalışıyorlar.
Durum gizli tutuluyor.
Köln’de yakalatılan bu kadar para neden yanlarındaydı ve kime gidiyordu?
Haksız kazanç ve devletin parası ile servet yaratıldığına dair ortada çok pis kokular var ben bunları gazeteciliğin kamu gözcülüğü işlevini yerine getirmek adına bu köşeden duyuruyorum…
Bakalım yargı, devlet mekanizmaları bu iddiaları ihbar kabul edip harekete geçecek mi?
Yoksa kirli işlerde herkesin birbirinin arkasına saklandığı çıkar ağı nedeniyle hesap sormak yine kimsenin aklına gelmeyecek mi?