Uluslararası Sanat Platformu (USAP) Başkanı Doç. Dr. Bünyamin Aydemir, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) seçimlerinin yenilenmesi kararı sonrası birçok sanatçının “mahalle baskısı” yüzünden kendilerine dayatılan sloganı sosyal medya hesaplarından dillendirmek zorunda kaldığını savundu.
Aydemir, YSK’nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için 31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerini iptal edip yenilenmesine karar verdiğini anımsattı.
Bu kararın ardından sanat camiasında ayrıştırmalara hizmet eden değerlendirmeler olduğunu aktaran Aydemir, “Sanat camiamızda demokrasi adı altında toplumsal ayrıştırmalara ve ötekileştirmelere hizmet eden olumsuz tepki ve değerlendirmeleri üzüntüyle gözlemliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin vitrininde yer alan bazı sanatçıların, fanatizmin ve ideolojik körlüğün tutsağı haline geldiğini ve bu kişiler aracılığıyla İstanbul seçimleri bahane edilerek sosyal medyada “nobran bir tribün kültürünün ve körlüğünün hakim kılınmaya çalışıldığını” söyleyen Aydemir, şöyle konuştu:
“Fanatizm ve ideolojik fanatizm sanatla ve sanatçı tavrıyla çelişen en büyük safhadır. Ne yazık ki çoğu sanatçı dostumuz kendilerini bu illetin aygıtı haline getirmişler. Kimin kimi aşağılamaya, dışlamaya, ötekileştirip hor ve hakir görmeye hakkı olabilir ki? Bunun sanatçı tavrıyla, insanlıkla, demokrasiyle ve özgürlükle zerre kadar ilgisi olabilir mi? Olsa olsa barbarlıkla, linç kültürüyle ve intikam duygusuyla ilgisi olur. Bunlar bir sanatçıya yakışmaz.”
Sanat camiasındaki mahalle baskısının etkili silah olarak kullanıldığını vurgulayan Aydemir, bu yüzden çok sayıda sanatçının farklı politik eğilimlerde olmalarından dolayı zaman zaman linç edildiğini kaydetti.
Aydemir, şöyle devam etti:
“Birçok arkadaşımız mahalle baskısı yüzünden kendilerine dayatılan sloganı sosyal medya hesaplarından dillendirmek zorunda kalıyor. Bunu yapamayanlar ise ideolojik fanatizmin zehirli dilinin hedefi haline gelmiştir. Bir şeyler güzel olacaksa bunun yolu dayatma, linç, aşağılama ve ötekileştirme değildir. Kişilerin de zekasıyla, düşünceleriyle, ahlakıyla alay etmek değildir. Demokrasi, ifade özgürlüğü, hak, hukuk gibi herkese lazım olan değerlerin içlerini boşaltmak hiç değildir.”
Hoşgörü ve tahammül kültürünün toplum için gerekli olduğuna işaret eden Aydemir, “Sanat camiasından topluma örnek olmasını beklemek hepimizin hakkıdır. Fanatizm, ideolojik körlük, marjinallik, slogan sevicilik, ayrıştırıcı ve ötekileştirici eğilimlerin hepsi postmodern barbarlıktır. Sanatçıların ise barbarlıkla işi olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.